**10**

10 0 0
                                    

Koskoca  18 saati atlattım. Turgutreis de indim.  Zaten Yalıkavak da inemiyorduk. Halama  haber vermedim. Marinaya  gitmem lazımdı. Bi dakika  zaten haber vermeme gerek yok.  Süpriz olucaktı. Daha önce buraya geldiğim  için  her yeri biliyordum. Marinaya  doğru deniz kenarından yola çıktım.  Aşırı sıcaktı ve üzerimdeki pantolonu çıkartmam lazımdı. Bunu bi köşeye attım. Aklımda ateş Durukan vardı .  O ilginç egoist. Uzunca yürüdüm. En sonunda marinanın  kamp alanına  geldim. Elle taşınabilir, ağaca iple asılmış EŞKAN ERKEK  KAMPI yazan bi tabela gördüm. Tabelanın ilerisine geçince  bir sürü yemek  masasının bulunduğu  bir  alana geldim.  Bir kaç da ateş yakmak  için  yer vardı.  Daha da ileride çadırlar vardı. Çadırların sonunda gecekondu boyutunda bir 2 katlı küçük bina vardı. Kapının önünde arkası bana dönük sigara içen bir  erkek vardı. Düşündümde ateşten  Başka kimsenin eline bu kadar sigara  yakışmazdı.  Onun yanına doğru  ilerledim. Arkadan biri 'siyah saçlım bizim çadırımızda  bizle tanışmak  istemezmisin'  diyordu.  Arkamı dönmekten  korkuyordum.  Ama ateş hızlı ama oldukça güzel bi hamleyle bana döndü. İlk başta  bana ilginç bir ifadeyle baktı.  Şaşırmış  gibiydi.  Sonra alaylı bir ifade takınıp bana doğru geldi.  Ellerini arkasında bağladı ama hala bir elinde sigara vardı.  Önüme sadece çeyrek adımlık yer bırakana kadar geldi.  Çok yakındık. Kafasını  yana çevirip sigaradan bir nefes çekti.  Sonra bana dönüp yüzüme üfledi. Gözlerimi kapattım. Dumanları içime çektim. Mis gibi ateş kokuyordu. Kulağıma eğildi. "faişe olmadığını  söylemeyemi yoksa çalıştığın şirket yeni pezevenkler  bulmak için seni bu kampamı yolladı.". Dedi.  Arkamdaki  sesler " sen oynamıycaksan biz oynayalım  ateş"  diye bağırıyordu. Ateşin kulağına yükseldim. "sana ne kadar yalancı olduğunu insanların duygularıyla nasıl uğraştığını, bana kendini nasıl aşık ettirdiğini, seni ölesiye sevdiğimi ve tabiki asla faişelik yapmadığımı  söylemeye geldim ateş Durukan" dedim. Bana hem kızmış hemde tatmin olmuş bir yüz ifadesiyle bakıyordu.  Onu çözmem lazımdı. Arkadan bi ses bağırarak "bizim olmayan seninde değildir ateş"  dedi.  Arkamı bile dönmeden ateş beni tuttu.  Neden bilmiyorum  ama sürekli  ismimi  söylüyordu.  Bense hiçbirşey hissetmiyordum. Gülmem gerekiyor gibi hissettim.  Gülmeye çalışırken  arkamda bi  çakı olduğunu hissettim. Sırtımda bi çakı duruyordu.  Onu hissediyordum. Ve onu birinin tuttuğunuda hissediyordum.  Sonra o çakıyı çekti.  Azımdan  bir  inilti çıktı.  Ateş beni tutmakta  zorlanıyordu. En sonunda yere oturup beni dizine yatırdı. Oba başı yanımıza  geldi.  "ambulans çağır bu ukalanın ölmesine izin veremem" dedi ateş.  En sonunda güldüm. Ama kendimi yorgun hissetmeye başlamıştım. Bi dakika önemli olmayan bi sıyrıkta olabilir yürüyebilirim ben! Ayağa kalkmaya çalıştım. Ama ateş izin vermedi.  Bir dakika sonra ateş bana dönüp güldü " kamp liderini bulmam lazım ukala kımıldama" dedi.  Başımdaki her kez kamp liderinin yanına gidiyordu.  Ayağa kalktım.  Tabi bu kolay olmadı.  İlk  kalktığımda kendimi gayet iyi hissediyordum.  Zinde bir sporcu gibi. İlerlemeye başladım.  Yön mekanizmamı şaşırmış gibiydim. Nereye gittiğimi bilmiyordum.  Birbirine uzak  2 ağacı geçtikten sonra yara kendini hissettirmeye başlamıştı.   Vücudumdan birşeyler kaybetmeye Başladığımı hissediyordum. Ormanın içerisine iyice girdikten sonra sonunda beynim kaybolduğumu idrak etmişti. Ve hava kararıyordu. Bi ağaç buldum biraz  geniş bi ağaçtı. Onun dibine oturdum.  Saatler geçiyordu.  Ve etrafım yavaş yavaş akan kandan göl olmaya başlıyordu. Ve hava kapkaranlık olmuştu.  Gözlerimi kapattım. Çünkü daha fazla dayanamıyorum.  Yaklaşık  15 dakika  sonra  bir ses duydum.  Tanıdıktı. "abi bu sana anlattığım kız.  Buraya kadar gelmiş.  Babam bunun babasından ne çekti bi bilsen. Hiç pişman değilim onu bıçakladığım için.  Ateş sadece bahaneydi abi.  Abi onu burda böyle bırakmayız  baksana yaşıyo.  Onu öldürmemiz lazım.  En azından  uyanıp bişeyler anlatamaz  abi. " dedi. Demekki beni  bıçaklayan  pezevenk o 'ydu. Abi dediği adam bi süre sonra cevap verdi. " haklısın  lan dur silah işini görürmü" dedi.  O pezevenkde iştahlı iştahlı  atladı.  "görmezmi abicim ya"  dedi.  Gözlerimi araladım. Zorla azımı açtım ve kısık bir sesle  "yapma" dedim. Ama kurşunu vücudumda hissetmeye  başlamıştım bile. Nerde kalmıştı bu ateş .  Ben burda ölüyorum.  Offf.  Zaten bütün gücümü yitirmiştim. En ihtiyacım olduğu zamanda neredeydi bu egoist...

UZAKTAKİ SEVGİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin