4.Bölüm "Johnny&Johnny"

1K 98 47
                                    

Dışarıdan geçen bir arabanın sesine uyandım. Vücudumu garip bir açıyla büküp sesli bir şekilde esnerken gerindim.

Uykum açılana kadar tavanı izledim, sonra gözlerimi ovuşturup ayaklarımı sürüyerek banyoya gittim.

Klozette oturmuş etrafa dalgın bakışlar atarken aynadaki aksimle göz göze geldim. Yakın zamanda boyattığım bal sarısı saçlarım karışmış, yanağıma yastığın izi çıkmıştı.

Ellerimi yıkarken yüzümü komik şekillere sokuyor, kendimi eğlendiriyordum. Dişlerimi fırçalayıp saçlarımı elimle düzelttim ve gereksiz uzatılmış banyo ziyaretimi sonlandırdım.

Hızlıca giyinip hafif sırt çantamı omzuma attım ve evden çıktım. Geldiğim ilk gün, kaybolduğumda önünden geçtiğim büyük markete gidecektim. Alışverişi daha fazla erteleyemezdim.

Otomatik açılan kapıdan adımını attığım anda beni soğuk hava kucakladı. Birden ruh halim pozitifleşmişti. Bir alışveriş arabası aldım ve ilk reyona daldım.

Gözüme çarpanları arabaya atarak ilerlemeye başladım. Et&Peynir&Balık reyonuna geldiğimde arabamda boş yer kalmamıştı. Bu kadar kısa zamanda nasıl bu kadar dolduğunu anlamamıştım. Arabaya bir bakış atınca nedenini anladım. Her markadan üçer dörder çikolata, 4 farklı çeşit mısır gevreği, kekler, M&M'ler...

Bir kısmını bırakmak zorunda olduğumun farkında yüzümü asarak geldiğim tarafa geri döndüm. Abur cubur reyonunda çikolataların ikişer tanesini, keklerin 5'ini bıraktım. 10 paket M&M'im hala güvenli bir şekilde arabamdalardı.

Mısır gevreklerinden meyveli olanı ve patlaklı olanı aldığım yere bırakıp çikolatalıda ve ballıda karar kılmıştım. Arabamın kapasitesi artınca kalan yerleri sebze, meyve et ve kahvaltılıkla doldurdum. Son anda birkaç hijyen ve temizlik malzemesini de yığmıştım.

Kasiyer barkotları okuturken arkasındaki şarapları inceliyordum.

"Başka bir isteğiniz var mı?" diye sorduğunda belli belirsiz başımı salladım ve 3 çeşit şarap markası saydım. Kız ifadesiz bir yüzle isteklerimi yerine getirdi.

"Kimliğinizi görmem gerekiyor." Hali hazırda çıkardığım cüzdanın şeffaf kısmını görebileceği şekilde kaldırdım.

Gözleri yaşımın yazdığı alt köşeden adımın yazdığı yere kaydı ve kaşları havaya kalktı.

"S-siz Lu Rainbow musunuz?"

Ona aynı şaşkın ifadeyle baktım. "O kim ki? Ünlü biri mi? Benim kadar yakışıklı mı?"

Kız benim cevabım yüzünden yeniden duygusuz maskesini takınmıştı.

"Boşverin, isim benzerliği olmalı. 250.000 won tuttu."

Ona kredi kartımı uzattım ve eşyalarımı poşetledim. 6 poşetlik eşya olmuştu. Şifremi girdikten sonra kartımı ve fişimi aldım.

Kız muhtemelen sigara molası için kapının önüne çıkarken onu takip edecektim aslında. Ama sonra duraksadım ve bir yayla barkot makinesinin üzerine tutturulmuş kalemi aldım. Cebime tıkıştırdığım fişi çıkarıp arkasına hızlıca bir şeyler karalayıp Lu Rainbow olarak imzaladım.

Poşetlerimi iki elime paylaştırıp çıkışa yürürken kızın emin olmak için internete bakıp, imzayı gördüğünde yüzünde oluşacak ifadeyi hayal ederek gülümsedim.

*

Aldıklarımı yerleştirdikten sonra yayıla yayıla rahat bir kahvaltı yaptım. Saat çoktan 2 olmuştu, 3'te şirkette olmam gerekiyordu.

Under The Rainbow (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin