Keyifli okumalar!
__"Oh! Evet! Hızlan, evet! Aynen öyle."
Genç öğrencinin bir gözü sınıfın kapısında, bir gözü ise erkekliğini mutlu eden bu harika insandaydı.
Pantolonunu, boxerıyla birlikte bileklerine kadar sıyırmış ve okulun gözü gibi bakılan masalarına yaslanmıştı. Masada tek bir çizik gördüğünde çıldıran öğretmenler, yakışıklı öğrencinin sıkı kalçalarını bu masanın üstünde görseler ne kadar çıldırırlardı acaba. Büyük ihtimalle cinayet işleyebilecek kadar.
İki eliyle onu mutlu eden kişinin kafasını sıkı sıkı tutuyor ve erkekliğini ağızına almasını sağlıyordu ama artık boşalmanın eşiğine gelmiş olmasından dolayı kendisini ayakta tutabilecek bir desteğe ihtiyacı vardı.
O yüzden sol elini almış ve masaya dayamıştı.Okulda ilk defa sakso çektiren öğrenci zevkin doruklarına ulaşmaya başladıkça kıvranıyordu. Erkekliği ağızına alan ve bu konuda usta olduğunu belli eden öğrenci gel git yaptıkça, mavi gözlerini duyduğu zevkten dolayı artık sıkı sıkı kapatan genç de bacaklarını hafif kırıyor ve aşağı iniyor ve aynı şekilde tekrar yukarı çıkıyordu.
"Ah. Nesin sen? Sik yalama makinesi mi? Amına koyayım!"
Tolgay aldığı zevki, yaptığı bu ilginç ve sıradışı iltifatla fazlasıyla dile getirmişti. Aşırı zevk aldığını belli eden bir diğer etken ise bu cümleyi zar zor dile getirdiğiydi, zira inlemeleri cümlenin iki de bir kesilmesine sebep olmuştu.
Bir alt sınıftan olduğunu bildiği kız, erkekliği ağızından çıkarmış ve eliyle gel git yapmaya başlamıştı. Bir yandan eliyle otuzbir çekiyor, diğer yandan ise dudaklarına bulaşan zevk sularını yalayıp, tahrik edici bir şekilde gülümsüyordu.
"Senin gülüşünü sikerim. Ah."
Küfür ve iltifat. Bunlar Tolgay'ın kesinlikle başarılı olduğu konulardı.
Genç kızın gülüşü zevkin doruklarına ulaşmak üzere olan öğrenciyi öyle tahrik etmişti ki, böyle bir ilfitat etme gereği duymuştu.Tolgay'ın artık morun aşırı tonlarına kaçan erkekliğini tekrar ağızına alan kız sakso çekmekle kalmıyor, birde kendini okşuyordu. İşini gerçekten iyi yapıyordu.
Okulda gizli bir üne sahip olan bu kız kolejde burslu okuyan ve zengin olmayan bir öğrenciydi.
Gizliden gizliye herkesin kaşar olduğun bildiği ama kimsenin sesli dile getirmediği biriydi. Erkekler cinsel ihtiyaçları olduğunda kıza yüz lira veriyor ve karşılığında boş bir sınıfta sakso çektiriyorlardı.Tolgay'ın sakso çektirmek için para vermesine ihtiyacı yoktu aslında, fakat onunla okulda böyle fantezilere kalkışacak kız bulamadığı için bu kaşara yüz lira vermeyi kabul etmiş ve heyecan dolu bir sakso macerasına kalkışmıştı. Kesinlikle pişman değildi çünkü anlatıldığı kadar iyi yapıyordu işini genç kız.
"Uf!" diye inledi.
Girdikleri sınıf alt katta, fazla kullanılmayan bir koridordaydı. Boş bir koridor olmasa bile, fazla kimse uğramazdı. Bu fanteziyi heyecanlı kılan da, yakalanma korkusuydu zaten!
Erkekliği hâlâ ağızında tutan kız da arada "Mh." diye inledikçe Tolgay daha fazla zevke geliyor ve kızı bu çok değerli masalardan birinin üstünde becerebileceğini düşünüyordu.
"Seni burada siksem mi?" diye sordu.
Bakire olduğunu iddia eden kız kafasını hâlâ sakso çekerken sağa ve sola sallayarak 'Hayır.' demişti.Artık boşalmanın kaçınılmaz olduğu saniyelere girmişti.
Kız saksoya başlamadan evvel 'Ağızıma boşalma! Boşalmadan önce haber ver, geri çekileyim.' diye uyarmıştı ama madem seks istemiyordu, o halde genç erkeğin spermlerini ağızında hissedecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞEKA
AcakBazen yatağınızda yatarsınız. Etraf sessiz ve ıssız. Camdan içeri sızan tek şey karanlıktır ve tamamen yalnızsınızdır. O kadar yalnız ve terk edilmiş hissedersiniz ki. Her gün peşinizden koşuşturan anneniz, gecelere kadar sizin için çalışan babanız...