7.Bölüm

859 85 14
                                    

Tatilde olduğum için bekletmek zorunda kaldım. Özür dilerim. İyi okumalar.

###

Sarışın çocuk yeni edindiği arkadaşını dinlerken sakin kalmakta zorlanıyordu. Yemeğini aldıktan sonra Selena'yı görmüş ve yanına oturup yemek yemeğe başlamıştı. Kız oldukça mutluydu. Mutluluk sebebini anlattığında aklına en iyi arkadaşı gelmişti. Onca yıl beyaz tenli bu kız için yanıp tutuşurken, kız başkasına takıntılıydı. Üzüldü sarışın çocuk ama bunu arkadaşına belli etmedi. O platonik olunan çocuğa ağız burun dalmak istiyordu ama bu şimdilik ikinci planda kalmalıydı.

"Selly. Bende sizle geleyim mi kız?" Sarışın ağzını yayarak sordu. Evet en azından bunu yapmalıydı en iyi arkadaşı için. Kız ondan vaz geçmiş olsa bile geri dönme potansiyeli yaşıyordu.

"Neden ki? Ama tabi istersen gel. Jim'den izin alırsan neden olmasın ki?"

"Tamam o ben geliyorum hemen," dedi sarışın ve Jim denilen çocuğun masasına yürüdü. Kesinlikle kavga çıkarmak yok dedi kendi kendine. Yoksa arkadaşı üzülebilirdi.

Masaya ulaştığında sandalyeyi çekti ve havalı bir şekilde sandalyeye ters oturup çarpık bakışlarını Jim'e gönderdi. Jim ve arkadaşları şaşkına dönmüş bir surat ifadesiyle sarışını süzdüler.

"Selam beyler." Sarışın ve beyaz tenlinin takıldığı ekip okulda pek birileriyle konuşmazdı. Onlar sessizdi. Aynı karanlık gibi.

"Ne istiyorsun?" dedi Jim umursamaz görünmeye çalıştığı çok belliydi.

"Bende sizinle geliyorum çünkü o kız bizimle. Sana güvenmiyorum." Jim bir anda gülmeye başlayınca sarışın kaşlarını çattı.

"O kız kaç yıldır bana deliler gibi aşık. Kim dedi yani sizinle olduğunu? Bak bu iş daha güzel olmaya başlıyor. İkimizin ortak noktaları çıkıyor."

"Güldürdün liseli. Sen benle aynı seviyede misin ki ortak noktalarımız olsun? Ben de geliyorum. Yoksa gece karanlık çöker. Hayır bu kesinlikle bir tehdit değil. Çıkışta görüşürüz." Sarışın masadan yine havalı bir şekilde kalktı. İçinden haykırmak geliyordu. Az önce ne kadar da ciddi konuşmuştu. Şimdi tek sorun olan, her şeyi beyaz tenliye anlatmaktı.

*

Sarışın okul çıkışı beyaz tenliyi aradı. Tam da düşündüğü yerde olduğu için çabuk buldu. Beyaz tenli diğerlerinin dağılmasını bekliyordu. Ve sarışının gelmesini.

"Hey!" dedi sarışın kolunu arkadaşının omzuna atarken. Beyaz tenli kafasını yavaşça eline doğru çevirdi ve bir hamleyle elinin düşmesini sağladı.

"Benim yanımda başkası olman gerekmiyor Dylan. Bunu biliyorsun değil mi?" Beyaz tenli bu soruya gülümsemekle yetindi.

Yapamazdı. Her eskisi gibi olduğunda aklına annesi geliyordu. Ne kadar da eğlenirlerdi! Babası olmasaydı hep beraber olacaklardı. Ama babası her şeyi mahvetmişti. Ondan nefret ediyordu.

"Neyse onu bunu geçelim de sana kötü bir haberim var. Bizim Selena'nın eskiden sevdiği bir çocuk varmış ama sinirlenmene falan gerek yok. Altını çiziyorum eskiden. İşte bugün yemekhanede bizim sakar yani Selena bunun üstüne yemek dökmüş. Bu da ödeşmek için onu kahve içmeye çağırdı. İşte bu arada ben devreye girdim ve onlarla ben de gidiyorum." Sarışın çok ve hızlı konuşunca nefessiz kalmıştı bu yüzden derin bir nefes aldı, verdi. Beyaz tenli duyduklarından etkilenmemiş imajını takındı ve arkadaşının yanından geçip giderek arabasına bindi. Oysaki etkilenmişti.

Onun başkasını sevebilme ihtimalini kıskanmıştı. Çünkü onu sevme ihtimali yoktu. Çünkü onu tanımıyordu.

Karanlığın Güneşi (Dylena fanfic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin