12. BÖLÜM - FANUS

180 10 0
                                    




Zaman gerçekliğini yitirmişti birkaç saniyede. Aynı yerde değildim. Karşımdaki adamın yüzü silinmiş yerine o katilin yüzü gelmişti. Yerler kanla kaplanmıştı saniyeler içinde. Gözlerimi yerden kaldırıp nefretle katilin yüzüne çevirdim bakışlarımı. Ondan nefret ediyordum. Hayatımı mahvetmişti. Hayatımda koca bir boşluk bırakmıştı ve bunu ona ödetmem için bir şans da vermişti bana.

Katilin arkasında saklanan annem gizli gizli bana bakıyordu. Hemen arkasında babam duruyordu. Anneme arkasından sarılmış , başını annemin omzuna yaslamış birlikte beni izliyorlardı. Onları böyle görmek beni tamamen sarstı. Tıpkı hatırladığım gibiydiler. Üstlerinde ki kanlı kıyafetleri görmezden gelirsem eğer.

"Hasret gidermen bittiyse -" diye söylenirken hiddetle ona döndüm. Söyleyeceği şey her neyse susmayı tercih etti ama hala o pis gülüşü dudaklarında dolaşıyordu.

"O dudaklarını kesip ağzına tuz basmak istiyorum. " diye mırıldandım sıktığım dişlerimin arasından. Tüm nefretim gözler önündeydi. Hiçbir zaman saklamak gibi bir düşünceye de girmemiştim. Onunla olan göz temasımı kesip bakışlarımı aileme çevirdim. Annem endişeli gözlerle bana bakıyordu.

"Ne oldu anneciğim ?" diye sordum. Gözleri dolmuştu. Bunun canımı bu kadar yakmasını beklemiyordum ama her seferinde onu böyle üzgün görmek beni kahrediyordu.

"Her zaman böylesin." dedi isyan edercesine annem. "Sen gülmeyi bile bilmiyorsun. Unutmuşsun. En azından bize gülümsemeni isterdim. Nefretin seni o kadar kuşatmış ki artık gülemiyorsun bile! En son ne zaman gerçekten güldün Yankı? En son ne zaman kendine bir iyilik yapıp mutlu olmayı denedin?"

Farkında bile değildim onlara gülümsemediğimin. Sanki ben bu halimden çok memnunmuşum gibi konuşması beni parçalamıştı.

Babam da annemi onaylar gibi başını yukarı aşağı salladı. Benim ne yaşadığımdan haberleri var mıydı? Benim ne kadar acı çektiğimden?

"Evet , unuttum! En son ne zaman güldüğümüde hatırlamıyorum! Çünkü yorgunum anlıyor musunuz! Hep benimlesiniz ama hiç yoksunuz! Yalnızım ben hep! Şu koskoca dünyada benim için önemli olan iki şey yok! Nasıl bekliyorsunuz benden hiçbir şey olmamış gibi davranmamı? Her şeyimi aldı o şerefsiz benden! Her şeyimi!"

İçimde sakladığım tüm o çığlıklar boğazımı yaka yaka özgürlüğüne kavuştu. Dudaklarımdan kaçan hıçkırıklar bir biri ardına geliyordu. Göz yaşlarım hala içerde bir yerlerde gizleniyordu. Gözlerimi yakıyorlardı ama bir türlü dışarı çıkmıyorlardı.

"Her şeyin sorumlusu benmişim gibi hissettim bak şimdi ama zamanın doldu ufaklık." dedi katil. Benimle dalga geçiyordu , yaptığı şeylere rağmen. Her şeyin onun gözünde bu kadar basitti işte. Onun kızı ölmüştü oda kendine birilerini seçip onların hayatını mahvetmişti.

Arkasını dönüp nereden çıkardığını bilmediğim silahı annemle babama doğrulttu. Gözlerim şokla açılırken annemin "Yankı bu sefer yardım et." demesiyle yere düştüm. "Bu sefer " diyordu tıpkı geçen seferki gibi donmuştum. Ruhsuz bir şekilde "Özür dilerim." dedim. "Hiçbir şey yapamadım. Hala yapamıyorum. Hepsi benim suçum." diye fısıldadım.

Babam kollarını anneme iyice sararken "Evet , hepsi senin suçun." dedi boş bakışlarıyla.

Haklıydı. Başımı sallayarak onu onayladım . "Ve şuan bir şansın var Yankı kendine gel. İntikamımızı al." dedi sertçe.

V.I.PHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin