Ağa Konağı

3

Parmaklarımı kesmiş olmanın verdiği acıyla beraberdim. Sinirimden. Hanım Ağa denilecek kadın bir haftamı kabus gibi geçirmeme neden olmuştu. ''Deneyelim bakalım kızını.''  dediği o bir hafta, aklımı kaçırmam için yeterli bir sebepti. Mutfaktan çıkamadığım tam bir hafta.

O akşam, annemle babam beni çaresizliğimle bir başıma bırakıp gitmişti. Evlerine. Burası benim evim değildi, ama orası da değildi. Satılmıştım. Buraya, çapkın Ağa'nın dikkatini çekmek için falan değil düpedüz hizmetçilik yapmaya gelmiştim. 

Canımı acıtıyordu. Herkes,her şey. Onların gözünde değersiz olduğumu biliyordum fakat inanmak her zaman zordu. Gerçeklerle yüzleşmek, ikna olmak zordu. Mutlu hissetmek istiyordum belki de yeniden nefes almak. Ama olmuyordu. Bugün yeni sayfa açacağım dediğimde yarın sayfalarım, mürekkebimin tükendiğini söylüyordu.

Her ne kadar ev işleri konusunda bilgim ve yeteneğim olsa da onları burada sergilemeyecektim. Beni bir malmış gibi kullanmalarına izin vermeyecektim. Geçirdiğim bir haftada oldukça yeteneksiz ve sakar bir kız görünümünü vermiştim. Ağza alınmayacak hareketler, bir köpeğe bile yapılmayacak muameleyi görmüştüm. Umurumda mıydı? Hiç sanmıyordum.

Beni bu konağın kapısından atacakları günü bekliyordum. Burası cehennemden farksızdı. Kadınların düşündüğü tek şey Harun Kalender'di. Onu nasıl ayartabileceklerinin planını yapıyorlardı ve bunun yüzünden her gün kavga çıkıyordu. 

Bitmek bilmeyen kavgaları beni bitiriyordu. Yakışıklı olduğunu inkar etmiyordum. Geniş omuzları, buğday teni ve gür kirpiklerinin sakladığı siyah gözleri ona ayrı bir heybet ve güzellik katıyordu. Ama, onu ilk gördüğüm anı hala unutamıyordum. Bana o kadar kaba davranmasının sebebini hala bulamamıştım.

İşini yarıda kesmiş olmam mıydı? Ya da yanlış bir şey mi söylemiştim? Emin değildim. Fakat bildiğim tek şey, kaba ve soğukkanlı herifin teki olduğuydu. Bu konakta yaşayan hiçbir kadının umurunda değildi tabii ki. Onlar için önemli olan şeyler belliydi. Güç ve zenginlik. 

O kaba herif, ikisine de sahipti. Toprakların yarısından fazlası onundu. Sanki..bir lordttu. Kaba,soğukkanlı,savaşçı bir lord. Herkese,her şeye o sahipti. Ağa Konağı onun kalesiydi. İçinde entrikaların döndüğü ve gerçekten insanı boğacak atmosfere sahip bir kale.

Herkes buraya girmek için çabalarken ben buradan defolup gitmek istiyordum. Beni buraya bağlayan bir şey yoktu. 

''Meryem! Yine ne dönmüş bu konakta, haberin var mı?'' dedi Dilan Abla. Konakta geçen tüm olayları ayrıntısıyla anlatırdı. Anladığım kadarıyla özünde iyi bir kadındı ama çenesi yüzünden başına sürekli olaylar geliyordu.

''Yok be bacım, mutfaktan çıktığım mı var? Sen de hele, ne olmuş?'' dedi Meryem Abla. Benim gibi, yirmi dört saatini mutfakta geçiren bir garibandı. Sanırım burada en güvenebileceğim ve bana karşı en sevecen olan kişiydi.

''Bizim Zeyno var ya hani Hatice'nin kızı. Geçen gece Ağamın odasına gizlice girip kıyafetlerini karıştırmış. Ağamda o sıra odaya girince tabii yakalamış bunu. Ne yaptığını sorunca ilk başta Zeyno bir şey diyememiş tabii ama Ağam onu bir şekilde konuşturmuş,'' dedi. Yine bir Harun Kalender vakası. Tabii ya. Bu konakta başka ne olabilirdi ki zaten? ''Meğersem Ağa'nın gömleğini alıp büyü yapacakmış. Görüyor musun sen şu küçük şeytanı! Tabii Hanım Ağam çok sinirlendi.'' diye devam etti. 

''Ne diyorsun sen bacım? Vah vah! Kötü olmuş,'' dedi Meryem Abla elinin tersini avucuna vurarak. ''Şimdi ne olacak?'' 

''Benden duymuş olma ama galiba Ağamın odasına hizmetçi koyulacakmış.'' dedi Dilan Abla.

''Nasıl yani?'' dedim sormama engel olamayarak. Konu bir şekilde dikkatimi çekmişti.

''Tam bilmiyorum ama hizmetçi yirmi dört saat odasında olacakmış bide Ağamın işlerini halledecekmiş.'' dedi.

Belki de bu benim için bir fırsat olabilirdi. Hizmetçi olarak seçilirsem Harun Ağa'dan o günün hıncını alabilecektim. Konaktan atılmam için önüme koyulan bir fırsattı ve ben bunu en iyi şekilde değerlendirmeye çalışacaktım. 

---

Bu bölüm biraz kısa oldu farkındayım ama kurguyu yeni yeni otutturabildim. Hiç okumadan paylaşıyorum umarım beğenirsiniz.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. :)