Bölüm 2

3.7K 133 37
                                    


**********

Sabah 10:23

**********

"-Mhmım, hımm, hım? He! Ne?"

"-Kalk diyorum hım hım deyip durma. Alkolikler gibi sızmışın kanepede. Hadi kalkta yüzünü yıka. Buraaak!? Kime diyorum amına koyim! Aloo!"

  Off. Yine mi! Boynum tutulmuş lan.

  Tanrım yeter! Neden? Neden tanrım? Neden ben? Bu hayatın içine ediyim. Neden bu dünyaya geldik ki? vs vs.

  Bu her sabah uyanınca yaptığım kısa tanrıya isyan ritüelim, bittikten sonra kalkmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü beni anca buradan sert bir kahve kaldırabilir. Resmen kanepeyle bütünleşmişim. Cidden.

  Cihan'ın da zorlamasıyla kalkıp yüzümü yıkadım. Yok kaldırmasa, kabul, manda gibi yatarım.

  Banyodan çıktığımda Cihan çoktan çıkmıştı. Hemen pencereyi açıp binadan uzaklaşan sarı bir kafaya seslendim;

"-Hey! Civciv! Günaydın demeden nereye?"

  Cihan kafasını bir sinirle bana çevirdi ve gözlerini bana dikti.

"-Burak! Bir sus be oğlum! Mahalleyi kaldırdın ayağa tatil günü. Nereden geldin anlamıyorum ki başıma. Gir içeri!"

  Beyefendi emir vermeye bayılır; Sus Burak. Gir içeri Burak. Konuş Burak. Emir verir. Başka bir şey yok. Çocukkende böyleydi bu. Zavallı okul arkadaşlarına emir yağdırırdı. Niye okul değiştirdi sanıyorsunuz?

  İçeri girip, pencereyi kapattım. Balta girmemiş ormana benzeyen uzun saçlarıma iki el darbesiyle şekil verdim. Woah! Harbi yürüyen kondom gibi görünüyorum. Kot pantolonumu giydim. Üzerime de; üstünde 'Fuck the System' yazan, anarşizmin canlı hali olan t-shirt ümü geçirip evden fırladım. Seviyorum bu kombinasyonu.

  (Yok hayır apaçi değilim. Tam tersi bir beyefendiyim)(Tartışılır)(Kabul, apaçi değilim ama tam bir apaçi kadar deli olduğum söylenir Cihan tarafından. Bir keresinde okul gezisindeyken, hayvanat bahçesinde soyu tükenmekte olan albino maymunlara ekmek yerine, annemin çantama koyduğu ağrı kesicileri atmıştım. Çok değil 2 kutu, 40 tane hap ya vardı ya yoktu. Ne mi oldu sonra? İşte en son baktım 5 maymun vardı. -ilaçlardan önce 7 tane vardı, sanırım ikisini ben telef ettim- Ne yani!? Onlarda içmeselerdi..?)

  Eee, Sarıyer'de oturmanın faydaları. 15 dakikada sahilde oluyorsun. Yürümeye başladım. Sahilde oturup etrafı izleyecektim.

  Tamam tamam! Tabii sahilde oturmak etrafı izlemek bahane. Etraftaki yaşıtım olan esmer erkeklere falan bakıcam. Nedense çok dikkatimi çekiyorlar. Biseksüel olduğumu sanmıyorum. Eşcinsel olduğumu aklımın ucundan geçirmedim. Aslına bakarsan bir kızla hiç ilişkim olmadı. Sanırım o zaman..? Ben? Homo? Yok canım! Ama bu esmer çocuklar olayından Cihan'ın ve diğerlerinin haberi yok. Olmasına gerekte yok.

  Eşcinsel değilim sadece dikkatimi çekiyorlar. Ayrıca pahalı arabaları izlicem. Ve onların sahipleri hakkında fikir yürütücem.

*Arabasını kilitliyor mu?

*Arabasına kaç dakika sonra geri dönüyor?

*Bu arabayı kaça okuturum?

*En fazla kaç basar bu?

  Tamam çalmayacaktım belki ama bu bana tutku olmuştu lise sondan beri. Aynı esmer yaşıtlarım gibi yani. Bir pahalı arabalar iki de esmer taşlar. Muhteşem ikili.

  Umarım Cihan'da fikrini değiştirirde en azından alemlere akardık İstanbul da.

  Fena mı olurdu? Ankara'nın çılgın araba hırsızı ergenleri geri dönerdi. Hem de bu sefer İstanbul'da. Heyt be! Çekilin oradan, egom tavan yaptı!

-Ve egosu sakince selam verir.-

  Sonra 24 yaşında olduğumu hatırlayıp kendime geldim. Ne ergeni ne arabası. Neyin kafası bu böyle bilmiyorum ki. Cidden benim yaşadığım kafayı millet bonzai de bulamıyo.

  Hah! bonzai demişken otçu yok mu buralarda ya. Sahilde 2 tur atıp torbacı var mı bir bakıyım. Cihan'dan gizli iki dakika tüttürürüm şurada. Fena mı olur?

***

Çilek (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin