11.Bölüm "Min Kyung'un Yeri"

440 39 21
                                    




Umarım bölümü seversiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum!


**



Junmyeon doktorumla bir program hazırladıktan sonra ona bildirmemi istemişti. En kısa zamanda her şeyi düzene oturtup çekimlere başlayacağımızın garantisini vermişti. Orijinal programın epey gerisinde kaldığımız için canımızı dişimize çalışacaktık, sette çalışacak diğer kişilerin favori insanı olmayacağımı tahmin ettim. Sonuçta erken kalkmalarına, eve geç dönmelerine neden olacak adamdım ben, beni sevmeleri tuhaf olurdu. Ama bu sorun değildi, bir süre sonra bana alışacaklarına emindim.

Binadan çıktıktan sonra Baekhyun'un numarasını çevirdim. İlk çalışta açtı.

"Luhan-ssi! Tanrıya şükür. Çok endişelendim. İyi misiniz?"

"İyiyim Baekhyun-ssi, teşekkür ederim. Görüşmemiz mümkün mü? Sanırım bir sözleşme imzalama vaktimiz geldi de çatıyor."

"Bir saniye, hemen programıma bakayım." Bir süre kulağıma kağıtların karıştırılma sesi geldi. "45 dakika sonra bir toplantım var, ama o zamana kadar erteleyemeyeceğim bir işim yok."

"Harika. Neredesiniz, hemen geleyim."

Bana ofisini detaylı bir şekilde tarif etti, bulamayacağımı düşünmüş olmalı ki bir de konum attı. Yabancı sokaklarla 20 dakika kadar cebelleştikten sonra büyük harflerle yazılmış "BYUN BAEKHYUN. MANAJER." tabelasını görünce arabamı park ettim ve acele eden adımlarla içeriye girdim.

Beni giriş salonunda bir kadın karşıladı. "Luhan-ssi?" diye sordu yerinden kalkıp bana doğru ilerlerken. Onu onayladım. "Baekhyun-ssi sizi bekliyor, buradan lütfen."

Gösterdiği kapıya doğru ilerledim ve tıklattıktan sonra içeri girdim. Baekhyun o sırada telefonla konuşuyordu. Beni görünce telefona "Seni sonra arayayım." dedi ve kapatıp ayağa kalktı. Yarı yolda buluşup el sıkıştık.

"İyi olmanıza çok sevindim Luhan-ssi."

"Luhan, lütfen. Resmi olmamıza gerek yok. Epey içli dışlı olacağız bundan sonra. Yani, fikrinizi değiştirmediyseniz tabi."

"Lu Rainbow'la çalışma şansını geri çevirmek mi?" Başını geriye atarak etkileyici bir kahkaha koyverdi. "Asla."

Gülümsedim. "Buna sevindim."

Bana oturmamı işaret edince karşılıklı koltuklara yerleştik. "Pekala, şartlarınız..." Resmi konuştuğu için ona attığım bakışı görünce düzeltti ve devam etti. "Şartların hala aynıysa, hazırda bir anlaşmam var.

"Öncesinde bilmen gereken bir şey var." dedim gergin bir şekilde.

Öne doğru eğildi ve gözlerini dikkatle açtı. "Dinliyorum?"

Ona doktorun ve Junmyeon'un söylediği şeyleri aktardım hızlı bir şekilde. Junmyeon'la yaşadığımız sessizliğin aynısını yaşadık bir süre. Hatta uzanıp elimi tutacağını bile düşündüm bir an.

"Sorun değil, hepimizin sorunları var. Her şeyi düzgünce programladıktan sonra hepsinin üzerinden gelebiliriz." Duraksadı. "Anlaşma diyorduk, ekleyeceğin bir şey var mı?"

Gün içinde üçüncü defa şaşkına dönüp, üçüncü defa müthiş bir mutlulukla gülümsedim. "Hayır, yok. İmzalayabiliriz."

O da bana gülümsedi. Kağıtları ararken ne kadar şanslı bir adam olduğumu düşündüm. 2 gün önce, kendim için "şanslı" sıfatını kullanacağımı söyleseler gülerdim sanırım. Ama şimdi öylesine net görüyordum ki her şeyi.

Under The Rainbow (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin