Yorumlarınız bana ilham verir :)
İyi okumalar...Çekmecede kalan son tişörtü çantama koydum. Hizmetçi seçildikten sonra Hanım Ağa, lazım olacak birkaç eşyamı da yanıma almamı söyledi. Benim için, Harun Ağa'nın odasının hemen yanında sadece gece yatmak için küçük bir oda tahsis edildi. Onun dışında bütün günümü onun odasında işlerini yaparak geçirecektim.
Şimdilik ona karşı sakar ve beceriksiz hizmetçi görünümünü vermeyecektim. Çünkü, işim sonlanabilirdi ve bütün bunların hiçbir anlamı kalmazdı. Sadece başladığım yere geri döner belki dahada alt kademeye verilirdim. Bu konak, entrika ve kademelerden oluşuyordu. Hizmetçilerin bile kendi aralarında bir üstü vardı. Ağa Konağı'da yaşayan her kadının gayesi güçtü.
Güç ise, Harun Kalender'in yatağından geçiyordu. Kimsenin hayalinde samimi ve sıcak bir yuva kurmak yoktu. Buradakilerin aksine kendimi hiç buraya ait hissedemiyordum. Hoş, zaten ait olduğum bir yer yoktu. Etrafımdakiler sadece belimi büken yükten ibaretti. Parmaklarımı birbirine bağladım ve küçük bir hapisane inşa ettim. Ve beni üzen herkesi oraya hapsettim. Her ne kadar hapsetmiş olsamda gardiyan olduğum hapisaneden çıkmam kolay değildi.
Kapının aniden açılmasıyla Dilba'yı karşımda görmem eş zamanlı oldu. Dilba, Mardin'in bana verdiği en güzel şeydi. Benim için kız kardeşten farksızdı. Hemen koşup boynuna sarıldım. Buraya nasıl gelebilmişti?
"Dilba!" dedim sarılmaya devam ederken. "Nasıl geldin buraya?"
Gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. Onunla konuşmayı, dertleşmeyi çok özlemiştim."Annem Hanım Ağa'yı ziyaret edecekmiş," Elindeki çantayı yere bırakıp yatağın üzerine oturdu. "Bende onun peşine takıldım."
"Seni çok özledim," dedim yanına oturup. "Burası cehennemden farksız."
"Burası mı?" Gözlerini devirdi. "Kızım burası resmen saray ne cehenneminden bahsediyorsun."
Bunu burada yaşayan bilirdi. Ondan anlamasını bekleyemezdim."Sen bilmiyorsun," dedim burnumu çekerek. "Geldiğimden beri bez parçası gibi kullanılıyorum."
Yataktan kalkıp etrafı inceledi.
"Buradaki odan daha güzel," Dolabın kapağını açtı. "Böyle bir dolabın bile yoktu hatırlasana."Hızlı adımlarla yanına gelip dolabın kapağını sertçe kapattım.
"Bunun ne önemi var Dilba?" Sesimi yükseltmiştim. "Orada daha mutluydum.""Pekala," Gözyaşlarımı gelişigüzel sildi. "Ne yapmayı düşünüyorsun?"
Bir iki adım yaklaştım.
"Harun Ağa'nın hizmetçisi seçildim," Yüzünde şok olmuş bir ifade vardı. "Yani onun hizmetindeyim."Dilba karşımda zıplayınca bu hareketine hiçbir anlam yükleyemedim. Ben burda bin bir endişenin altında ezilirken onun zıplaması ne derece doğruydu?
"Sen ne dedin Efsun," dedi elini kulağına götürerek. "Bir daha söyle."
"Sağır mısın Dilba!" dedim sinirlerime hakim olamayarak. Delirecek gibiydim.
"Kızım sakin ol," Omuzlarımı tuttu. "Ben yanındayım."
"Nasıl sakin olayım?" dedim anlamayan bakışlarımı ona göndererek. "Ben o adamla aynı odada yaşayacağım."
Bu sefer omuzlarımı sarstı.
"O adam dediğin Harun Kalender," Ses tonu hiçte masumane değildi. "Bunu kullanmalısın Efsun."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağa Konağı
Novela JuvenilEntrika ve oyunların döndüğü bir Konak. Hizmetçilerin, kızların ve hatta evli kadınların hedefi haline gelen genç, karizmatik bir Ağa; Harun Kalender. Konağa hizmetçi olarak alınan bir genç kadın; Efsun Şahan. "Bu basit bir oyun. İhtiyacın olan tek...