Hayatımda belki de ilk defa önemsenmiştim. Beni gerçekten de bırakıp gittiklerini sandığım içinde olduğum örgüt beni kurtarmaya gelmişti.
Peki ya onca adamını bir kız için (benim için)heba edebilir miydi? Adamlarını bu kadar tehlikeye atabilecek bir neden varsa o da benim gerçekten güçlü olmamdı? Ben bir savaşçı olabilir miydim? Yada gerçekten bu örgüt için çalışabilir miydim? Veya herhangi bir durumda bu örgüt için canımı verebilir miydim? Belki de olay sadece cesur olmaktı! Peki bu bende var mıydı?
Daha sonra kafamdaki düşünceleri silerek beni bulmaları için bağırmaya başladım. "İmdat ben buradayım" demem yeterliydi bana göre. Bunu beni duysunlar diye yapıyordum ama beni kaçıranların, beni buraya getirenlerin onların da sesimi duyabilecekleri aklımdan bile geçmemişti. Hızlı bir şekilde kapı açılması ve ne olduğunu anlamadan bağlandığım yerden çözülmem beni telaşlandırmaya hatta korkutmaya yetmişti. Gitmemek için çırpanmam boşunaydı oysa. En son hatırladığım tokat beni bayıltacak noktaya getirmişti. Bilincimin açık olduğunu sayarsak her şeyi duyabiliyordum. Patlayan silah seslerini bile!" Kızı en üst kata götür ben biraz sonra geliyorum" Diyen bir erkek sesi galiba bana vuran o.
Yerle temas ettiğim anda gözlerimi açma gereği duyarak baygın gözlerle etrafı süzmeye başladım. Küçük bir oda olmasından ziyade ortada çift kişilik yatak dikkatimi çekmişti . Sadece yatak ben ve odanın dışında duran bir adam. Kapı yarı açık. Yataktan başka duvarların sarımsı bir tonla boyanması beni bu odadan tiksindirmeye yetmişti. Hiç bir yere bağlı değildim fakat kaçacak hatta ayağa kalkacak halim bile yoktu. Adama bir kaç bir şey sorabilirdim belki.
"Neden beni buraya getirdin? Bu baskını yapmışlarsa, beni almadan gitmezler zaten. " "Ben bana verilen emri yerine getiririm sadece." ... ". Para için ruhunu satmışsın! 'Neden buradayım' diye sormadın mı hiç kendine? Eminim ki buradayken hiç mutlu olmadın. Yüz mimiklerinden anlayabiliyorum. Malum insan buradayken nasıl mutlu olur ki...?" Sözümü bitirmeden kolumdan tutarak " Bilmiyorsun... konuşma... neden burada olduğumu bilmiyorsun. Bir daha bilmeden konuşma!" Diye söylenmeyen başlayan adama baktığımda çaresizdi. O da mı mecbur bırakılmıştı? Onunda mı çok canı yanmıştı benim gibi...
" Neler yaşadığını biliyorum. Ve inan bana kader arkadaşıyız. Benim ne bu örgütte ne de o örgütte olmam gerekiyor. Bir yere bağlı olmak en son isteyeceğim şey. Bırak beni gideyim... Kader arkadaşım." Adama çaresiz bir şekilde bakmam onun yarasına açmama sebep olmuş olacak ki bir anda ayağa kalkarak " Seni kurtaracağım. Sonunun benim gibi olmasını istemiyorum. Mutlu ol hayatını yaşa. Sana çıkış yolu bulacağım gel benimle." Gözlerim parlayarak ayağa kalktım.
Yavaş ve temkinli adımlarla ilerliyorduk. Merdivenleri de indikten sonra bir odanın kapısını açarak kapıyı kapattı ve " İleride ki kapıyı açacak bir şey bulmamız gerekiyor hızlı olman gerek her an yakalanabiliriz." Başımı sallayarak bir şeyler aramaya başladım. Elime kalın demir bir çubuk geçti fakat bu kapıyı açmama yaramazdı.. " Galiba bununla açabiliriz" diyen adama baktığımda elinde pense tutuyordu.Kapının önünden çekilerek " Hadi dene o zaman" Dedim. Adam bir beş dakika uğraşmasına rağmen kapı açılmıyordu. En sonunda sıkılarak kapıya bir tekme savurdum. Daha sonra kapıdan ' Tık' diye bir ses geldi, bu kapının açılmış olma ihtimalinin müjdesiydi. Adam kulptan tutarak ağır kapıyı geriye doğru açtı ve bana bakarak " Başardık" Dedi Başımı salladım ve " Biliyor musun bana iyilik yaptığını asla unutmak istemiyorum fakat bu kader arkadaşlığı burada biter" diyerek elimde tuttuğum kalın demir çubuğu adamın kafasına indirdim. Gözlerimin önünde yere yığılan adama söylemek istediğim iki sözüm daha vardı. " Sen sen ol bir daha esir tuttuğunuz birisine asla güvenme. Kendini acındırmak en masum hareket bile olsa aslında en inanılmaması olaydır. Eğer bir daha elinize düşersem sakın aklından çıkarma." Adam yerde başına yediği darbeyle beni anlamaya çalışıyordu. Kapıdan çıkacağım sırada " Buraya kadar beni almaya gelmiş içinde olduğum örgütü artık yok sayamam. Benim için artık örgüt var. En azından şimdilik öyle! Hoşçakal kurtarıcım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alışılmamış
Bí ẩn / Giật gânAnlam verilemeyen olaylar. Arada kalınmış bir hayat. Operasyonlar, gizli örgütler ve esir düşmüş bir kız. Peki sonunda ne olacak? Güvenmemesi gereken birine mi güvenecek yoksa kaçacak mı? Peki bu tehlikeli yaşam ya onun canına mâl olursa . Ya ölüm o...