»3

7.2K 536 215
                                    

Sehun, Luhan'ı yıkadıktan sonra havluyla sararak odasına bıraktı. Luhan tüm gece açık olan camla uyuduğunun farkında değildi. Sabah uyandığında kemiklerinin sızladığını hissediyordu.

Oturmak için doğrulduğunda, ağzından acı dolu bir inilti kaçırmıştı. Havlusunun iplerini  birleştirerek ayağa kalktı. Bugün kesinlikle Sehun'dan izin almalıydı. Sehun'un izin vereceğini varsayarak altına eşofman giyip üstüne bol bir tişört geçirdi. Odadan çıkmadan önce hafifçe gerindi. Sehun'un ofisine gideceği sıra gördüğü koruma ile gülümsedi ve el salladı.

"Jonginie!" Luhan heyecanlı ses tonuyla seslenirken, diğeri etrafa sertçe bakıyordu. Luhan'ı görmesiyle yüzündeki sert ifade anında silindi.

"Hey Lu!" Jongin gülümseyip kendine göre kısa olan çocuğun saçlarını karıştırdı.

"Hala giyinmedin mi?

"Şuan soyunuk gibi mi duruyorum?"

"Diğer tarzından biraz farklı..." Jongin Luhan'ı süzerken eliyle kendi ensesini kaşıdı.

"Nasıl farklı?" Luhan merakla tek kaşını kaldırdı.

"Daha masum gözüküyorsun." Jongin, Luhan'ın yüzüne baktı. Makyajsız tamamen küçük bir çocuk gibiydi. Dekolteli ve dar kıyafetler olmadan sevimliydi... Jongin tekrar gülümseyip, Sehun'un kapısını açarak Luhan'ın narin elini tuttu.

"Üçeri buyrun." Luhan kıkırdayarak içeri girdiğinde, Jongin arkasından yavaşça kapıyı kapattı.

"Beni özledin mi Sehunnie?" Luhan sonlara doğru sesini incelterek konuştuğunda, Sehun duyduğu sesle burun kemerini sıkarak gözlerin yumdu.

"Hayatımın yarısından çoğunu seninle geçiriyorum sence?" Donuk bir şekilde Luhan'a baktığında, Luhan kahkaha atıp Sehun'un kucağındaki yerini aldı. Yan bir şekilde otururken gülümsedi.

"Aww...özlüyorsun." Luhan munzurca sırıtarak konuştunda, Sehun Luhan ile ilgilenmemeye devam etti. Yüz verdikçe şımaran bir çocuk gibiydi Luhan.

"Hmm...Evet çok özledim." Sehun geçiştirerek konuşurken, Luhan aniden Sehun'un yanaklarını kavradı. Sanki bir lastikmiş gibi genişletirken Sehun kaşlarını çattı.

"Benim Sehun'um beni özlemiş."

"Lıhon!" Sehun sinirle bağıracağı sıra yanaklarındaki el buna engel olmuştu. Elleri ittirdi ve bağırmak için dudaklarını aralayacağı sıra Luhan hızla Sehun'un boynuna sokuldu.

"Tamam, b-bağırma." Sehun'un eline kendi titreyen ellerini yerleştirerek mırıldandığında, Sehun tek kaşını kaldırdı. Daha bağırmadan mı korkmuştu?

"Sehun?"

"Ne var Luhan?"

"B-Bu günlük..."

"Hayır." Luhan daha cümlesini tamamlamadan kesin ses tonuyla konuşarak Luhan'a baktı.

"Camı açık bıraktığın için her yerim ağrı..."

"Hayır."

"Çok acıyo-"

"Hayır!" Sehun bağırınca Luhan sıçrar gibi olup kirpiklerini kırpıştırarak Sehun'a baktı. Sehun derin bir iç çekip, elini kaldırdı ve Luhan'ın ipeksi hissi veren saçlarını okşadı.

"Neyin var? Söyle bebeğim."

"Havluyla beni ıslak bir şekilde bıraktın, hemde cam açıkken. Sabahtan dolayı fazlasıyla yorgundum. Bunlar zaten hasta olmam için bir sebep ve benim de bir gün tatile ihtiyacım var." Luhan dudaklarını büzerek konuşurken, Sehun arada istemsizce tebessüm ediyordu.

"Peki ya müşterilerine ne yapacağız?" Sehun tek kaşını kaldırdı.

"Benimkilerin hepsini Baekhyun'a ver."

"Onunkiler ne olacak seni zeki şey?"

"Onunkilerde onda kalsın." Luhan ondan bahsederken sinirle konuşuyordu.

"Baekhyun'dan nefret ediyorsun değil mi?"

"Nefret mi?" Luhan kaşlarını kaldırarak sordu.

"Nefret sözcüğü bile yanında az kalır." Luhan sinirle tısladığında Sehun eğleniyor olacak ki kahkaha attı.

"Ondan nefret etmenin sebebi ben miyim acaba?" Sehun alayla sorduğunda, Luhan hiç düşünmeden hızlıca başını salladı.

"Senden hoşlandığımı söylüyorum, hatta kendimi bile sana sunuyorum ama sen gidip onu beceriyorsun. Hani sürtükleri becerirsen kendine hakaret ediyor gibi hissediyordun?" Luhan hızlıca konuşurken bu durumdan gerçekten şikayetçi gibi görünüyordu. Sehun ise sadece gözlerini devirdi.

"Xiao Luhan. O sürtük değil!"

"O zaman burada ne arıyor? Onunla aynı işi yapmamıza rağmen neden hala tek sürtük olan ben oluyorum?" Luhan dolu gözleriyle sorunca Sehun yan ağız sırıtarak, Luhan'ın saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Drama kraliçem yine sahnelerde." Sehun alayla konuştuğunda, Luhan dolu gözlerine rağmen gülümsedi.

"Kraliçem...dedin. Hemde sahiplenici bir şekilde." Sehun, Luhan'ın bu huyunu seviyordu. Daha sormadan kendisi anlatıyordu. Yaptıkları ya da verdiği tepkileri her zaman Sehun sormadan önce kendi söylüyordu.

"Sehun seninle yatabilir miyim?"

"Hayır, içine girmeyeceğim Luhan!" Sehun artık Luhan'ın ısrarlarından bıkmıştı.

"Uyumaktan bahsetmiştim. Her neyse..." Luhan Sehun'un kucağından kalkarak kapıya doğru ilerledi.

"Nereye?"

"Odama! En azından orada beni sürekli yanlış anlayan insanlar yok."

"Evet...odana git ve yollayacağım müşteriyi bekle." Sehun'un alayla konuştuğu cümlelere yüzündeki sırıtma eşlik ediyordu.

"Ama Sehun-"

"Odana git."

O iki kelime yüzünden Luhan tüm gün boyunca acıyla kıvranacaktı...

Biraz sıkıcı ilerliyorum ama güzel şeyleri sonralara bıraakmak istiyorum.

Little WhoreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin