Ilgın'ın odasında oturuyorduk. Yarım saat öncesinde Ilgın ve Gökberk'in konuşmalarıyla dolu olan bir taksi yolculuğundan sonra Ilgın'ın evine gelmiştik. Gökberk,Ilgın'ın bahsettiği kadar yakışıklı değil daha fazlasıydı gerçekten. Geldiğinden bu yana benimle hiçbir konuşma çabasına girmemiş, varlığımdan bile haberi yokmuş gibi davranıyordu. Önyargılı biri değildim fakat egolu olduğunu düşünüyordum. Neyse ki en sevdiğim çikolatalı kurabiyelerden yerken Ilgın'ın puf minderinde oturuyordum. Dünya ile ilişkimi kesmiş gibi, Gökberk gibi davranıyordum.
''-Mısracığım,neden bize katılmıyorsun?'' Ilgın'ın bu sorusuyla kurabiye tabağımı yere indirdim. Doğrusu onların konuşmasına katılacak bir durum yoktu. Sonuçta kuzeni konuşma girişiminde bulunmamıştı. ''- Konuşmanıza katılacak bir durum göremedim canım'' dedim. Gayet mantıklı bir cevaptı bana göre. Kokulu öpücük diye adlandırdığı hayali öpücüklerden bana gönderdikten sonra su getireceğini söyleyerek ayaklandı. Kesinlikle şuan gitmesini istemiyordum. Bu çocukla aynı odada kalmak beni boğabilirdi. Benden hoşlanmadığını belli ediyordu yeterince. Ilgın odadan çıkarken bir kaç soru sorabileceğimi düşündüm. Tereddütle ''-Şey, dilin yok mu senin?'' Ha?Olamaz! Lanet çenemi tutamamış saçma bir soru sormuştum. Şaşkın surat ifadesiyle bakışlarımı dizlerime çevirdim. Odada kahkaha sesleri yankılanmıştı. Kafamı ona doğru çevirmeme rağmen gülüşünün suratında bıraktığı ifadeyi görememiştim. Kahvenin en koyu tonundaki gözleri benim üzerimdeydi.
''-Salak olmamdan iyidir değil mi,'' hafiften güldü ve devam etti. ''-Mesela senin gibi ha?'' Son cümlesiyle ağzım açıkta kalırken kaşlarımı çattım. Şuan gerçekten kendisinden igrendirmişti. Ve bana bildiğin laf sokmuştu. Hem de en ağırından! Sırt çantamı sağ omzuma takıp ayaklandığım esnada Ilgın'ın annesi odaya girdi. Gülümser bir vaziyette sevgili yeğeninin yanına oturdu.
''Ilgın'ı markete gönderdim,otursana kızım Gökberk'le tanıştınız değil mi?'' Bir cümle içerisinde bayağı anlam olduğu için beynimin anlaması biraz uzun sürdü. Yerime oturacağım sırada Gökberk'in sertleşmiş bakışlarına maruz kaldığımı fark ettim. ''-Salaklar anlamayabilir teyze.Sen nasılsın'' diye sordu. İkinci darbeyi de vurmuştu. 'Anlamadım yavrum' dercesine bir bakış attıktan sonra konuşmalarına devam ettiler.
''-İyiyim yavrum baban nasıl?''
''İyidir herhalde. Pek bilgim yok,biliyorsun durumları.''
''Evet yavrum,sana en sevdiğin yemeklerden hazırladım kuzum. Mısrayla beraber aşağıya inelim de karnını doyur evlat.''
Tırnaklarımla oyalanmayı bırakmıştım. Ilgın'ın annesi ''-Hadi gel kuzum'' diyerek beni de aşağıya davet etti. Gelmeyeceğimi kibar bir dille belirttikten sonra tırnaklarımı birbirine değdirip ufak oyunlar oynuyordum. Elimin tutmasıyla beni odanın dışına sürüklemesi bir oldu. Şaşkın bakışlarımı bir yana bırakıp cırladım. ''Napıyorsun sen be?'' Bir yandan kolumu çekiştirip duruyordum. Nerdeydi bu Ilgın?
''-Dilsizi yemeğe götürüyorum?'' dedi sorarcasına. Merdivenlerden düşebileceğim korkusuyla elimi çekiştirmeyi bırakıp beni çekiştirmesine izin verdim. Bahçeye çıktığımız anda elimi bırakıp masada bir sandalye çekip oturdu. Daha fazla salak olduğumu düşünmemesi için mecburen hemen karşısındaki sandalyeye oturup iki elimi küçük bir çocuk edasıyla yüzüme dayadım. Aynı zamanda suratım asık,oflayıp pufluyordum. Ilgın bahçeye koşarak girdi. Yanımdaki sandalyeye oturdu. Tabağına sarmalardan koyup iştahlı bir şekilde yemeğe başladı. Gökberkte de durum bundan ibaretti. Susup tabağıma aldığım patates püresini bitirmeye çalıştım. Karnımın doyduğunu belirtmek adına çatalımı tabağa sesli bir şekilde bırakıp arkama yaslandım. Gökberk ve Ilgın hâlâ benim tabirimle 'tıkınmaya' devam ederken kalkacağımı söyledim. Yemeğe daldığından kafasını sallamakla yetindi. Ayaklarımı vurarak kapıdan dışarıya çıktım. Soner amcayı beni alması için aradım. 10 daikaya geleceğini söylemesiyle beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delidolu Aşk (DÜZENLENİYOR)
JugendliteraturBazı yaşanmışlıklar yüzünden hayatının ona bir zindan olmasına inanmış bir kız , birden bire bu düşüncesinden vazgeçer mi sizce ? Bu soruya hemen yanıt vermek doğru olmayabilir. Yaşamış birinden , yani ondan cevabı duymak en iyisidir . Mısra'dan...