************Saat 18:06
************
Mutfakta oturmuş bilgisayarımdan bir şeyler karıştırıyordum. Makarnanın soğumasını bekliyordum. Yine saçma sapan şeyler vardı internette.
Biraz inci sözlük'te takıldım, bir yazar Deep Web ile ilgili bir şeyler paylaşmış onu okuyordum. İlginç bir şeymiş yazarın dediğine göre. Her neyse makarna soğumuştu. Bilgisayarı masadan alıp kapattım. Makarnaları paylaştırdım.
"-Ciciiiiv. Makarna hazır."
Garip bir şeyler söyledi tam anlamadım, herhalde tamam falan demiştir. Yada civciv dememe kızmıştır yine. Cidden buna kızdıysa harbi şuan hiç sikleyemem onu. O bana minik desin ben ona civciv deyince yer yerinden oynasın. Her neyse. Cihan'da mutfağa girince masaya oturduk. Hemen makarnama dalışa geçtim. Midemden enteresan sesler geliyordu. Beyefendi lafa atladı;
"-Burak biliyorsun dimi? Çok aptalsın. Hatta aptallar kralısın. Yüce aptallar kralı Burak. Huuuu! Önünde saygıyla eğiliyorum."
Hah! Ne yaptım şimdi ben yaa? Hem yakışıyor mu hani sen ağır abiydin ben miniktim!? Diye düşünürken;
"-Eyyy Burak Hürkuş. Nerede benim çatalım?"
Bunları söylerken ağzını yuvarlamış. Sesine bir tokluk katarak, egzantrik bir ses çıkarmıştı.
E yuh yani. Bu kadar prodüksiyon ve sesler bir çatal için miydi? Kalkıp alamayacak kadar aciz mi olur insan? Off. Neyse. Kalkıp bir tane çatal verdim. Karşılık olarak;
"-Teşekkürler SALAKus APTALus BURAKus."
Yine ağzını yuvarlamış. O egzantrik sesi yine çıkarmıştı.
Hiç bir şey demeden makarnamı yedim. Yo yo! Hayır! Resmen tabağın ırzına geçtim. Yüzsüz olsam tabağıda yerdim ama tabii malum lazım oluyo. Tabağa sağıp çıkalım. Gomuşumuz oluyo o bizim. Mumdan çıkmış yangın. Dedeciim. Hıahıahıaa.
Oh! Sanırım son düşünceleri sesli düşündüm. Cihan ağzını açıp gözlerini de bana dikmiş, sanki ip atlayan bir köpek görmüşte ona şaşırmış gibi bakıyor.
"-Burak? Kardeşim.. Ne tabağı ne dedesi ne mumu? Ne sahip çıkması? Ne diyon oğlum sen!?"
Hımmına! Ne yani 'dedeye sahip çıkalım' videosundan haberin yok mu? Uh! Karacahil. Neyse ki bunları sesli düşünmedim. Ama tepkimide vermeliydim yani. Dedeye sağıp çıkalım gomşumuz oluyo diyen teyzeden haberi yok. Aç bak bi youtube'dan değil mi yani? Şahsen ben karın kası yapmıştım gülerken.
"-Viral videoda izlemiyoruz anlaşılan. İnci-ekşi den de haberin yoktur şimdi. Deep Web desem o da ney dersin -çaktırma bende daha yeni öğrendim- Cool. Ne diyim. Milletçe alkışlıyoruz Cihan'cım."
Cihan'ın içindeki sert çocuk harekete geçmişti. Alınmış olmalı cahil dediğime. Bana ne canım alınırsa alınsın yani. 'Sahip çıkalım dedeye'den haberi yok. Pöh!
Bay cahil, öhüm öhöm özür dilerim bay öküz masadan kalktı. Iııh! Yine tabağını kaldırmadı.
Yeter lan!
Öküz gibi uzandı salona. Bende mutfaktaki işleri hallettim, yanına geçtim. Biraz suratı asıktı.
Çilekli bir soda uzattım. Başımıda omzuna koyup yan bakarak TV izlemeye çalıştım. Tam bir fiyaskoydu o ayrı. Ama suratının asık olmasını görmezden gelemezdim.
"-Yok artık! Ne yani? Cahil dedimse şakaydı yani. Alınma."
"-Yok be oğlum."
"-E.. Suratın asık. hadi hadi anlat"
"-Bugün markette bir çocuk girip sigara almak istedi. Çocuk olunca önce kabul etmedim. Sonra hadi ver ben içmicem babama alıyorum ayakları çekti. Patrona belli etmeden sattım çocuğa sigarayı. Puştun evladı, marketten çıkar çıkmaz yaktı sigarayı koydu ağzına. Amcık!"
"-Eee? Ne olucak ki seni atıcaklar mı işten, çocuğa sigara sattın diye. Hahah. Bunun için mi suratın düşük?"
"-Yok be oğluum. Çocuk dalga geçer gibi bana döndü yaktı sigarayı, koydu ağzına. Mal gibi güldü camın arkasından bide bana. Embesil puşt. Bende dayanamayıp çıktım marketten. Çocuk mocuk dinlemedim. Yumruğu gömdüm burnuna! Çocuk dediğime bakma kalıplı bi şeydi."
"-Wowwow wow! Nee!? Ne yaptın? Sen ciddi misin? Sen böyle biri değilsin ki. Çocuğa vuracak biri değilsin, seni tanıyorum. Eee peki ne oldu?"
"-Ne olsun. Ağlayıp uzaklaştı. Küfür falan etti onun bunun evladı. Tabii bizim kasiyer arkadaşlar ayrı puşt, dururlar mı hemen söylediler patrona. Patron fırça kaymaya başlayıncada bende siktiri çektim; Durum bu."
"..."
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilek (GAY)
Любовные романы-Burak ile Cihan; 6 yaşında ilkokul sıralarında başladı onların hikayesi. -Şimdi 24 yaşındalar. Ama hala birbirlerinden başka yol arkadaşları yok bu dünyada. -Burak: deli dolu çocuk ruhlu, başı hep belada. Cihan ise her zaman onun yanında ve arkasın...