Multimedyada İdil Soyman.İyi okumalar fındıklar:-) Bu arada gecikme için özür dilerim fındıklar!Umarım beğenirsiniz.İyi okumalar!
_Mısra'dan_
Hayat garip bir yerdi bana göre.Bir arenaydı.Kimsenin bilmediği şekilde geliştiren stratejilerle oyun oynanan alanları,görünmez bir cam vardı her farklı oyunun arasında.Kimse farkında bile değildi kargaşanın.Herkes kendi derdindeydi.Kendi stratejilerini vermiyordu en cömertile bile kimselere.Şaşırıyorlardı.Güvendiği,sırtını yasladı her gövde,ağaç devriliyordu anında.Garipti.Farklılılardı.O kadar ki,hayat denen arena bazen rüşvet ile hile yapıyordu.Elbette bu oyunun üst düzeyleri,katman yukarı çıktıkça zorlaşan şartlar sonucu başkasına rüşvet veriyor,karşısındakini hileyle yeniyordu.Hayatsa göz devirerek onları izliyor,bundan keyif alıyordu.Elbeteki hilekarlar eninde sonunda bedellerini ödüyorlardı.Bu gerçeği bilerek ama aslında gözü kazanma hırsıyla dönmüş kişiler göremezdi.Tamda şu anda bunu yapıyordum.Hakan'ın arabasında otomotik viteste son sürat sürerken hız imresine baktım.130'a yaklaşmaya başladığımda dağları delerek açılan yollarda ilerledim.
Denizin sesini duyabiliyordum.Ama...
Kokusunu sanki benden mahrum etmek istermiş gibi,rüzgarla anlaşma yapmış ve hiç esmezken kokusu bana ulaşmıyordu.İyice surat astım.Hızımı yavaşlatarak 90 na indirdim.Camı açarken şiddedtli rüzgarın yüzüme çarpmasını beklereken öyle olmadı.Aksine hafif hafif esiyor.Sanki beni sakinleştirmek istiyordu.Ama bu beni dahada sinirlendirdi.
Kimse beni sakinleştirmesin.İstemiyorum!Acı gerçeklerin acımasızlığı altında ezilmek istiyordum.
"Lanet olsun!"
Diye tısladım dişlerimin arasından.Elimi yumruk yaparak direksiyona geçirdim.Ah.Hadi ama!Neden bu kadar acı.Neden beni yaşarken mezara sokuyordu!Aldığım nefes sanki ciğerimi yakıyordu.Bir nefes tüm vücudumu cehheneme çeviriyordu adeta.Hastahanede öğrendiğim bilgiyle dünyam tepa taklak olup hayallerim adeta kafama yağmur misali yağmıştı.Annemle daha çok kavgamız olacaktı.Evleneceğim çocuğun bir kusurunu bulacaktı,gelinlik seçecek ve daha bir çok şey yapacaktık.Birde kardeşim olacaktı.Adını Beste koymak istiyordum.Çünkü beste yapmayı sevdiğimden daha çok severdim onu.Daha teyze olacak,annem torunları olacaktı.Ama şimdi...
Hayalerim artık uçurumun ucundaydı.Onlar bir dal parçası tutsa bile yinede kırılacaklardı.Annemin kurtulma ihtimali düşük.Onun kurtulması imkansız gözüküyor.Ama kurtulsa bile ya bitkisel hayat yada yarı belden aşağısı felç oluyor.Yani kardeşim her türlü ölüyordu.
Bu acı veriyordu.Gözümün dolmaya başladığını hissetiğimde sahile inen yol kavşağından saptım.
Sahile indiğimde kumların üstünü ful kar kaplamıştı.Denizin kumları alıp götürdüğü yerlerde bir tek kum gözüküyordu.Siyah ceketimi ve botlarımı arabaya bıraktım.Çoraplarımla eldivenletimi koyduktan sonra yere eğildim.Dar paça pantolonlarımı kıvırdıktan sonra gülümsedim.
Soğuk iyi gelmişti.Aklımı başıma getirmişti.İçimdeki cehhenemin üstü buz tutmuştu şu anda.Arabayı kilitleyerek yürümeyd başladım.Ayaklarımı izleri çıkarken altındaki kum gözüktü.Bu bana İdil'i hatırlatı.Burkukça gülümsedim.O da diğer insanlar gibi bana iki yüzlülük yapmıştı.Aynı bu kar gibi üstüne bastıkça ve ilerledikçe altındaki siyah kişili görmemi sağlamıştı.Gizem'in dediğine göre okuldaki yangının ve bu hafıza kaybının nedeni o imiş onlara göre.İnanmadım başlarda.Ama sonra bu marotonun başlagıcı olan olay geldi aklıma..
Elbeteki o da haklıydı.Sarhoşken beni koruyamazdı.Ama neden ziyarete gelmediki sonra.Gözlerim yeni doğmuş çocuk gibi yeni yeni açılıyordu.Ama gerçekler canımı acıtacağını bildiğimden dolayı bana pek bir şey anlatmasını istemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kördüğüm
Ficțiune adolescențiAksiyon Serisi 1 Onlar dört yakın arkadaşlar... Ama birbirlerine aşıklar... Aileleri yüzünden ortaya çıkan kargaşa... Bu zamana kadar saklanan büyük sırlar... Bunları hayatları kördüğüm olana dek fark etmediler... Peki hayatlarındaki kargaşa bitip...