4. Bölüm - Yakamozlarla Dans

50 19 6
                                    

Görmek istemediğin şeylere gözünü kapatabilirsin ama hissetmek istemediklerine kalbini kapatamazsın.

-Johnny Depp

-

4. Bölüm - Yakamozlarla Dans

Okulun kafeteryası her zamankinden daha sessizdi. Yeşil sandalyelerin çevrelediği, elips şeklindeki masalar boştu. Bulunduğumuz masada sessizlik hakimdi. Melih, höpürdeterek içtiği kahvesiyle, sessizliği bozan ilk kişi oldu.

"Bu gece mi kutlayacakmış?" diye sordum Melih'e.

"Bu gece," dedi kafasını sallayarak. "Kız kardeşine çok önem verdiğini duymuştum."

Semih, kız kardeşi için sürpriz doğum günü partisi düzenlediğini çevresine yaymıştı. Durum mesmu bir hâl aldığından, davet edilenlerden biriydim. Ama beni dolaylı yoldan çağırmak yerine, bizzat kendisinin söylemesini yeğlerdim. Ona güvenip her şeyi anlatarak aptallık yapmış olamazdım. Geçmişimin bana verdiği yetki sayesinde, insan seçme konusunda başarılı olduğumu sanıyordum.

"Kızı tanımıyoruz bile," dedi Ilgın, bezgin bir halde kızıl saçlarını karıştırarak. Hak veriyordum. "Hem, neden bizi çağırmak yerine, kızın kendi arkadaşlarını çağırmayı denemiyor?"

Onun ani çıkışlarının kontrolünü ele alamayışına karşılık, Delfin onu uyardı. "Çağırıp çağırmadığını nereden bileceksin?" dedikten sonra elindeki gofretten bir ısırık aldı. "İstemiyorsan gitme, seni zorla götüren yok."

Her ikisi de huysuzluk yapmaktan haz alan tiplerdendi ama Delfin'in daha kontrollü davrandığını söyleyebilirdim. Tartışmalar, genelde ikisi arasında olurdu. Hoş, sohbetlere pek katılan biri değildim ama çevremi izlemekte iyiydim ve algılarım kuvvetliydi.

Koray, sessizdi. Yolculuk sonrası yorgunluğu diye düşünsem de, aramıza istemsiz olarak buzdan bir duvar örülmüştü. Aramızdaki bu samimiyetsizliğe benim gibi onun da anlam veremediğini biliyordum ama nedeni hakkında bir fikrim yoktu. Sanki birkaç kelime sarf etsem, bu kelimeler havada asılı kalkacakmış gibi geliyordu. Zamana bırakmaktan başka bir çaremin olduğunu sanmıyordum.

Onları kafeteryada bırakıp dışarı çıktım. Bahçe kapısına vardığımda, bulmayı ümit ettiğim Semih'le karşılaştığımda, bana gözlerini kısarak baktı. Nedenini biliyordum. Geçen gece sarhoş olup, peşine takılan ve hayat hikayesini ona anlatan kız bendim. O günden sonra beni nasıl bir kalıba soktuğu hakkında bir fikrim yoktu.

"Partiye geliyor musun?' diye sordu sırtını duvara yaslayarak. "Ama sarhoş olmak yasak," dedikten sonra muzipçe sırıttı ve göz kırptı. Gözlerimi devirdim.

"Koray gelirse... Geleceğim." Her ne kadar son zamanlarda aramızdaki samimiyetin yerinde yeller esse de, onun olmadığı bir ortama katılmak istemiyordum.

"Öyleyse, görüşürüz partide," dediğinde gülümseyerek göz kırptı ve koridorda ilerledi. Ardında bıraktığı karanlığı izledim.

Semih, beni duygu karmaşasına sürüklüyordu.

-

Alacakaranlığın artmaya devam ettiği dakikalarda, eniştemin arabasını ödünç alıp Semih'in mesaj olarak attığı adrese giderken, rahat edemediğim için giymediğim topuklu ayakkabılarımı elimde tutuyordum. Melih ve Delfin'in ısrarlarıyla gelen Ilgın'ın suratı asıktı.

Henora Parti Evi'nin önüne geldiğimizde Koray'ın arabayı park ettiği sırada, elimdeki ayakkabılarımı giydim. Beni zorlayacak yükseklikte değildi, rahat edebilirdim. Arabadan hep beraber inip, zemin katının dışı tamamen camla kaplı, üstü lüks bir bina olan parti evine girdik. Dönen kapıdan geçerken, içimi değişik bir duygu kapladı.

Maskenin Arkası #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin