Bölüm 7

2.1K 96 1
                                    


"-Sen ne yaptığını sanıyorsun lan?"

  Bu sözlerin sahibi tabii ki Cihan'dı.

  Evdeydik, salondaki kanepeye uzanmıştım başımda da Cihan vardı. Hasteneden gelir gelmez hesap sormaya başladı.

  Ne diyebilirim ki adam haklı şimdi. En iyisi sessiz kalıp durumu onun yönetmesini beklemek.

"..?"

"-Hayat bu kadar basit mi? Şu haline bak. Anlat çabuk ne olduğunu."

"-Sende girmeseydin iddiaya."

"-Anlat ne olduğunu allahın beyinsizi! Bırak şimdi iddiayı"

  Hayır iddiaya giriyoruz, ben kazanınca bu ne tepki? Beyinsiz falan. Olmuyor yani. Her neyse, onun iddiasına göre araba çalamazmışım. Ayrıca götüm yemezmiş bu işe bulaşamazmışım. İddia buydu. O gün iddiaya girdikten sonra hemen o akşam kendini kanıtlamak için 'Ben işyerinden bir arkadaşla kafede video düzenleme yapıcam, işim var.' deyip evden fırladım. Koca bir yalandı bu. Cihan iddiayı ciddiye alacağımı sanmıyormuş.

"-Tamam, anlatıyorum, o akşam kendimi kanıtlamak için, sahil taraflarına yöneldim. Kapanmakta olan bir kırtasiyeden 2 tane pinpon topu aldım."

"-Yuh! Pinpon topumu? Kalmadı artık o kadar eski arabalar ne yaptın pinpon topuyla yeni arabalardan birini açtım deme!"

"-Yok hayır, biliyorum yeni arabalar açılmıyor pinponla, sahilin bir sokak üstünde bir tütün dükkanı buldum. Önünde eski bir araba vardı, pinpon topuyla açılacak kadar eskiydi. Tütüncüye ait olduğunu düşündüm."

"-Eee..! Hızlı anlat şunu!"

"-Sonra tütüncüye girip 'Abi üst sokakta kavga var seni çağırıyordu biri' dedim. Adamda dükkanı kilitleyip hemen çıktı. Hava kararmıştı. Millet göremez deyip hemen eğildim arabaya tam koydum topu kilidin üstüne sertçe .."

"..Dur dur tahmin edeyim sertçe vurdun, kilidi indiremedin ilk seferde, ikinci topla açabildin dimi, hahah! Ezik. Öyle oldu değil mi?"

  Aşağılayıcı bir şekilde gülüyordu bana.

"-Ne yapayım. Gülme. Hiç açamadım ben ilk seferde"

"-Tamam tamam. Bi şey demedik bu hale nasıl geldin yakalayıp dövdüler mi yoksa?"

"Yok, hayır ikinci seferde açabildim kontak yapmam sorun olmadı. Eski olduğundan hemen torpidonun altındaydı kablolar. Arabayı çalıştırıp hızlıca -sanki 200 basıyor araba 'hızlıca' nedir yaa!- üst mahalleye doğru çıktım ne oldu bilmiyorum ama gözüm karardı, belki o gün sadece kahvaltı yaptığımdandır. Gözüm kararınca zaten daracık olan yolda sert bir şekilde arabayı bir yere vurdum. Korkup önceden farları açmayınca önümü göremedim tam. Kafamı direksiyona vurdum. Kendimi kaybetmedim ama başım dönmeye başladı. Hızlıca direksiyonu temizledim. Parmak izinden bulurlar diye. Arabayı bırakıp 2 sokak yukarı yürüdüm. Dahada dayanamayıp bir barın önünde yere yığıldım."

"-Sana hiç bir şey demiyorum! Ya daha kötüsü olsaydı? Ya seni kaybetseydim?"

  Bu sefer ağlamıyordu. Son derece sinirliydi. Korktum. Beni korkutuyordu. Kanepeye sığınmaya çalışır gibi büzüldüm.

  Salondan çıktı. Ama kapıyı çarpmadı. Genelde çarpardı kapıyı böyle bir durumda.

  3 dakika kadar içeriden sesler geldi. Sanırım bir çekmeceyi yada dolabı karıştırıyordu. Geri geldi, elinde krem vardı. Alnıma sürecekti. Eğildi. Terlemişti. Baya yorulduğu belli beni taşırken.

  Hastaneden gelirken bir taksideydik. Eve gelince taksiden beni kucağına aldı. İki elimi boynunun arkasında kenetledim. Gerçekten beni çok seviyordu. Anlıyordum. Ama onu umursamazmış gibi, ona değer vermiyormuşum gibi gidip canımı tehlikeye atmıştım. Asansörde beni taşırken sarı saçları alnına düşmüştü. Elinde bir adet Burak olduğundan saçlarını düzeltememişti. Ama o mavi gözlerinin kanlanıp kırmızılaştığını saçlarına rağmen alttan görüyordum.

***

Çilek (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin