BÖLÜM 2

342 14 2
                                    

Hadi başlayalım o zaman.
On sekiz yaşıma yeni girdiğim dönemlerdi.Ruhu,tarzı çılgın annem ve sanki tüm görevi onu dengelemekmiş gibi davranan sakin babamla birlikte yaşıyordum.Babama aşıktım.Kimse beni onun gibi anlamıyor,onun gibi destek olamıyordu.Her ergenlik krizimi usta savaşçılar gibi savuşturuyordu.Özel okullara gidiyor masalların modern versiyonunu yazıyordum.Tüm masallar mutlu bitiyor diye düşünüyordum.Elma şekeri gibi olan hayatımın önce şekeri,sonra elması bitecek elimde sapıyla kalakalacaktım ve o zamanlar bunu kestiremiyordum.
Bir gün annemin ısrarlı aramaları ile dersten dışarı çıktım.Annem bir akrabamızın geldiğini ve beni görmek istediğini söyledi.Annem işte dedim.Gitsen bir türlü gitmesen başka türlü.Dediği kafaye gittim.Annem babam yaşlarında bir adamla oturuyordu.Garip bir şekilde gergindi.Normalde annemi tanımayan anlamazdı ama ben çok iyi anlıyordum.Çünkü ne zaman gergin olsa kaşının biri hep havada olurdu.Beni görünce yapmacık bir gülümsemeyle bana dönen adama beni işaret etti.Yanlarına gittiğim de adamda tuhaf bir tanıdık duygusu olduğunu hissettim.Nerden nerden derken annem ortamın sessizliğini bozarak adamı tanıştırdı.Adam annemin çocukluk arkadaşıymış ve uzaktan akrabamız olurmuş.İyi de banene diyemedim.Adamın bana kilitlenen bakışları üstümde hipnoz etkisi yaratıyordu.Ne konuştu?,ne konuştum?,ne konuştuk?hiçbirini hatırlamıyorum.Sadece bakışlarını hatırlıyorum.İsmi de ilginçti İmdat.İmdat Bey amca ayrılırken telefonumu aldı.Zaman içerisinde mesajlaşmaya,konuşmaya başladık.Kendine beni koruma,benimle ilgilenme misyonu yüklemişti.Herşeyi olmaması gerektiği gibi yapan ben o zamanlarda da aynıydım.Hiç düşünmedim bu imdat Bey amcanın hayatımda imdat çanları çalacağını.Yine bir okul sonrası arkadaşlarımla yeni gelen İngilizce öğretmenine aşkımızı nasıl anlatabileceğimizi tartışıyorduk.Biz beş kız için bir kuraldı sanki biri birinden hoşlanınca diğer dört kız da ondan hoşlanıyormuş gibi hissederdi ve ortak bir açılma çözümü bulana kadar bu beyin fırtınası devam ederdi.Telefonuma bir mesaj geldi.İmdat Bey amca görüşmemiz gerektiğini söylemişti.Ama kızlarla tam can alıcı noktaya gelmiştik.Hocam ben sizden hoşlanıyorum mu diyecektim?seviyorum mu?O yüzden kızlardan iki dakika isteyip imdat Bey amca aradım.Nasılsın?iyiyim sen?okul nasıl muhabbetlerinden sonra gelemeyeceğimi söyledim.İmdat Bey amca neyi, nerde,nasıl konuşacağını bilmeyen bir adamdı.Gitmeyeceğimi anlayınca uzun zamandır bu konuyu bana nasıl anlatacağını düşündüğünü,tüm cesaretini topladığını,bunu şuan yapamazsa hiç yapamayacağını söyledi.Merakla bekliyordum.Arada İngilizce hocamın benim aşkıma karşılık verip vermeyeceğinin muhakemesini yapıyordum ve o an beynime imdat Bey Amca ağzından çıkan cümle balyoz gibi indi.Ben senin babanım dedi.Da da daaa o neydi be?Türk sinemasının küçük Ayşe'si miydim ben?Benim babam vardı ki hem de ne baba.Saçmalığın bu kadarı yeter deyip kapattım telefonu.Kızların yanına gittim ama içime kurt düşmüştü bir kere.

AŞKIN ADA'LI HALLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin