7. Bölüm - Benim İçin Gülümse

25 8 5
                                    

7. Bölüm - Benim İçin Gülümse

Kafamın içinde dönen milyonlarca düşünceyi göz ardı ederek, mezar taşında yazan isme odaklandım tekrar. Benim adım, benim doğum günüm yazıyordu. Gerçekten, şaşkınlık içindeydim ve bunu yüz ifademden anlayabilirdiniz. Peki, ya Ertan? Babamın gerçek adı Ertan mıydı? Kimliğimde tamamen farklı bir isim yazıyordu. Kimliğimde 'Baba Adı' kısmında yazan isim de bu mezar taşında yazıyor olsaydı, bu kadarı fazla olabilirdi.

Gözlerim, yanıma gelen Ceyhun'u bulduğunda, "İyi misin?" diye sordu. Şaşkınlığımın etkisinden, dizlerimin acısını unutmuştum. Dizlerimi görmek için pantolonumu yukarı sıvamaya başladı. Boyfriend jean olduğundan biraz bol olan pantolonumu kolayca yukarı çekebilmişti.

"Ben iyiyim," dedim rahatlıkla. "Sen?"

Sağ dizim kanıyordu ama abartılacak bir şey değildi. Sızlıyor olması beni engellemezdi. Cebinden bir peçete paketi çıkarıp içindeki peçeteyle kanayan dizimi silerken, ara sıra gözleriyle beni yokluyordu. Sol dizimdeki hafif sıyrıkları görünce yüzümü buruşturmadan edemedim. Yaranın çevresindeki kanları temizlediğinde pantolonun paçalarını indirdi.

"Ceyhun, mezar taşında yazanı gördün mü?"

Gözleri kuşkuyla döndü işaret ettiğim yere. Dudaklarının yukarı kıvrılmasıyla güldüğünü fark ettim.

"Tesadüfün daniskası," diye mırıldandığında ben de güldüm. Ayağa kalkarken beni de kaldırdı. Hafifçe gülümsedim.

Dizlerim yürümemi engellemiyordu ama yürümekte zorlanıyordum. Ceyhun durumumu fark edince koluma girdi ve yürümeme yardım etti. Arabaya ulaştığımızda kapıyı açtı ve beni itinayla sürücü koltuğunun yanındaki yolcu koltuğuna oturttu. Kendisi de binip arabayı çalıştırdığında kapımı kapattım.

"Seni öyle gördüğümde," diye mırıldandım kısık bir sesle. "İçim parçalandı ve... Ne söyleyeceğimi bilemedim."

"Bana acımanı istemiyorum," dedi net bir şekilde. En ufak bir hareketimle onun ciddi bir hâle bürünebilmesine sebep olabiliyordum. Amacım ona acımak ya da bunu yüzüne vurmak değildi.

"Sana acıdığımı söylemedim. Sadece... Bir erkeği öyle görmek bana garip geldi. Kafamın içinde seni soktuğum kalıp çok farklı," dediğimde, devamını getirmeme izin vermedi.

"Başkalarını düşünmek yerine kendini düşünmeni tavsiye ederim," dediğinde, gözlerimi yağmur damlalarının işgal ettiği camdan ayırarak ona baktım.

"Benim için 'başkaları' sınıfına girecek kadar sıradan biri değilsin," dedim ben de net bir şekilde. Gözlerini yoldan ayırmasa da kaşlarını çattığını görebiliyordum. Ona güveniyordum ve ne yazık ki hislerim beni yanıltmazdı. Bir kitaptan okuduğum bilgilere göre, baba sevgisinden yoksun olan kızlar, bir erkeğe güvenme konusunda diğerlerinden daha savunmasız olurlardı. Ben de onlardan biriydim. Söylediğime karşılık sessiz kalmayı tercih ettiğinde ben de hiçbir şey söyleme gereği duymadım.

Gözlüğü çıkarıp arka koltuğa attığında camın arkasındaki dikiz aynasından kendime baktım. Islanan aynadan, gözlerimin çevresindeki mor halkaların kaybolduğunu ama yine de solgun göründüğümü görebiliyordum.

On dakikalık sessiz yolculuğun ardından arabanın durdurulduğunu fark ettiğimde Ceyhun arabadan inmiş, benim kapımı açmıştı. Kollarımdan destekleyerek beni arabadan indirip kapıyı kapattı ve arabayı kilitledi. Yağmur yavaş yavaş yağmaya devam ediyordu.

"Bu halde fazla yürüyebileceğini sanmıyorum," dedi kolumdan desteklerken. Diğer eli belimdeydi.

"Yürüyebilirim," dedim ama çoktan kararını vermiş gibi görünüyordu, beni dinlemeyeceğini biliyordum. Gözleriyle işaret ettiği yere baktım.

Maskenin Arkası #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin