O akşam hastaneden çıkarız umuduyla Eren'e sordum "Ne zaman şuradan çıkacağız?".Gülümsedi,bunu pek yapmıyordu.
"İyiliğin için gerekirse bir ay daha kalırız" dedi.Ağzım 'Yuh' der gibi açılınca 'Çüş' dememek için kendimi zor tuttum.
"Yok canım o kadar da yani nasıl olsa ameliyat başarılı geçmiş bu akşam taburcu ederler herhalde" dedim.Gülümsedi,tekrar, bunu sık yapmalıydı gülümsemek ona yakışıyordu gerçi ona yakışmayan bir şey yoktu ama...
"Umarım" dedi ifadesizce.O ifadesiz hâline tekrar bürününce bende somurttum.
"Bu kıyafette yakıştı" dedi ve hafif kıkırdadı, kaşlarımı çattım ve "sağol ya çok iyi morel veriyorsun" dedim somurtmaya devam ederek.O sırada odayı sık sık ziyaret eden hemşire geldi ve "kötü bir haberim var" dedi.Nefesimi dışarı üfledim ve "bir günde hayırlı bir haberle gelsen olmaz zaten" dedim.
Eren kıkırdar gibi oldu ama sonra ciddileşip hemşireye baktı hemşire "Hastamız için bir ilaç yazıldı ve onu her akşam içmesi gerek sorun şu ki ilaç biraz pahalı" dedi.
Eren için para sorun değildi."Önemli değil adı neyse ve nerede satılıyorsa alırız" dedi Eren."Tadı nasıl peki" diye araya girdim."Tadının bir önemi yok senin iyiliğin önemli"dedi Eren.
Tekrar somurttum."Peki ne zaman buradan gidebileceğim?" dedim.Hemşire gülümsedi ve "Bu akşam"dedi.Sesli bir 'Oh' çektim."Hele şükür" dedim."Hastanelerden neden bu kadar nefret ediyorsun?" dedi Eren.Bunu söylemesiyle hemşireye bakan gözlerim onun gözlerine kaydı ve bir süre bakıştık.Bir şey söylemiyordum.Sessizliği bozan hemşire oldu "Peki ben gideyim o zaman" dedi ve önce Eren'e sonra bana baktı."Eee git madem davetiye mi bekliyorsun?" dedim.
Eren hafif kahkaha attı sonra hemşireye 'git' der gibi bir bakış attı.Hemşire gidince yüzüne eski ifadesizliği yerleştirdi.Benimde gülen yüzüm soldu."Soruma cevap ver" dedi."Ne?" dedim.Kaşlarını kaldırdı ve 'haydi ama ne demek istediğimi biliyorsun' bakışı attı.
Bir insan gözleriyle nasıl bu kadar net konuşur?"Anlamıyorum" dedim.Aslında bal gibi anlıyordum."Bak sinir hastası hastaneden bu kadar nefret etme iyiliğin için herşeyi yapıyorlar" dedi. Cidden benim iyiliğime kafayı takmış durumdaydı."Sanki ben iyileşince dünya kurtulacak" dedim ve gözlerimi devirdim.
"En azından sana değer verenler var" dedi.Ya tabii."Kim? Annem mi evet o verir ama başa çıkabilir inan bana hem ölsem kurtulurlar" dedim."Ben varım" dedi.O mu? Ciddi ciddi bana değer veriyordu hemde ya yerde ya da yanımda yat ne halin varsa gör diyen çocuk.
Bir süre bakıştıktan sonra "Sen mi?" dedim.Dilim damağım kurumuştu.Ne diyeceğimi bilmiyordum."Evet.Ben."dedi."Ben,bende sana değer veriyorum tabii ki ama sanıyordum ki.." dedim ve kaldım.Kendimden başkasını düşünmediğimi zannediyordun" dedi ağzımdan lafı alarak.
"Şeyy,evet aslında"dedim.Sırıttı ve "beni tanımıyorsun" dedi.Hayır tanıyorum ama tanımam gereken kadarını."Tanıyorum,tanımam gerektiği kadar" dedim.
"Hayır"dedi.Ne demek şimdi bu?Anlamıyorum."Neyse biraz yat akşam 8-9 gibi eve döneriz" dedi.O zamana kadar sabredebilirsem tabii."Peki"dedim ve yatağa uzandım.Yorgundum,hâla, üstelemeyecektim.
Gözlerimi kapattım ve derin olduğunu düşündüğüm bir uykuya daldım.Bir el kolumu dürtükleyince tek gözümü zorlukla açtım bulanık görüyordum."Haydi uyan dönüyoruz işte" dedi Eren.Dönüyoruz tabii ya duvarda asılı duran daire şeklindeki beyaz saate baktım saat 20.30 hemen ayağa kalktım ve "Yaşasın" dedim.Tabii gözlerim etrafta dolanıyordu ve kıyafetlerimi arıyordum."Kıyafetlerim nerede?"dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Otostop
Acak"Kabul ediyorum küçük sinir hastası artık küçük sinir hastası değilsin artık sadece sinir hastasısın" -EREN ATA-