Kapımın tıklanması ile uzun süredir yumduğum gözlerimi araladım. Ah! Bu arada tabiki de kırılmamıştı. Benim güçlü Vennie'm -kapım- fazla dayanıklıydı, sonuçta kaç yıldır Sehun'un onu kapatmasına dayanabiliyordu.
"Uyanma vakti!" Yeni korumam neşeyle bağırdığı zaman gözlerimi devirdim. Buradaki herkes neden olması gerektiğinin tam tersiydi. Koruma dendiği zaman gözümün önüne gelen görüntü sert ve oldukça ciddi bir tipti...
Dolabıma doğru ilerlerken, göz ucuyla kapıdaki korumama baktım.
"Yatağımı toplar mısın?"
Ses çıkartmayınca gülümsedim, sanırım bu sessizlik kabul ettiğinin göstergesiydi. Her korumam değiştiğinde bunu soruyordum. Hepsinin cevabı ise çoğunlukla olumsuz oluyordu tabi bu yeni korumam onların arasında bir istisnaydı. Giyeceğim kıyafetleri seçip üzerime tuttum, bunlar ile Sehun'u etkileyebilir miydim?
"Bunlar yakıştı mı?"
Arkamı dönerek korumama soru yönelttiğimde orada olmadığını fark ettim. Sanırım sessizliği olumlu bir anlamda kullanmıyordu. Omuz silkerek seçtiğim kıyafetleri seçerken gülümsedim. Ben borçlanmayı sevmezdim, kristalin fiyatını ödemeliydim öyle değil mi?
Sehun'un odasına gitmenin verdiği heyecanla seke seke odadan çıktım ve hızlı adımlarla kapısının önünde durdum. Kapı kolunu indirmek için elimi kaldırdığım sıra bir şey bileğimi kavrayarak beni kolaylıkla kendine çekti.
"Yine mi sen?"
"Tanrım Luhan!" Uzun beden beni kendine daha çok çekerek sıkıca sarıldığında benim ellerim onun aksine bedenimin yanında duruyordu.
"Bebeğim, seni çok özledim. Dün geldiğimde çalışmadığını söylediler, bugün ise tatil günün olduğunu söylediler."
"Öyle miymiş?" Şaşkınlıkla tek kaşımı kaldırdım, tatil günüm vardı ve benim haberim yoktu.
"Lu..."
Uzun bedenin dudaklarından şehvetle kaçan ses yüzünden kendime geldim ve belimdeki elleri ittirmeyi denedim.
"Kurallar var, böyle yapmamalısın."
Uyarımı umursamadan beni daha yakınına çekti.
"Seni çok özledim diyorum."
Dudaklarıma sürtünen, kuru dudakları hissettiğimde gözlerimi yumdum. Belime narince bıraktığı dokunuşlarla, iyice mayışırken belime doladığı kolu ile kolayca bedenimi kendine çekti.
Beni Sehun'un kapısına yaslayıp, alt dudağımı kendi dudakları arasına alıp emerken istemsizce mırıldandım. Karşımdaki herifi düşünmek yerine onu Sehun gibi düşünmem normal miydi?
Ellerimi uzun boylu adamın yapılı kollarına koyarak hafifçe okşadığımda, arkamda bir boşluk hissetmiştim. Bir el tarafından çekiştirildiğimde Sehun olarak hayal ettiğim adamın kolları arasından ayrılmak zorunda kalmıştım.
Gözlerimi bileğimi sıkıca tutan ele ardından da sahibine taşıdım. Sehun!
Hayal ettiğim bir Sehun'dan çok gerçeği daha ilgi çekici geliyordu. Kollarımı heyecanla Sehun'un beline dolayıp karşıdaki adamı işaret ettim.
"Sehunnie! Bu beni izinsiz öptü." Dudaklarımı büzerek küçük bir çocuk gibi karşımdakini ispiyonlarken bu Sehun'un üzerinde küçük bir etki bile bırakmamış,aksine kaşlarını çatmasına sebep olmuştu
"İzinsiz ha? Gayet istekli gözüküyordun. Kuralları unuttun mu?"
"Her neyse ben yarın yine gelirim bebeğim."