Bendeki Sen

Bölüm 5 - Okul -

Multimedia : Tüm kadro

"Çüştürümasyon" 

Tuana , Fırat'ın düşürdüğü meyve suyu şişesinin kırık camlarını toplamak için yere eğildi . 

"Bırak ben yaparım bir yerini keseceksin" Fırat söylenerek Tuana'nın yanına oturup cam parçalarını toplamaya başladı. Tuana ve Ecrin de cam kırıklarını toplamak için yere eğildiler . Çok eğlenceli herhalde herkes cam kırığı toplamaya falan gidiyor. Ayrıca Fırat ve Tuana'nın burada ne işi var evimin adresini nereden biliyorlar ? Tuğba surat ifademden anlamış olmalı ki .

"Yaa söylemeyi unuttum . Tuana burada olduğumuzu öğrenince gelmek için Fırat'ın başının etini yemiş . Bende adresi mesaj attım. Sorun olmaz değil mi ? "

"Olmaz tabi ki de " Eymen'in tuttuğu kolumu çekip yanlarına gittim . Tuana ben gelince ayağa kalkıp sarıldı . 

"Teşekkür edemedim sana içimde kaldı . O yüzden gelmek istedim ." 

"Sorun değil dedim ya " dedim ona sarılırken daha yeni tanıştığım insanlarla bu kadar samimi olmam garibime gitse de şimdilik boş verdim . Tuana dan ayrılıp yerde cam kırığı toplamaya devam eden üçlüyü durdurdum. 

"Bırakın ya bir yerinizi keseceksiniz ben sonra toplarım gelin eve gidelim " 

"Sen niye toplayacakmışsın ki ? " diye sordu Fırat bir an afallasam da hemen kendimi topladım

"Siz misafirsiniz çünkü" 

"Misafir evine davet ettiğin kişilere denir . Beni davet ettiğini hatırlamıyorum " Ne yani alınmış mıydı ?

"Sen kendin gelmek istemedin" 

"Yani gelmemi ister miydin ? " Tam cevap verecektim ki Eymen'in sesi beni durdurdu.

"Bir şey hakkında konuşacaktık hatırlarsan" dedi pis pis sırıtarak.

"Olmayan bir şeyle ilgili ne konuşabiliriz evladım" bu çocuk beni deli edecek herkesin için de öpüşmek falan dediği yetmezmiş gibi bunu sürdürmeye devam ediyordu. 

"Evladım? " Eymen karşısında tanımlanamayan bir cisim varmış gibi anlamaz gözlerle bana baktı. 

"Yani öpüşmediniz?" dedi Tuğba "Bir an hayatımızda ekşın (aksiyon demek istiyor arkadaş) olacak sanmıştım " dedi dudak büzerken 

" Ben eve gidiyorum geliyor musunuz ? " diye sordum yerde oturup cam kırığı toplama derneği kurmuş kişilere. Tuğba , Ecrin , Tuana ayağa kalkıp kafalarını evet anlamında salladılar . 

"Siz gidin ben bunları toplayıp eve giderim , çok geç kalmayın . Geç kalacaksanız da haber verin almaya gelirim " Gerçekten onu çağırmadığım için darılmış mıydı? Ben ortaya sordum onun da üzerine alınması gerekmez mi ? İlla ki davetiye mi çıkarttırmam gerek ya da boy boy afiş bastırayım ? Fıraatt bizeee geeeeeell diye sabır yaa.

"Gelmek istiyorsan gel" dedim sorarcasına . Kafasını kaldırıp boş boş baktı ve tekrar cam kırıklarını toplamaya devam etti . Ne cammış arkadaş topla topla bitmedi. "Sen bilirsin" diye mırıldandım duydu mu, duymadı mı? emin değildim ama umurumda da değildi . Ben önde kızlar arkamda eve doğru ilerledik . Kapıdan girerken son kez Fırat'a baktığımda Eymen'le konuştuğunu gördüm . Ne konuşuyorlardı ki ? Amaan banane yaaa

Tamı tamına 2 saattir Tuana ve Tuğba'nın aşk hayatını dinliyordum . Yangın var deyip evden kaçmak istesem de ayıp olmasın diye oturduğum yerden kıpırdamadan hanım kız edasıyla onları dinliyordum . Pardon dinliyorduk . Ecrin bilmem kaçıncı kez dinlediği şeyleri halıda yuvarlanarak tekrar duymak zorunda kalıyordu garibim . Tuğba; Demir diye bir çocuğu seviyormuş . Bu çocuk Fırat'ın kenkasıymış , Tuğba'nın neşeli ve cıvıl cıvıl hareketlerinin tam tersi olan bu çocuk Tuğba'dan hiç haz etmiyormuş . Hatta Tuğba'nın bu hareketlerinden nefret edip onunla aynı ortamda bile bulunmak istemiyormuş . Kısacası ağır abi bir tipmiş . Ama Tuğba ondan vazgeçemiyormuş. Halbuki çok güzel bir kız elini sallasa ellisi ne diye bu çocuk için ölüp bitiyorsa . Amaan gönül iştee .. Tuana ise Onur diye bir çocuk için ölüp bitiyormuş. Bunlar sevgili olabilmişler ancak bugün benimde şahit olduğum gibi ayrılmışlar. Nedenini söylemeyip anırarak ağlasa da saçma bir şey yüzünden ayrıldıkları kesindi. Bunlar iki kız kardeş manita meraklısı kısacası . Ecrin'e gelince Tuğba onun Fırat'tan hoşlandığını söylese de buna bir türlü inanamamıştım. Ne bileyim yan yana olduklarında hiç böyle hoşlanıyor gibi bakmıyordu. Hatta konuştuklarını bile görmemiştim. Belkide utanıyordur kim bilir ?