Travma

49 2 0
                                    

" Tamam sakin ol bak geçti... bana neler olduğunu anlatır mısın? Telefonu nereden buldun? Çekirdek kendine gel! Anlat ne oldu!?"... Kekeleyerek " Ba..bana onu bulur musun? Ortağımı?" Başını onaylar anlamında sallayarak yataktan kalkıp dışarı çıktı.
Kimdi bu arayan? Bizim ne yapacağımızı nasıl bilebiliyordu?

Yatakta cenin pozisyonu alarak gözlerimi kapattım. İstemsizce gözlerimden yaş akarken kapının açılış sesini duydum. Göz kapaklarımı kaldırarak karşımda duran ortağıma baktım. Endişeli bir hali vardı. Fakat bunu bana belli etmek istemiyordu sanki. Ayağa kalkar kalkmaz sarıldım ona. Kokusunu içime çekerken gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Beni kendinden uzaklaştırarak " Kim aradı?" " Bilmiyorum. İnan bilmiyorum. Sadece bana şey dedi." " Sana ne dedi?" " O uyuşturucu mafyasına katılmamalıyız. Bu çok tehlikeli." " Seni tehdit mi etti?" " Anlamıyorsun. Beni tehdit etmesi önemli değil! Sadece sana zarar gelmesini istemiyorum." " Çekirdek bana ne dediğini anlatır mısın bu adamın!?" Diye yüksek sesle bağırdığında hıçkırığımı tutamayarak " Eğer gidersek... ölecekmişsin öyle söyledi. " Kısa bir süreliğine hiç bir şey konuşmasakta hızlıca hareket edip çıktı odadan.

Kanarya şaşırmış bir vaziyette " Sen burada bekle. Ben ne olduğunu soracağım." " Hayır Kanarya ben de geliyorum." Deyip dışarıya adımımı attım. Ortağımın arkasından hızlıca giderken arkamdan Kanarya " Çekirdek bekle!" Diyordu. Ortağım ise arkasını dönmeden " Bırak Kanarya gelsin!" Dediğinde hızlanarak yanında yürümeye başladım. " Nereye gidiyoruz?" " Soru sorma Çekirdek. Sadece yürü." Kolundan tutup durdurarak. " Bana ne olduğunu söyle!"... " Patronun yanına gidiyoruz. Hani şu daha dün barda tanıştığımız adamın yanına!" Deyip yürümesine devam etti. Merdivenlerden inerek bir kapıdan girdik. Girdiğimiz an biri sürü adam bize silah çekmişti. Biz hiç durmadan karşımızda duran adama doğru yürüdük. Adam korumalarına " Silahları indirin." Deyince bütün korumalar bir anda silahlarını beline yerleştirdi. " Şu görevi biraz önce yapamaz mıyız? Biraz çabuk olun!" "Neden bu kadar acele ediyorsun?" " Soru sormanın sırası değil. Ne zaman çıkarız bu göreve!?" Adam ayağa kalkarak " Pekala adamlarıma söylerim arabayı hazırlar, sizde hemen yola çıkarsınız." Dediğinde ben ortağımın neden bu kadar acele ettiğini merak ediyordum. " Bunun tehlikeli olduğunu sana söylemiştim." " Umrumda değil. Eğer burada kalırsak sen... güvende olmazsın."

Arabaya binmek hiç mi hiç istemiyordum ama mecburdum. Zorla arabaya binip en arka pencere kenarındaki koltuğa oturdum.
Kanarya, sadist, mafya hepsi vardı. En son ortağım adamla birşeyler konuşup arabaya bindi. Pencere kenarına değil benim yanıma oturup " Güvendesin merak etme." Dediğinde sinirle ellerimle saçlarımı karıştırıp ona döndüm. "Sen beni anlamıyor musun ya!? Ben senin için endişeleniyorum." Dediğimde sırıtarak " Benim için endişelenmene gerek yok Çekirdek. " " Elimde değil ki." Deyip pencereye bakarken elini omzuma koyup başımı omzuna dayamama izin verdi. " Ben galiba... seninleyken güvendeyim SiyahGözler." Başını başıma koyarak derin bir nefes aldı.

" Sadist ve Kanarya siz içeri girin. Hemen arkanızdan Mafya'da gelecek. Endişelenmenize gerek yok... Hiç kimseye görünmeden bu işi halletmeniz gerek. Adamları dinlemeyi unutmayın. Uyuşturucuları satmadan önce bizim onları ele geçirmemiz gerek!" Planımız buydu. Sadist, Kanarya ve Mafya içeri girip adamların uyuştuları nereye koyduklarını öğreneceklerdi. Biz de deponun arka kapısından içeri girip uyuşturucuları alacaktık. Kulaklıkları kulağımıza yerleştirdikten sonra onlar içeri biz de deponun arka kapısına doğru yöneldik.

Rüya'dan
İçeri girmeden önce silahları elimize alıp depoya yöneldik. Kapıyı açacağımız zaman arkanızdan bir ses "Siz ne yapıyorsunuz burada?! Arkamızı yavaşça dönüp karşımızda duran iki adam bize silah doğrultmuş " Silahları yere atın." Diyordu. Dediklerini yapmayınca tekrar bağırıp " Silahları yere atın yoksa ölürsünüz." Dediğinde "Gerçekten daha yaratıcı şey bulamadın mı? Mesela kafanızı koparırı veya uçururuz." Dediğimde Sadist bana bakıp sessizce " Ölmek mi istiyorsun gerçekten!? Sessiz ol biraz." Diyerek beni uyarmıştı umursamayarak adamlara döndüm. " Gelin bir anlaşma yapalım." Dediğimde Sadist " Sen salak mısın? Kes şu sesini!" " Asıl sen şu çeneni kapat. Hep böyle yapıyorsun. Ama artık senin dediklerini yapmayacağım." " Yeter. Dayanamıyorum artık senin bu davranışlarına." Dediğinde adamlardan biri " Kavga etmenin sırası değil. Ciddi olun." Onları dinlemeyerek " Seninle asla nişanlanmayacaktım." " Asıl ben seninle nişanlanmayacaktım." Der demez elimizde tuttuğumuz silahları adamlara yöneltip tetiğe basıp doğruca yanlarına gittik.

AlışılmamışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin