Ay Işığı

76 4 0
                                    

Yazardan...

Kendini yere bırakıp elleriyle yüzünü kapattı. Ağlamak istiyordu ama ne için ağlamalıydı? İstemsizce gözünden akan yaşları eliyle engellemeye çalışıyordu. Ama ne fayda? Karşısında duranı gördükçe daha çok sinirleri tepesine çıkıyordu. Tek istediği olayların bu noktaya nasıl gelebildiği. Başlangıç noktasını öğrense belki her şey daha ayrıntılı olabilirdi.
Ortağının sesiyle onu uzaklara götüren düşüncelerden sıyrılarak ortağına ümitsizce baktı. Ortağı kalkmasına yardım etmek için elini uzattığında O hâlâ gözlerine bakarak 'Bana herseyi anlat' diye yalvarıyordu adeta.
Ortağı belinden tutarak kaldırdığında omzuna başını koydu. Hıçkırıklara boğularak ağlamaya başladı. Gözlerinin önüne gelen şeyleri bağdaştıramıyordu. Gülerken halleri,tanımadığı insanın ona sarılışları... Gözlerinin önüne gelen o sahneleri anlamdıramazken belinden sarılan bir kol hissetti. Gözlerini açarak ortağına baktı. Birbirlerine o kadar yakınlardı ki nefes alış verişlerini duyuyorlardı. Ona kalsa hep böyle kalmak isterdi. Bu duruma kendi bile inanamıyordu fakat ona güveniyordu. Ortağı kendine biraz daha çektiğinde ona biraz daha yaklaştı. Her ikisininde nefes alış verişleri hâlâ düzgündü. Kendi içinden ' Biliyordum. Ona o gözle bakmadığımı biliyordum." Diye mutlu oldu.

Ortağı kulağına yaklaşarak "Senin için, yanında ben olduğum için bana güven ama bağlanma!" Deyince geri adım atarak ne dediğini kavramaya çalıştı. Kaşlarını çatarak neden böyle söylediğini anlamak istedi.

Ortağının dudaklarına alaycı bir gülümseme yayılırken onları çağıran adama doğru ilerledi. Azra ne yapacağını şaşırmış şekilde duvara yaslanan, aslında en çok güvendiği kişiye, Okan'a baktı.

Okan'ın mutlaka açıklaması olması lazımdı Acaba onu buradan kurtarmak için mi gelmişti?

" Çekirdek hızlı olman lazım yeni bir çatışma çıkmadan gitmeliyiz." Diyen ortağına bakıp başını salladı. Aslında Okan'a soracak olduğu bir sürü soru vardı. Ama mutlaka bir gün sırası gelecekti. Onun kötü niyetli olduğu için burada olduğunu düşünmüyordu.

Ortağına doğru ilerledi. Aslında onun yanında kalmak istiyordu ama içinden bir ses tekrar görüşeceksiniz. Şimdi sırası değil diyordu. Arkasına dönüp son bir kez daha baktı ona uzun uzun...

"Bana açıklayın ben neden buradayım? Buraya geldiğimden beri hiç bu kadar merak etmemiştim." Diye yakınıyordu. Öğrendiğinde daha mı iyi olacaktı peki? Ya gerçekten bilmeye hakkı varsa... Patron onu geçiştirerek odasından kovdu. Ortağını bulmak istiyordu. Ona her şeyi sormak istiyordu. Odaya çıkıp ortağına baktı ama görünürde yoktu. Odanın kapısını kapatıp içeri geçti. Yatağa uzanıp uyumaya çalıştı. Bugün olanları bir anlığına olsun düşünmek istemiyordu. Gözlerini kapattığı sırada ortağı çıka geldi. Üzerinden örtüğü atıp yanına uzandı. Yatağın en ucuna giderek ortağıyla temas etmek istemedi. Ortağı derin bir nefes alarak öbür tarafına döndü. İkisi de aynı yatakta birbirlerini görmüyorlardı.

Azra bugün olanlardan sonra aklına en çok takılan soruyu sormak için ortağına doğru döndü. " Benim bilmediğim en önemli olan şey ne?" Diye sorduğunda ortağının ona dönmesini bekledi. Ortağı yatakta dönerek tavanı izleyen bakışlarla cevapladı sorusunu " Eğer bilmiyorsan, öğrenmek sana şimdilik ağır geleceği için bilmiyorsundur."Deyince. Öğrenmenin ne kada ağır olacağını düşündü. En fazla ne olabilirdi?. Kendisinin en çok neyi öğrenmek istediğini düşündü. Bulamadığında içinden bir soru sormak daha geçti. Oda onun gibi tavanı izleyen bakışlarla " Beni ilk ne zaman tanıdın?" Dediğinde ona döndü ve cavap vermesini bekledi. Ortağıda gözlerini tavandan ayırıp ona baktı. " Şimdi sırası değil çekirdek. İnan bana değil. Ama çok öğrenmek istiyorsan bana yarına kadar bir kere mutlu olduğun zamanı söyle. Yarına kadar nerede ve neyden dolayı mutlu olduğunu söyleyeceksin. Eğer gerçek bir şey sunarsan, işte sana o zaman söylerim." Deyip kollarını basının altına koyarak gözlerini tavana dikti.

AlışılmamışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin