5.Bölüm "Oppa?"

953 93 58
                                    

Multimedyadaki şarkıyla bölümün ilerleyen yerlerinde karşılaşacağız. O sahnede adını tekrar vereceğim o yüzden açamayanlar bakabilirler ^^

Sehun'la, geçirdiğimiz o akşam ve tuhaf vedalaşmadan sonra konuşmamıştık. Ertesi gün verdiği numarayı aramış Byun Baekhyun adlı menajerle bir tarih belirlemiştim.

Şu anda da onunla buluşmaya gidiyordum. Bağımsız bir menajer olduğu için şirketle bir sıkıntım olmayacaktı bu konuda.

Buluşacağımız restauranta girdiğimde güneş gözlüklerimi çıkardım ve yakama taktım. Buluşacağım kişinin nasıl görüneceğini bilmiyordum. Bu nedenle boş boş etrafa bakındım. Cam kenarında oturan bir adamla göz göze geldik. Bir açıdan bana benziyordu, bir erkek için fazla güzeldi. Ayağa kalktı ve bana işaret etti. Masa el geldiğimde sıkışıp karşılıklı oturduk.

"Luhan-ssi, ben Byun Baekhyun. İyisiniz umarım."

"Teşekkür ederim Baekhyun-ssi. Sipariş verdiniz mi?"

"Sizi bekliyordum." Başımı salladım ve garsona işaret ettim. Menüye bakmaya gerek duymadan bir sezar salata ve limonata istedim. Baekhyun biftek istemişti.

Garson isteklerimizi getirmek üzere yanımızdan ayrılınca gömleğimin kol kısımlarıyla oynadım. Gömlek dediğime bakmayın. Sağ omzumdan göğsüme sarkan bir kedi işlenmişti. Siyah yırtık kotumla da birleşince resmiyetle alakam kalmıyordu.

Baekhyun'sa takım elbise giymişti. "Cv'nizi okudum, genç olmanıza rağmen epey ünlü kişilerle çalışmışsınız."

Hafifçe gülümsedi. "Evet, sizinle çalışmayı da çok isterim."

"Açıkçası işinin ehli menajer bulmak bu dönemde çok zor. Bu yüzden sizinle tanıştığıma memnunum." Ben de gülümsedim.

Muhabbetimiz bir süre böyle devam etti. Bir sözleşme falan imzalamadığımız halde pat diye konuya dalmış, iş konuşmaya başlamıştık.

Hatta kaba taslak bir program bile oluşturmuştuk. Böylece her şeye zaman ayırabilecektim. Kendim hariç her şeye.

Ama söylenmeye hakkım yoktu. Bu hayranlarım içindi.

Yemekten sonra birer kahve içip ayrıldık, bugün bir randevum daha vardı. Taeyang-ssi ile tabiri caizse yetenek yarıştıracaktık.

Şirkete elimi kolumu sallayarak girdim ama aslında gergindim. Ben hep arka plan insanı olmuştum. Yeteneğimi sergiler, insanları büyülerdim ama beni gördüklerinde tanımazlardı. Rakibim ise her konuda mükemmel bir insandı. Eğer Taeyang'ın hayranı olmasam daha rahat olabilirdim ama rolü ondan 'çalmak' istemiyordum. Bu yüzden planım önce onunla konuşmaktı.

Bana tarif ettikleri odayı buldum ve açık kapıdan içeri girdim. Başkan Kim yanında birkaç kişi ile sahnenin önüne oturmuştu. Onlara selam verdiğimde hafifçe doğrulup beni geri selamladılar.

"Taeyang-ssi de burada olmak üzeredir." dedi Junmyeon. Onaylayıp sahnenin basamaklarını çıktım. Ne yapmamız gerektiğini söylememişlerdi. Bu yüzden her şeye hazırlıklı gelmiştim.

Bir dakika geçmeden Taeyang tüm ihtişamıyla kapıda belirdi. Bir an nefesim kesilir gibi oldu. Şu an kesinlikle oppasını görmüş 13 yaşındaki kızlar gibi hissediyordum. Bozuntuya vermemek için dudağımı ısırdım.

Under The Rainbow (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin