Bölüm 2 -Senin İçin-

76 6 3
                                    


Multimedia : Yazgı COŞKUN

Fikret KIZILOK - Zaman Zaman



Evet. Annem ölmüştü. Bu hayatımda yaşayabileceğim ve yaşadığım en kötü şeydi. Anne ne kadar kutsal bir şeymiş o gittikten sonra anladım. İlk bir hafta sadece nefes alıyordum . Bundan başka hiçbir şey yapmadım toprağa ekilmiş bir bitkiden farksızdım . Bu zamanlar benim için çok zordu . O anları , çektiğim acıları hiç unutmadım , unutamam . Sürekli kendimi suçladım eğer o lanet raporu almaya gitmeseydim annemi koruyabilirdim . ya da o aptal çocukla muhabbet etmeyip hemen annemin yanına gelseydim onu koruyabilirdim . Bu bir hafta ne yemek yedim ne su içtim . Bir hafta da 10 kilo vermiştim. Canıma kıymak istediğim çok zaman oldu ama bunların hepsinde şanslıydım çünkü babam yanımdaydı benim yüzümden acısını bile yaşayamadı sürekli benim için endişeleniyordu . Her gün psikolağa gittim . Kısacası bombok bir hayatım vardı. Annemin gittiği zaman 10. sınıftaydım . Okula gitmiyordum . Sınavlara girmiyordum . Sonuç çok basit sınıfta kaldım açıkçası umurumda değildi . Babam müdürle konuştu sanırım annemi anlattı. o da kabul etti ki 11. sınıfa geçebilmiştim . Babamı üzmemek için okula gittim çünkü babam benim yüzümden çökmüştü . Ama ne ders çalışıyordum ne de kimseyle muhabbet ediyordum sadece okula gidip en arka sıraya oturup uyuyordum . Hayatım böyle geçiyordu . Her gün okul çıkışı annemin mezarlığına gidip onunla konuşuyordum .Akşam olunca eve gidip tekrar uyuyordum. Babamı üzdüğümün farkındaydım ama elimden bir şey gelmiyordu . Günler böyle geçiyordu . Sonunda 11. sınıfta bitti . Yaz tatili geldi . Düşündüm de en son ne zaman gülmüştüm en son ne zaman babamla konuşmuştum . Bombok. beni açıklayan çok güzel bir terimdi . Bir gece uyandım ve su içmek için mutfağa gidiyordum yatak odasından ağlama sesi geliyordu kapıyı aralayıp baktım . Babam . ağlıyordu. onu ilk defa ağlarken görüyordum . Elinde anneme aldığı elbise vardı . Gözlerim dolmuştu . Kendimi düşünmekten onu hiçe saymıştım . Oysa babam için daha zordu sevdiği kadını kaybetmişti . Odama girip yatağa kendimi attım , pikeyi kafama kadar çekip gözlerimi kapadım.

Annem yemyeşil bir ormanın içinde beyaz elbisesiyle bana doğru yaklaşıyordu . 

 "Kızım lütfen bana acı çektirmeyi bırak ! Böyle yaptıkça beni kahrediyorsun . Beni unut yaşamına devam et " 

Bir an durdu ve kafasını yere eğdi kafasını tekrar kaldırdığında gözlerinden kanlı yaşlar akıyordu "Anne " diye bağırdım ve ağlamaya başladım. Ben ağladıkça onun gözlerinden daha çok kan akıyordu . 

" Bak kızım sen ağladıkça bana böyle oluyor , benim acı çekmemi istemiyorsan artık ağlama ! " 

 " Ama anne nasıl ... ?" 

" Kızım bana bunu yapma sen gülümsedikçe , mutlu oldukça benim de senin gibi olacağımı unutma ama ağladığın zaman bu kanlı gözyaşlarım aklına gelsin ! " "

 Ann--" annem sözümü kesti ve kanlı gözleriyle bana bakmaya devam etti . 

" Hayattaki en büyük acı sevdiğin insanı kaybetmektir , Ama bundan daha önemlisi bu acıyla yaşayabilmektir , ne zaman aklına gelsem gülümse ve hiçbir şey için ağlama. Sen mutlu bir çocuk değildin , senin gülümsemeni göremedim . Bundan sonra benim için gülümse kızım " 

 Yataktan sıçradığımda baş ucumda ki lambayı açmak için uzandım, lambanın ışığıyla elimde ki kanları gördüm çok korktum , rüya değil miydi ? diye düşünürken avucumun içindeki tırnak izlerini gördüm sanırım uyurken sıkmıştım. Yataktan kalkıp lavaboya doğru ilerledim. Aynaya bakıp yüzümü inceledim gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu aklıma annemin kanlı gözleri geldi bir anda ürperdim aynaya bakmayı kesip elimi yüzümü defalarca yıkadım . Kafamı kaldırıp son kez aynaya baktım ve kendimden emin bir şekilde 

Bendeki SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin