5. Bölüm - Geçmişin İzleri
~ 18.04.1993 - Bir Küçük Elvan Doğdu ~
"Sana Elvan adını veriyorum, bebeğim. Bu güzel ve çiçekli Nisan gününde sana en yakışan isim bu."
Parmaklarıyla bile sevmeye kıyamadığı bebeğinin henüz gözleri kapalıydı. Hayata dair hiçbir bilgisi yoktu bebeğinin. Özenle yerine yatırdı onu, eline daha ilk kez almıştı minik kızını. Hastanenin B vitamini kokusuyla yüzünü buruşturdu ve bebeğinin yanağına küçük bir öpücük kondurarak yanına uzandı. Bu, onu gülümsetmeye yetmişti. Evlat kavramı, onun için geniş bir yer kaplıyordu çünkü.
Arkasındaki kapı açıldı ve Devin, odaya giren kişiyi görmek için arkasına baktı. Kocası, kızını gördüğünde bir mutluluk hissetti ama yine de, hastane kıyafetleri içinde gerginliğini gizleyemiyor, gözlerinde bir umutsuzluk görünüyordu.
"Şu eski ortaklar... Kızımızdan haberleri var ve-"
Devin'in gözlerinden bir şok dalgası geçti ve kimse hiçbir şey söyleyemeden, aniden kapı tekrar açıldı. İçeriye gelen kişi, kendi çapında sorunları olan bir kişiydi doktor kılığına girmiş, tanıdık bir simaydı.
Dört yıl önceki husumeti tekrar günyüzüne çıkaran adam, sert bakışlarını Devin'in, Barbaros'un ve küçük Elvan'ın üzerinde gezdirdi.
"İntikamımı acı bir şekilde alacağımı söylediğimi hatırlıyorum. Sizi en acıtacak şey de, bu bebeğin zarar görmesi olmalı, değil mi?" dedi otuzlu yaşlarının başlarındaki adam. "Dört senedir bir zaafınız olmasını bekledim, sanırım."
"Bak.. Sakin ol ve beni dinle," dedi Barbaros, telaşını bastırmak istercesine temkinli davranarak. "Bana süre ver. Çok az bir zaman daha istiyorum."
"Senelerdir yapmadın, şimdi mi yapacaksın?"
"Üç kuruş para için masum bir bebeğin canına mı kıyacaksın? Ne olur, kendine gel!" diye yalvaran Devin'in gözleri yaşlarla dolmuştu. Kendine hakim olmaya çalışsa da başaramadı ve gri gözlerini yalvarırcasına adamın gözlerine dikti.
"Onu öldüreceğimi mi sandınız? O kadar cani miyim sizce?" diye alayla sordu hantal adam. "Onu riyâkarlık yapmadan düşüncektiniz," diye ekledi ciddileşerek, sertçe.
"Süre ver dedik, uzatma." Sert tavrını ortaya koyan Barbaros, geri adım atmayı düşünmüyordu. "Senin problemin benimle değil mi? Ne diye aciz davranıyorsun? Küçücük çocuğa mı yetiyor gücün?"
"Barbaros, sakin ol lütfen," diye yalvardı Devin. Gözlerindeki yaşlar dinmiyordu. "Lütfen."
Kafasındaki hastane bonesini sertçe çıkararak kapıdan çıkmadan önce söylediği birkaç cümle, Tekkan ailesinin umutsuzluğuna bir parça daha ekledi. "Bir ay daha süre veriyorum. Şirketin açığını bir ay içinde kapatabilirsen, seni sonsuza kadar rahat bırakırım."
İşte o an, bir kafese kapatıldığını hissetti Barbaros. Umutsuzlukla başını iki yana salladı ve bebeğinin masum yüzüne baktı.
Trilyonlarca parayı kim, nereden, ne zaman bulabilirdi ki?
-
~ Günümüz ~
° Üçüncü kişi anlatımı °
Barbaros, gözlerini karısının üzerinde gezdirdi. Karısı Devin, elindeki tepside bekleyen çayı kocasının masasına koyarken, gülümseyerek bir öpücük yolladı ona. Barbaros, sımsıcak kahvesinden bir yudum alarak karısına oturmasını işaret ettiğinde Devin, deri kaplı sandalyeyı altına çekerek üzerine oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskenin Arkası #Wattys2015
Adventureİki kelime bir insana ne kadar çok şey ifade edebilir? Dolaplara kazınmış bir 'Baba' kelimesi bir çocuğun hayal dünyasını ne kadar etkileyebilir? Ya da buğulu bir cama minik parmaklarla yazılmış bir 'Anne' kelimesi bir miniği ne kadar hüzne boğabili...