6. BÖLÜM - HOŞÇAKAL

587 21 3
                                    

Bir aydan uzun süredir yeni bölüm atmıyordum. Aslında bu bölümü daha önceden yazmıştım ama başlarının sıkıcı olduğunu söylemişti biri. Onu düzeltecektim. Her neyse sadece isimleri değiştirip bölümü atıyorum.Sıkıldığınız yerleri atlayın. Ben daha sonra onları düzelteceğim. Bir sonra ki bölüm için bu kadar uzun bir ara vermeyeceğime emin olabilirsiniz. İyi okumalar...


Neredeyse her insanın tattığı bir duygudur yalnızlık . Bazen düşünmek için , bazen de ağlamak için .Peki ya zorunlu yalnızlık ? Tek başına olmak ? Yanında kimsenin olmaması ? Var mıdır böyle bir yalnızlık ? Etrafındaki insanların iyiliği için kendinden feragat etmek ?

Bazen tek başına olmaya mecbursundur. Sevdiklerini korumak için. Onlar için yaptığın bu şey onları korusa da seni yaralar. Ama onlar bilmezler . Onlar sadece bırakıp gittiklerinizle ilgilenirler. Arkanızda bıraktıklarınızla...

Ben çok şey bıraktım arkamda . Onları elimde tutup hiç bırakmamak isterdim. Hep yanımda olsunlar. Beni sevsinler , bana değer versinler. Yaşadığımı hissettirsinler. Ama ben yine ölü gibiyim .Bana sevildiğimi hissettiren birini daha arkamda bıraktım çünkü. Korktum ona bir şey olmasından. Kaybetmekten korktum. Onun hiç yaşamadığını duymaktansa bir yerlerde nefes aldığını duymak daha iyi bir seçenek gibi gözüktü gözüme. Ama hesaba katmadığım bir şey vardı ; onun için en iyisini seçerken kendimi hiç düşünmedim. Onsuz ne yapacağımı , yokluğuna nasıl alışacağımı , gülüşünü tekrar nasıl görebileceğimi , nasıl tekrar mutlu olabileceğimi hiç düşünmedim ben .Sadece onu düşündüm . Ama doğrusu da bu değil miydi ? Aşk fedakarlık değil miydi ? Bende onun için kendimi feda ettim ama o bunu hiçbir zaman bilmeyecek. Belki de benden nefret edecek ama en azından yaşayacak.

Onu her şekilde kaybedeceğini bilip ; daha az acı verenini seçmek çok zor bir şey. Sanki onun yokluğunda kalbin yavaş yavaş küçülüyormuş gibi hissediyorsun . Ruhunun her zerresi ona muhtaçken onsuz geçirilen aylar , haftalar , günler , dakikalar , saniyeler çok zor geliyor sana. Anıların aklına geliyor. Birlikte gülüp eğlendiğiniz zamanlar geçiyor gözünün önünden. Sonrada bunları bile bile onu bırakmak zorunda olduğun...

Ama biliyorsun ki onun için en iyi seçenek bu . O yüzden içine atıp , alışıyorsun. Zamanla kendini acıya alıştırıyorsun ama sonra önüne daha aşılması daha zor acılar çıkıyor.Sanırım bu hayatın bana verdiği , her bölümü diğerinden daha zor ve dayanıklı olmamı gerektiren bir oyun . Ama hayatın yaptığı bir yanlış var ; ben acıyı unutmuyorum , onlarla yaşamayı öğreniyorum. Bu beni günden güne yıpratsa da , tekrar tekrar düşüp dursam da , yeniden ayağa kalkmayı başarıyorum.

Bir gün bu acılar son bulacak. Ailemin katiliyle karşılaşacağım ve bu oyunu ya o ya da ben kaybedeceğim. O zamana kadar hayatıma kimseyi sokmayacağım. Tekrar acı çekmek için artık fazla yorgunum. 


| 2 KASIM 2007 |

Necip Bey yaz dedi diye yazıyorum. Yoksa böyle şeylerle işim olmaz. Bunun amacı ne hala anlamış değilim. İlerde işsiz gibi bunu mu okuyacağım. Tam bana göre alkışşş!!!

| 27 KASIM 2007 |

Yazınca rahatlıyormuşuz diye yazıyorum. Ama ben olarak yazmıyorum Yankı. Gelecekteki sana seni anlatıyorum. Anlatayım ki ne bok yediğini öğren. Bugün bu salak Yankı ne yaptı biliyor musun ? Kafasını o güzelim rahat sırasından kaldırdı ve dışarı hava almaya çıktı. Neden ? Sıkılmış. Neyse işte bu çıktı dışarı. Dışarıda da rahat durur mu ? Durmaz. Gitti basketbol oynamaya. Hem sessizce okulu bitirmek istiyor hemde iki potalı okulda basketbol oynayıp ilgi çekmemeye çalışıyor. Cık cık cık. Hayır bide güzel oynasa... Neyse işte bu salak basketbol oynarken yanına birkaç çocuk geliyor. Topu versene falan diyorlar. Bizim atarlı rahat durur mu ? Bir daha durmaz dememe gerek yok bence. Bu çocukları kovuyor yanından. Benden okumuş olma ama yakışıklı çocuklar. Neyse bu yakışıklı çocuklar gülüyorlar falan bu atarlı iyice sinirleniyor. Bilirsin sinirlenince nasıl olduğunu ; kulağından bir duman çıkmadığı kalıyor. Sonra bizimki ne yapıyor biliyor musun ? Topu o yakışıklı uzun boylu , siyah saçlı , tatlı çocuğun kafasına atıyor . Çocuğa ne olduğunu bizim atarlı da bilmiyor çünkü topu çocuğun suratına attığı gibi sınıfına gidiyor. Ama iyi bir şey olmadığı kesin. Sonuçta topu Yankı attı. Sınıfa girince tekrar güzel sırasına yatıyor. Ve bir daha kalkmamaya kendine söz veriyor.

V.I.PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin