Ayla'nın azından
İçeri sırıtarak girmiştim. Her şeyi unutmuştum. Her şey sanki ölüp cennete doğmuş gibi güzeldi. Bi rüzgar esmişti sanki ve hayatımı ,duygularımı okşamıştı. Kendimi yatağa bıraktım. Yatak birden fazla ses çıkardı. Yaklaşık 15 saniye sonra annem koşa koşa içeri girdi. "Fridevs bitanem iyi misin?" .Aslında bende bilmiyordum. Yataktan doğruldum. "İyiyim annecim". O sırıtmayı sildim çünkü annem anlayabilirdi. Sonra bi bağırma sesi duygum. Öfke olup olmadığını ses tonundan anlayamazdınız. Öylesine tok konuşuyordu. Ama eğer kelimelerin anlamını ve kullanım amaçlarını bilirseniz tanımlayabilirdiniz. "Kapat ve bir daha arama!!" gözlerimi kapattım ve o sesin ömür boyu kulağımdan silinmemesini istedim. Annem de öyle bana bakıyodu. Sonra yanıma geldi ve beni dürttü. Öylesine dalmıştımki yerimden zıpladım. Annem gülümsüyordu. Ama ilk defa öyle bi gülümsemesini görmüştüm. Çünkü daha önceden bi şey olacağını biliyorduda sanki olmuştu. Onun zaferini yaşıyo gibiydi. "Anne neye gülüyorsun?"dedim. Annem bana döndü sonra benide kendine çevirdi. "Aylacım bura ağır bi şekilde aşk koktu havalandırsak mı?" dedi. İstisnalar dışında ilk defa ayla demişti. Ve of allahım ya anladı! Lanet olsun!! "Hayır annecim saçmalama o egoiste asla aşık olamazdım. Tamam azıcık yakışıklı insan gözlerinde kayboluyor sesini ömür boyu her hücresinde hissetmek istiyor..." hey annem beni susturdu. İşaret parmağını dudağıma dayamıştı. Bir süre kahkaha attı. Bende o sırada bayağı kızardım. Nar yanımda halt yemiş. Sonra hep benle ciddi bir şey konuşurken takındığı sıfatı yüzüne geçirdi. "Bak kızım aşk gerçekten harika bir şey. Ama daha küçüksün. Ayrıca o kötü bir çocuk. Onunla olmak istiyip istemiyeceğini tekrar gözden geçir ama ne kadar istesende buna izin veremem bebeğim. Sana zarar gelmesini istemiyorum." dedi annem. Annem daha bunları söylerken gözlerim dolmaya başlamıştı. Sonra süzüldüler. Her kezin göz yaşı su döngüsü sayesinde dünyada kalır ama benimki sonuzluğa karışır. Çünkü her damlanın içinde ağır yükler, ağır dertler vardır. Su damlası bunu taşıyamaz ve yok olur. Uyuşmuştum. Biraz kendimi toparlayıp "yanlız kalmak istiyorum" dedim anneme. Oldukca ciddi ve tok konuşmuştum. Annem çıktı. Sonra kendimi bıraktım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Babamın uyuyor olması umrumda değildi. Canım çok yanmıştı. Kapının kapanma sesini duydum. Annem gitmişti. Koşa koşa sokağa indim. Deli gibi bağırmaya başladım. Sokakta bir o yana bir bu yana koşa koşa bağırıyordum. Sonunda yoruldum. Yere bıraktım kendimi. Uzun uzun 'yeteeeerrr'diye bağırmaya başladım. Sonra bir el azımı kapattı. Ve sürüklemeye başladı. Ateşgilin evin araba garajına soktu beni. Elini azımdan çekti .Tam imdat diye bağıracakken yeniden beni susturdu ve kendine çevirdi. 'Ateş beni sokaktan aşkımızı tazelemek için kurtardı ' demeyi çok isterdim ama değildi. "Ne yapıyosun başımızı belaya sokacaktın. Bir daha asla yapma!"dedi. Bense ağlıyordum. "Kes zırlamayı. Of senden kurtuluyum diye bara gittim ve yine tepeme çıktın". Dedi. Kafamı eğdim. Kendimi daha kötü hissediyordum. Yanıma geldi. Yere oturdu. Beni dizine yatırdı. "Ağlama mızmız ben varım. Ateş var su ateşsiz olmaz"dedi. Sözleri beni büyülüyordu. Gözlerimi ona diktim. Göz göze gelmiştik. Bana açıklama yapmaya başladı."bak ayla bu sabah neden öyle dedim bilmiyorum..." onu susturmuştum. "Sus ve büyüyü bozma egosit" dedim. Boynundan çekip öpmeye başladım. İlk defa bu kadar gaddar olabiliyordum. Acımadan onun dugularını sorgulamadan öpüyordum. Sanki kendimi tatmin etmeye çalışıyordum. Bu düşünce aklımdan geçince öpmeyi bıraktım. Ayağa kalktım. Ve "özür dilerim" dedikten sonra koştum. Eve girdim. Babama baktım. Hala uyuyordu. Aylin ve annem dönmemişti. Bişeyler yapmalıydım. Aşkımı ya feda ya da muhafaza edicektim. Bunun tek yolu yanlızlığımdı. En iyi kararı yanlızlığım verecekti....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKTAKİ SEVGİLİ
RomanceUlaşılmaza ulaşmak meziyettir. onu ulaşamıyacağını bile bile arzulamak. istemek. herşeye rağmen sevmek. aşk uzaktakini istemektir...