26.Bölüm"Yeni bir dönem başlıyor."

647 72 41
                                    

Göğsündeki başım sayesinde kalp atışlarını çok rahat duyabiliyordum, kalbinin ritmi kulağıma melodi gibi gelirken beni belimden çekiştirip birazcık yukarı çıkmamı sağladı. Yatağımda tam olarak üstünde yatıyordum, başımı boynuna yerleştirip o kendine has erkeksi kokusunu daha fazla hissetmeye çalışarak daha da sokuldum ona.

"Korkuyorum." diye mırıldandı. Neyden korktuğunu az çok tahmin edebiliyordum. Geri dönmekten ve yeniden yıkılmaktan korkuyordu.

"Korkmanı gerektirecek bir şey göremiyorum." diye karşılık verdim. Başımı boynundan ayırıp dirseklerimden destek alarak üzerinde doğruldum.

"Ya bitmişse her şey Catherine? Ya ben boşuna uğraşıyorsam." bu konu hakkında bu kadar stres olmasını anlıyordum ama kendini yıpratmasına değer miydi?

"Justin..." diyerek dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp konuşmama devam ettim. "İnsanlar bu şarkıyı beğenecek ayrıca boşa uğraştığın falan yok seni destekleyen milyonlarca insan var. What Do You Mean harika ayrıca."

"Aynı çukura tekrar düşmekten korkuyorum Catherine." belimdeki elleri sıkılaştı ve beni kendine bastırdı.

"Bir çukura düştüğün yok Justin. Saçmalıyorsun." çeneme minik öpücükler bırakırken ben sadece kıkırdıyordum. Cevap vermemesinden anladığım kadarıyla hala bu konu hakkında düşünüyordu. Konuyu değiştirmeye karar verdim.

"Sydney İngiltere'ye geri döndü." Justin bir ay önce evime geldikten sonra Sydney beni zorla alıp İngiltere'ye geri dönmeye çalışmıştı ama ben orda artık mutlu olamayacağımı uzun uzun anlatmıştım. O sadece "Sen bilirsin ama bundan sonra kırılırsan bu sadece senin suçun olur çünkü o çocuğa seni kırması için izin veriyorsun. Ve Catherine ara sıra o çocuğun seni hangi konumda yanında tuttuğunu  hatırla." diyerek gitmişti. Söylediği şeyler beni kırmıştı gerçekleri yüzüme vurmuştu ama şöyle bir gerçek de vardı şuan bulunduğum pozisyonda olmak için ben ömrümden beş yıl verebilirdim.

Yarın yeni şarkısı çıkıyordu ekibiyle buluşmak ya da ailesiyle geri dönüşünü kutlamak yerine benim yanıma gelmişti. Tüm günü aynı koltukta yatarak, birbirimizi gıdıklayarak ya da şuanki gibi yatakta birbirimize sokularak geçirmiştik. Ne televizyonu açmıştık ne de telefonla ilgilenmiştik, yeri geldiğinde dakikalarca birbirimize sadece bakmıştık yeri geldiğinde saçma konular hakkında uzun uzun konuşmuştuk.

"Umarım benden nefret etmiyordur." parmaklarımı yumuşacık saçlarına geçirdim ve saçlarıyla oynamaya başladım.

"O kimseden nefret edemez merak etme."

"Saçlarımla daha fazla oynarsan bu saatte uyuyakalıcağım." söylediklerini umursamayıp saçlarının parmaklarım arasından kayışına odaklandım. Saçlarını çok seviyordum hafif uzamıştı ve bu ona ayrı bir hava katıyordu.

Ben saçlarıyla oynamaya dalmışken Justin'in kafasının yana doğru kaydığını farkettim. Cidden uyuyakalmıştı.

O uyurken düşünmeye vaktim olmuştu, ben de en az onun kadar heyecanlıydım. Benim endişem kariyeri hakkında değildi, müziğinin sevilmesini ve ondaki bu isteğin körelmemesini istiyordum. Müziği sadece işi olarak görmüyordu, müzik onun tutkusuydu. Müzikle hayat buluyordu.

Su içmek için yataktan çıktığımda arkamda çok masum bir şekilde uyuyan bir Justin vardı. Çok yakışıklıydı. Ve ben bu adamı yanımda istiyordum, kirpiğine kadar seviyordum.

Onu izlerken aklıma gelen şeyle sırıttım. Yarın yeni bir dönem başlıyordu. Dönüşü hakkında bazı korkuları vardı ama o korkuların gün yüzüne çıkmasına ortam sağlamaya hiç niyetim yoktu. Bu yolda beni istediği sürece yanındaydım.

"Dönüşün mükemmel olacak Bieber..." Diyebildim kendi kendime.

***

Evet çok uzun zaman oldu ajskslslaklalaşa ama yapacak bir şey yok sınırı düşürücem bu yüzden.

NEYSE KONUMUZA DÖNELİM SJKSLALALALAL WHAT DO YOU MEAN ÇIKTI ASGSHAKLALAALA

BEN BEĞENDİM BENCE SİZ DE BEĞENİN :)

iTunes rekorunu kırmışız o ayrı konu hehehehehhe ;)

+55 vote +50 yorum

Last Chance/JBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin