Anlıyorum, bayım.
Anlıyorum ki çiçeklerimi habersizce size sunmak yerine, sormalıydım size "Çiçeklerime bakabilir misiniz?" Diye...
Ama ben maalesef ki utanırım, sıkılırım, sizi sevdiğimi haykırmak yerine sizin beni görmenizi beklerim, yerimden dahi kıpırdamadan. Oysa ki elbette size ellerimde çiçeklerle el sallamayı, adınızı çiçeklerime fısıldamak yerine sizin kulaklarınıza fısıldamayı sizden çok ben isterdim.
Fakat yapamam, bayım. Ben böyleyim ve lanet olsun ki çiçeklerimin köklerini serbest bırakır, beni ele geçirmesine izin veririm. Bakmadığınız çiçeklerimin cesetlerini de her defasında kalbimde ağırlamaktan vazgeçmem. Belki de öncekiler gibi kendi içimde büyütmeli ve yine kendi içimde öldürmeliydim, bayım.
Ama ilk defa kendimi durdurmadım. Sevgimin kısa süreli de olsa temiz hava almasına izin verdim ve onu sizin yanınıza gönderdim.
Orada olduğu halde göremediniz, bayım. Oysa ki her daim dibindeydim dudaklarınızın. Fakat siz öpücük kondurmak yerine, kuvvetlice üflediniz çiçeklerime.
Çiçekler narindir, bayım. Onları bir daha kandırmayın. Onlar sizin oyunlarınızla başa çıkabilecek kadar tecrübe edinmediler henüz.
25.06.2015 Perşembe
03:55
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Çiçeğin Serüveni
RomansaOnlar her ne kadar sizin topraklarınızda ölseler de, benim kalbime gömülecekler. 29.06.2015