Varmıştık. Ross kapıyı açtı bizi herkes kapıda karşıladı. Hepsi ile tanıştıktan sonra yarın nereye gitmek istediğimiZi kararlaştırdık.
İngilizce konuşmalar:
Rikerr:Nereye gitmek istersiniz?
Yağmur(rain):Acaba lunaparka gitsek olur mu?
Rydel:Çok iyi fikir.
Rocky:O zaman lunaparka gidiyoruz.
Herkes kafasıyla onay vermişti.
Ross:Siz şimdi yorgunsunuzdur. Ben sizi evinize bırakayım.
Defne(victoria):olur sizinle tanıştığıma çok memnun oldum. Görüşürüz.
Bizi ross eve bırakmıştı ve bana telefon numarasını vermişti. Eve geldikten 15-20'dakika sonra bana mesaj geldi. Gönderen rosstu.
Gönderen:ross
Gönderilen:victoria
Ross:naber
Victoria:İyi sen. Şey bu sabah için çok özür dilerim. Biraz ağır bir laftı.
Ross:Önemli değil,boşver.Gülümsemiştim. Bir an çok korkmuştum ilk günden çocuğu kendimden sohutucam diye. Artık içim rahat bir şekilde yatabilirdim.
Sabah saat: 10:30
Sabah saat 7'de gözümü açmıştım. Çok heyecanlıydım. Uyuyamıyordum,ilk 10 dakika uyumaya çalıştım ama işe yaramadı sonra telefona baktım ama ondan da sıkılınca,sonunda yürüyüş yapmaya karar verdim. Kulaklığım kuşağımda son ses müzik dinliyordum ki bir an bir ses duydum sanki biri beni çağırıyordu. "Victoria victoria" diye sesleniyordu. Kulağımdan bir kulaklığımı çıkardım ve etrafa bakınmaya başladım. Arkamı aniden dönüşümle karşımda Ross'u buldum. O anki stresimle ve heyacanımla ona sadece
Victoria:Merhaba.
Diyebilmiştim. O an cidden kendimi boğazlayasım gelmişti. Sanki salak gibi davranıyordum. Şimdi bu nasıl mı salaklık ben de onu tam olarak bilmiyorum am salaklık.
Ross:Merhaba. Burada ne yapıyorsun ? Yürüyüşe mi çıktın?
Victoria:Evet. Biraz uyku tutmadı ondan dolayı bende yürüyüşe çıktım. Sen niye bunkadar erken geldin saat 1'de buluşmıycak mıydık??
Ross:Evet saat 1'de ama ben dünki gerginliği geçiririz diye geldim.
Victoria:Tamam süper. Kahvaltı yaptın mı?
Ross:Hayır.
Victoria:Bende. İstersen gel bize geçelim ben bize kahvaltı hazırlayayım.
Ross:Olur atla.
İşaret etti arabayı. Bana kapıyı açtı. Kendimden geçecektim. Bu halimle , bu terli pis halimle onun karşısına çıkmıştım. Ama asıl sorun bu değildi. Kahvaltı ne hazırlayacaktım!!?? Peki hadi hazırladım sevecek miydi?? Bir an ross'un konuşmasıyla irkildim. Yine anlaşılan dalmıştım.
Ross:Geldik. Niye halen bekliyorsun?
Victoria:Aaa afedersin dalmışım.Kapıyı çaldım. Yanıma anahtar almamıştım. Birinin açmasını ve üstünde insan gibi bir kıyafet olmasını bekliyordum. Çok şükür ki Yağmur uyanmıştı ve tekraar çok şükür ki üstünü değişmişti. İçim o an ne kadar rahatladığını hiç kimse tahmin edemez. Kapıyı açar açmaz bana sırıtarak bana tip tip bakıyorduu yağmur. Ama ben bunu ona sonra ödetecektim. İçeri geçtiğimizde mutfağımızla birleşik oturma odamıza geçtik bir koltuğu göstererek ross'a oturmasını işaret ettim. Hemen mutfağa yağmur'un yanına geçtim.
Defne:Cero uyandı mı?
Özellikle bilmiyor gibi davranıyordum. Ama yağmur sırıtarak gülmeye devam ediyordu. Sonunda sırıtmayı bırktı ve bana cevap verdi.
Yağmur:uyandı ama banyoda.1 saaten anca çıkar. Bu gün için bakımını fazla tutacakmış hanımefendi.
Gülmüştüm. Ceren'in bakımı çok önemliydi onun için bizim içinse iyi bir şaka malzemesiydi.
Defne:yani kahvaltıya katılmıycak. Sen kahvaltıya bizimle katılacak mısın?
Yağmur:Olur. Sen git bir üstünü değiştir ben hazırlarım. Ne de olsa aşkının karşına böyle çıkamazsın.
Üfff delirecektim. Ben ross'a aşık felan değildim dermişim. Yinede sakin durdum çünkü lunaparta görecekti aklımda acayip fikirler vardı. Bu iş böyle kısa bitmeyecekti.
Arkamı döndüğümde ross bize bakıyordu.
İngilizce konuşmalar:
Victoria: Ben üstümü değiştirmeye yukarı çıkıyorum. Hemen kahvaltıda hazır olur.
Ross:Tamam.
Hızlıca basamakları 2'şer 3'er çıktım. Odama girdiğimde bir ohh çektim sonra dolabımı karıştırmaya başladım. Sanki dolabımda hiç birşey yoktu. Ancak hemen karar vermem lazımdı. İşte o an kafama dank etti. Geçen ay aldığım kareli kırmızı gömleğimin içine siyah bir askılı ve altıma kot şort (gömleğin kolları katlı ve önü açık ).İşte bu kadar beynim ilk kez kıyafet seçiminde bu kadar hızlı davranmıştı. Üstümü değiştirdim ve hızlıca aşağı indim. Mutfağa girdiğimde ross'un kahvaltı hazırladığını gördüm. Hemen yanıma yağmur'u çağırdım.
Defne: Yağmur,canım arkadaşım sen ne yapıyorsun!!! Niye misafire kahvaltı hazırlatıyorsun. Delirdin mi??!!! Yoksa seni öldürüyüm diye mi kaşınıyorsunn !!!!
Yağmur:Sendeki bu atar ne. Kendisi istedi. Bende bişey demedim. Bilip bilmeden konuşuyorsun sonra suçlu çıkıyorsun.
Defne:Üff tamam.Ross'un yanına gittim ve konuşmaya başladım.
İngilizce konuşmalar:
Victoria:Ne yapıyorsun sen? Niye kahvaltıyı sen hazırlıyorsun? Hadi sen otur ben yaparım.
Ross: Bende yardım etmek istiyorum. Benim elimden yemek önemli bişeydir.
Victoria:Tamam. Şey benim dünkü sözlerimden Courtney çok kırıldı mı?Bunları söylerkende masayı hazırlıyordum.
Ross: Bak ben bu olayı unuttum sende unut. Sadece kötü bir başlangıçtı.
İçim tekrar rahatlamıştı. Koltuğa yaylanmış olan yağmur'u kaldırdım. Beraber masaya oturduk. Ross'un yaptığı şeylerden yediğimde kendimden utandım. Cidden muhteşem yapıyordu. Kahvaltıdan sonra ross gitti. Ceren ise daha yeni banyodan çıkmıştı. Hızlıca duş yapıp çıktım. Telefonumu elime aldığımda mesaj geldiğini gördüm. Yine ross'tan dı. Bizi 12:30'ta alacakmış. Üstümü değiştirecektim ama üşendim üstümdekilerle gitmeye karar verdim.Saat 12:30 olduğunda hepimiz zar zor hazırdık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN+BEN=??? | R5 fanfiction| | Ross Lynch fanfiction|
FanfictionHerşey R5'la tanışma şansına kazanmasıyla başlar...