Koskoca 18 saati atlattım. Turgutreis de indim. Zaten Yalıkavak da inemiyorduk. Halama haber vermedim. Marinaya gitmem lazımdı. Bi dakika zaten haber vermeme gerek yok. Süpriz olucaktı. Daha önce buraya geldiğim için her yeri biliyordum. Marinaya doğru deniz kenarından yola çıktım. Aşırı sıcaktı ve üzerimdeki pantolonu çıkartmam lazımdı. Bunu bi köşeye attım. Aklımda ateş Durukan vardı . O ilginç egoist. Uzunca yürüdüm. En sonunda marinanın kamp alanına geldim. Elle taşınabilir, ağaca iple asılmış EŞKAN ERKEK KAMPI yazan bi tabela gördüm. Tabelanın ilerisine geçince bir sürü yemek masasının bulunduğu bir alana geldim. Bir kaç da ateş yakmak için yer vardı. Daha da ileride çadırlar vardı. Çadırların sonunda gecekondu boyutunda bir 2 katlı küçük bina vardı. Kapının önünde arkası bana dönük sigara içen bir erkek vardı. Düşündümde ateşten Başka kimsenin eline bu kadar sigara yakışmazdı. Onun yanına doğru ilerledim. Arkadan biri 'siyah saçlım bizim çadırımızda bizle tanışmak istemezmisin' diyordu. Arkamı dönmekten korkuyordum. Ama ateş hızlı ama oldukça güzel bi hamleyle bana döndü. İlk başta bana ilginç bir ifadeyle baktı. Şaşırmış gibiydi. Sonra alaylı bir ifade takınıp bana doğru geldi. Ellerini arkasında bağladı ama hala bir elinde sigara vardı. Önüme sadece çeyrek adımlık yer bırakana kadar geldi. Çok yakındık. Kafasını yana çevirip sigaradan bir nefes çekti. Sonra bana dönüp yüzüme üfledi. Gözlerimi kapattım. Dumanları içime çektim. Mis gibi ateş kokuyordu. Kulağıma eğildi. "faişe olmadığını söylemeyemi yoksa çalıştığın şirket yeni pezevenkler bulmak için seni bu kampamı yolladı.". Dedi. Arkamdaki sesler " sen oynamıycaksan biz oynayalım ateş" diye bağırıyordu. Ateşin kulağına yükseldim. "sana ne kadar yalancı olduğunu insanların duygularıyla nasıl uğraştığını, bana kendini nasıl aşık ettirdiğini, seni ölesiye sevdiğimi ve tabiki asla faişelik yapmadığımı söylemeye geldim ateş Durukan" dedim. Bana hem kızmış hemde tatmin olmuş bir yüz ifadesiyle bakıyordu. Onu çözmem lazımdı. Arkadan bi ses bağırarak "bizim olmayan seninde değildir ateş" dedi. Arkamı bile dönmeden ateş beni tuttu. Neden bilmiyorum ama sürekli ismimi söylüyordu. Bense hiçbirşey hissetmiyordum. Gülmem gerekiyor gibi hissettim. Gülmeye çalışırken arkamda bi çakı olduğunu hissettim. Sırtımda bi çakı duruyordu. Onu hissediyordum. Ve onu birinin tuttuğunuda hissediyordum. Sonra o çakıyı çekti. Azımdan bir inilti çıktı. Ateş beni tutmakta zorlanıyordu. En sonunda yere oturup beni dizine yatırdı. Oba başı yanımıza geldi. "ambulans çağır bu ukalanın ölmesine izin veremem" dedi ateş. En sonunda güldüm. Ama kendimi yorgun hissetmeye başlamıştım. Bi dakika önemli olmayan bi sıyrıkta olabilir yürüyebilirim ben! Ayağa kalkmaya çalıştım. Ama ateş izin vermedi. Bir dakika sonra ateş bana dönüp güldü " kamp liderini bulmam lazım ukala kımıldama" dedi. Başımdaki her kez kamp liderinin yanına gidiyordu. Ayağa kalktım. Tabi bu kolay olmadı. İlk kalktığımda kendimi gayet iyi hissediyordum. Zinde bir sporcu gibi. İlerlemeye başladım. Yön mekanizmamı şaşırmış gibiydim. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Birbirine uzak 2 ağacı geçtikten sonra yara kendini hissettirmeye başlamıştı. Vücudumdan birşeyler kaybetmeye Başladığımı hissediyordum. Ormanın içerisine iyice girdikten sonra sonunda beynim kaybolduğumu idrak etmişti. Ve hava kararıyordu. Bi ağaç buldum biraz geniş bi ağaçtı. Onun dibine oturdum. Saatler geçiyordu. Ve etrafım yavaş yavaş akan kandan göl olmaya başlıyordu. Ve hava kapkaranlık olmuştu. Gözlerimi kapattım. Çünkü daha fazla dayanamıyorum. Yaklaşık 15 dakika sonra bir ses duydum. Tanıdıktı. "abi bu sana anlattığım kız. Buraya kadar gelmiş. Babam bunun babasından ne çekti bi bilsen. Hiç pişman değilim onu bıçakladığım için. Ateş sadece bahaneydi abi. Abi onu burda böyle bırakmayız baksana yaşıyo. Onu öldürmemiz lazım. En azından uyanıp bişeyler anlatamaz abi. " dedi. Demekki beni bıçaklayan pezevenk o 'ydu. Abi dediği adam bi süre sonra cevap verdi. " haklısın lan dur silah işini görürmü" dedi. O pezevenkde iştahlı iştahlı atladı. "görmezmi abicim ya" dedi. Gözlerimi araladım. Zorla azımı açtım ve kısık bir sesle "yapma" dedim. Ama kurşunu vücudumda hissetmeye başlamıştım bile. Nerde kalmıştı bu ateş . Ben burda ölüyorum. Offf. Zaten bütün gücümü yitirmiştim. En ihtiyacım olduğu zamanda neredeydi bu egoist...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKTAKİ SEVGİLİ
RomanceUlaşılmaza ulaşmak meziyettir. onu ulaşamıyacağını bile bile arzulamak. istemek. herşeye rağmen sevmek. aşk uzaktakini istemektir...