Amerikalı Luhan, Lu Rainbow adını kullanarak sanatını icra ediyordur. En iyi film müziği dalında birçok ödül almış olan Luhan'ın peşinde oldukça ünlü senaristler koşturuyordur.
Ancak o bugüne kadar bestelediği tüm şarkılardan bambaşka bir tarzda bir...
Yüzüme belli aralıklarla çarpan ılık hava beni rüyasız ve derin uykumdan uyandırdı. Gözlerimi açmadan önce sabah rutinim olan gerinme hareketim refleks olarak devreye girdi. Sırtım yay gibi gerildi, ellerim bir yumruk olup bir açılıyorken kollarım başımın üzerinden ileriye uzandı, aynı şey bacaklarım için de geçerliydi. Miyavlamaya benzer bir ses boğazımdan yükseldi ve kendimi rahatlamış bir şekilde yatağa geri bıraktım.
Dudaklarımı ıslatırken gözlerimi açtım. Sehun gülerek beni izliyordu. Onun burada olduğunu biliyordum, ama uyku sersemi algılayamamıştım. Bu tuhaf hareketimi daha önce görmüş olmasına rağmen yanaklarımın kızarmasına engel olamadım.
"Günaydın." Diye mırıldandım yüzümü gizlemek için onun göğsüne gömerken.
"Günaydın kedicik. İyi uyudun mu?" Gece beni koltuktan yatağa taşıdığı zaman dışında hiç uyanmamıştım bile.
Burnumu kusursuz göğsüne sürttüm. "Hı hım. Sen?"
Saçlarıma tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. "Senin kokun her yanıma sinmişken ve kollarımın arasındayken güzel olmaması mümkün mü ki?"
İçime sıcacık bir his yayılırken neşeyle gülümsedim. "Gerçekten mi?" Başımı kaldırıp ona baktım.
Gülümsemesi büyüdü. "Gerçekten."
"Ehe." Onunkinin eşi bir gülümseme koyverdim, eğer mümkün olsaydı ışık saçardım. Romantik bir şey söylemek için ağzımı açmıştım ki karnımın guruldaması bütün anı bozdu.
Sehun kıkırdadı. "Senin beslenme zamanın gelmiş. Hadi kahvaltı hazırlayalım."
Somurttum. "Ben de romantik bir şeyler söylemek istemiştim." Bakışlarımı kabak gibi açıkta olan karnıma çevirdim ve işaret parmağımla dürttüm. "Hep böyle anları bozmak zorundasın değil mi?"
"Hey hey hey!" diye araya girdi Sehun. Olduğu yerde kayarak kafasını karnımın hizasına indirdi. "Benim bebeğimle böyle konuşamazsın." Ufak öpücükler kondurduktan sonra başını dün gece yastığı olarak kullandığı karnıma yasladı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Senin bebeğin ha? BEN DEĞİLİM YANİ O BEBEK? BENİMLE SADECE GÖBEĞİM İÇİN Mİ SEVİŞTİN?"
Sehun kafasını çekmeden yukarı, yüzüme baktı.
"Evet. Benim göbek fetişim var. Sana ne."
"Ne fetişin yok ki?" diye homurdandım.
Gözlerini kıstı. Son cümleyi söylememem gerek diye düşünürken, bir aslanın avına atıldığı çeviklikle kollarını belime doladığı gibi beni kucağına aldı. Ağzımdan tiz tondan bir çığlık yükselmesine engel olamadım. Bir an yatakta sarmaş dolaş yatarken, bir anda sırtım soğuk duvara yaslanmış, bacaklarım Sehun'un beline dolanmış bir halde buldum kendimi.
