Bölüm 1

532 16 2
                                    

Elbisemi üzerime giyip son kez kendime baktım. Dün gece nöbete kalmamış olsam da gözaltı şişliklerim öyle demiyordu. Bunu çok fazla önemsemeyip, arabanın anahtarını masanın üzerinden alıp evden çıktım. Yağmur yine her zamanki şiddetiyle yağıyordu. Islanmamak için koşarak arabama bindim. Trafik olmaması umuduyla yola çıktım. Radyodan rastgele bir kanal açtığımda en sevdiğim şarkının denk gelmesi gülümsememe neden oldu. Hastaneye yaklaşık on beş dakika kalmıştı artık. Fakat arabalar ilerlemiyor, sürekli kornalar çalınıyordu. Bazı şoförler ise kafalarını camdan dışarı çıkarıp birkaç küfür savuruyorlardı ortalığa. Müziğin sesini biraz daha açarak kornaların sesini bastırmaya çalıştım. İşe zaten bir saat kadar geç kalmıştım. Bu trafik birazdan açılmazsa beni büyük bir uyarı bekliyordu sanırım.

--

Hastaneye adımımı atar atmaz yoğunluk başlamıştı bile. Kim bilir görüşme yapmam gereken kaç hastam vardı. Odamın kapısından girerken bile söylenmelerini duyabiliyordum. Çantamı dolaba koyup sandalyeme oturdum. Masam bihayli dağınıktı. Notlarım karmakarışıktı ve hasta dosyaları epey düzensizdi. Kapımın çalınmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.

''Sezen Hanım?''

''Evet, benim?''

'' Size çiçek vardı, onu getirdim.'' Dedi gülümseyerek kapıdaki çocuk.

'' Gelebilirsiniz, buyrun''

Çocuk çiçeği masama bıraktıktan sonra gülümseyerek çıktı odamdan. Papatyalar çok zarif gözüküyordu. Kokusunu içime çektiğimde küçükken babamın yaptığı papatyadan taçları anımsıyordum. Demetin üzerindeki küçük beyaz kağıdı alıp okumaya başladım.

'' En sevdiklerinden, seni ilk günki kadar çok seviyorum.-Ediz''

Bugün Edizle tanışma yıldönümümüzdü. Doğrusu hatırladığına şaşırmıştım. Artık hasta almam gerektiğini düşünerek çiçek demetini masamın köşesine koydum.

'' Elif Tezer'' diye seslendiğimden birkaç saniye sonra içeri kısa boylu çelimsiz bir kız girdi. Oldukça çekingen olduğu yürüyüşünden belliydi.

'' Gel bakalım Elif, ben doktorun Sezen Demirci.''

Cevap olarak yalnızca başını sallamıştı. Bu kızın hareketleri bana hiç garip gelmemişti elbette. Gördüğüm birçok hastaya benziyordu. Bilgilerine baktığım üzere yaşı yirmi birdi. Babasını kaybetmişti ve okulunu bırakmıştı.

'' Evet Elif, seni dinliyorum. Hikayeni anlat bana''

Suskunluğunu sürdürürcesine ayaklarına bakıyordu. Kalkıp biraz yanına yaklaştım.

'' Bak Elif, bana güvenebilirsin.''

Hafif bir gülümseme oluştu suratında.

'' Seni dinliyorum'' dedim tekrar dikkatini bana verebilmesi için.

'' 4 yıl önce başladı her şey. Babamı kaybettikten sonra.'' Gözleri dolmuştu ve dudakları titriyordu.

'' Devam et, ben burdayım.'' Dedim tekrar onu cesaretendirmek için.

'' Sonra kusmaya başladım işte. Çok yiyor ve yediğim her şeyi kusuyordum. 4 yıl böyle devam etti. Sanki gün geçtikçe kilo alıyormuşum gibi daha çok kusmaya başladım. Bütün öfkemi, nefretimi kusar gibi yediğim şeyleri kustum. En sonunda annem bunu farketti ve beni buraya zorla getirdi.''

Ellerini kucağında birleştirmiş tırnaklarının diplerini kanatırcasına tırnaklıyordu.

'' Yapma Elif, canın yanacak.'' Dedim. Ellerini çekti ellerinden.

'' Elif bak, bir süre burda kalman gerekecek, eğer senin de rızan olursa bu yaşadıklarını atlatabiliriz.''

Gözleri iyice dolmuş artık damlalar süzülüyordu yanaklarından. Kendini biraz toparlaması için peçete ve su uzattım.

'' Sen şimdi çıkabilirsin Elif, annenle görüşmeliyim.''

Yorucu birkaç görüşmenin ardından öğle arasında birkaç kraker ve yeşil çayla beraber odama geri döndüm. Sıradaki hasta '' Barlas Güven'' o gelmeden hakkında birkaç araştırma yapmak istedim. Birkaç kez uyuşturucu öyküsü dışında bir suçu gözükmüyordu. Zorlu bir hasta olacağı belliydi.

'' Evet Barlas, otur bakalım.''

Uzun boyluydu ve köşeli bir çenesi vardı. Giydiği tişörtten dövmeleri de gözüküyordu. Küçük burnu ve oldukça ince dudakları vardı. Kıyafetleri ise salaş ve biraz özensizdi. Sanki günlerdir sokakta yaşıyor gibi. Yaşı benim yaşlarımda belki birkaç yaş büyüktü.

Rahat tavrıyla karşıma geçti ve bir ayağını diğer dizine koyarak oturdu.

'' Ben doktorun Sezen Demirci, nasılsın?''

'' İyi işte, neden burdayım?''

'' Sence neden burdasın?'' dedim.

'' Bilmem hep buralara geliyorum yani getiriliyorum.''

'' Uyuşturucu kullanma suçuyla yakalanıp kliniğime getirildin. Burada seninle bunun sebeplerini konuşup atlatacağız, sen de diğer uyuşturucu kullanan hastalarım gibi bu işten vazgeceksin.'' Dedim onu ikna etmeye çalışırcasına.

'' Peki, bunu isteyip istemediğimi bana sormayacak mısın doktor?''

'' Anlaşılan bunu istemiyorsun. Pekii, o zaman istemeni sağlarım.'' Dedim onunla inatlaşarak.

'' Bir bayana göre fazla inatçı, severim'' diyerek muzipçe gülümsedi.

Bir Bağımlıya AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin