1-Dağ Ayısı

179 17 7
                                    

Merhabalar!Ben Zeynep Liva Güner 15 yaşındayım.Istanbul'da yaşıyorum.İlk kitabım yorumlarınızı ve votelerinizi heyecanla bekliyorum,umarım beğenirsiniz,arkadaşlarınızıda kitabımı önerirseniz çok mutlu olurum.
Multimedia:Savaş❤
İyi okumalar!

Aralık ayının başındaydık ve ben kıştan nefret ederdim! Kırmızı Şişme kabanımın cebine ellerimi koydum ve meşhur canım okulum Kaya Üniversitesine doğru yürümeye başladım.Bu yıl üçüncü senemdi seneye mezun olucaktım ve bu gereksiz okuldan kurtulucaktım.Soyadım Kaya bu arada aa evet bu okul Semih Kaya'nın kendisi babam olur.Benim yerimde her hangi bir geç kız olsa bu duruma sevinebilirdi hatta gurur duyardı ama ben onlardan değildim kesinlikle Semih Kayayla sadece kan bağım vardı hepsi bu duygusal bağ? Hayır kesinlikle kan bağından başka bir bağımız yok.Semih Kaya'dan neden bu kadar nefret ediyorum? diye sorcak olursanız Annem...
Annemi 5 sene önce kaybettim annem bana hep derdi "Umut hep var kızım sende olmasada bir yerlerde mutlaka umut vardır"derdi.Ama ben tüm umudumu 5 sene önce kaybettim.Annem Semih Kaya'ya çok aşıkmış bir gece evlenmeden "babam" annemin aklına girip onu kandırmış halbuki sarhoşmuş annem babamların yalısında çalışıyormuş.Bir gece babam eve sarhoş gelmiş ve annemi kandırmış.Annem bana hamile olduğunu öğrenince babama söylemiş babam ise"O gereksizi doğurmayacaksın"demiş.
"Gereksiz" yani anlayacağınız ben bu lanet dünyaya gelmeden bile istenmemişim.Bunun üzerine babamın babası dedem...
Dedemi çok fazla severim Semih Kaya'ya rağmen,Hasan Kaya dedem.
Dedem ise benim doğucağımı söylemiş ve annemle babama yıldırım nikahı kıydırmış.Dedem babamın aksine beni çok severdi.Babam ise benden tiksinirdi -ki- hala öyle.
Babam annemi defalarca aldatmış ve bunu annemin gözünün önünde yapmış tüm bunları annem 5 sene önce artık bıkmıştı ve Kaya Holding'in en tepesine çıkıp intihar etmeye kalkmıştı.
5 Sene önce...
Dedem bana telefon açmıştı.Ve acilen bizim holding 'e gelmemi söylemişti.Bende apar topar Holding'in yolunu tutmuştum. Holding'in büyük ve görkemli kapısı gözükmüştü.Telefonumun sesiyle irkildim.
Annem Arıyor ...
Büyük bir mutlulukla açtım telefonu "Efendim Anneciğim"demiştim.
Annem ağlamaklı bir sesle "Bir daha de deniz gözlüm"demişti.
"Anneciğim iyimisin geliyim mi yanına ?"
vericek cevabı beklerken holding'in önünde büyük bir topluluk vardı.Herkes holdig'in önünde toplanmışlar şirketin tepesine bakıyorlardı.Endişe ile kafamı yukarı kaldırdım ve onu gördüm.Annemi...
Telefona hemen büyük bir korkuyla sarıldım "Anneciğim sakın sakın yapma bak neyse sorun hallederiz annem sakın nolur yapma"işte hayatımın dönüm noktasındaydım annem benim bu dünyada değer verdiğim tek insandı henüz 16 yaşımdayken beni o adamla bırakamazdı "Kızım bak dayanamıyorum nolur beni affet tamam mı? Seni o adamla yanlız bırakmamam lazım ama başka çarem yok sana son nasihatım sakın aşık olma aşk iyi birşey değildir bunu sakın unutma mutlu sonla biten aşk sadece masallarda olur ve masallar asla gerçek olmaz üzülmene izin verme ve hiç bir zaman umudunu yitirme sen bu dünyada gördüğüm en güçlü kızsın"
"Hayır!!" diye bağırdım acı çekiyordum şuan vücudumun her hücresine kadar bu acıyı hissediyordum."Gidemessin izin vermem annem umutlarım yok artık anne yok!yok!yok! sen gidersen bende olmayacağım! Tamam sana söz veriyorum Asla Ama Asla AŞIK OLMAYACAĞIM SÖZ"diye bağırdım.
"Kızım herşeyim Alyam Umut her zaman vardır sende olmasada mutlaka bir yerlerde umut vardır" Nur kokan annemin son sözleri olmuştu bunlar...

-Şimdiki zaman-
İşte böyleydi o günden sonra kafayı yemiştim yani gerçekten mecaz anlam falan değil rehabilitasyon merkezine yatırmışlardı beni o günden beri babamla mecbur kalmadıkça konuşmazdım.
Rehabilitasyon merkezinde tam tamına 2 yıl yatmıştım tabi liseyi bitirememiştim.Üniversite ise dedem işte insanın soyadı Kaya olunca(!)
Birden korna sesiyle irkildim araba Mercedes'ti -ki- bu kimin umrunda?
Arabanın içerisinden tahminen 22-23 yaşlarında bir adam inmişti adam indiğinde boyunun fazla uzun olduğunu gördüm 1.90 rahat vardı mavi gözlü sarışındı yeni çıkmaya başlayan sakallarıyla nefes kesen bir görünümdeydi.Ah hadi ama Alya saçmalamayı kes!
Birden bana "Hey önüne bak her zaman bu kadar şanslı olamassın heleki İstanbul gibi bir yerde herkes benim gibi iyi araba kullanmaz o yüzden ucuz kurtuldun " dedi alaycı ses tonuyla Allahım ben bunu öldürürüm.
"Ukala şey " diye bağırdım "İyi araba kullandığını mı düşünüyorsun? Hah kırmızı ışıkta geçtin ve az kalsın bana çarpıyordun!!" şuan gerçekten sinirlenmiştim ukalanın önde gideniydi o ise karşımda alayla sırıtıyordu.Bana doğru bir adım atarak "İyi araba kullanmak için kurallara uymak mı? gerek?" dedi.
"Her işte en iyi olmak için kurallara uyman gerek"dedim bilmişçe
"Ama küçük, takıldığın bir nokta var ben kurallara uymam canım nasıl hareket etmek isterse öyle hareket ederim"dedi alay dolu sesiyle "Egoistin önde gidenisin"dedim sinirle
"Nasıl düşünürsen düşün küçük ben şimdi gidiyorum"dedi.
"İyi git dağ ayısı"dedim küçümseyerek
O ise hiç sinirlenmemişti mavi gözlerinde hiç bir duygu beslemiyordu.
Bana doğru bir iki adım atmaya başlamıştı nedense benim sadece kan ponpalayan kalbim neden şimdi bu denli heyecanla atıyordu adeta bir karaya çıkan bir balığın can çekişmesi gibi.Aramızda sadece 5 santim kala durdu o yakıcı mavi gözlerini benim denizlerime dikmişti Deniz...benimde gözlerim Maviydi ama onunki kadar açık değil,Annem hep beni denizim diye çağrırdı ahh hadi ama Alya duygusallığın hiç sırası değil düşüncelerimden sıyrılarak karşımdaki maviye baktım yanlış Dağ ayısına!
birden ne olduğunu anlamadan rüzgardan uçuşan saçlarımı nazikçe kulağımın arkasına itti ben neye uğradığımı şaşırmış bir vaziyetteydim dokunuşu tenimi ürpertmişti.İfadesiz sesiyle "Yanlış dağ ayısı değil..Savaş"dedi.Demekki adı Savaştı ismide aynı tipine uyuyordu,tipi de resmen ben tehlikeyim diye bağrıyordu.Ondan iki adım geriye çıkarak "Küçük değil "dedim uyarıcı ses tonumla "Alya" dedim.Gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırdı "Alya Kaya mı?"dedi.
"Evet sen -"
lafımı kesip "Sevgili baban Semih Kaya'yı tanımayan mı? Var"dedi.Haklıydı canım babam(!) Semih Kaya Türkiyenin sayılı iş adamlarındandı.
"O zaman seni gideceğin yere kadar bırakayım Semih Kayayı kızdırmak istemeyiz "dedi göz kırparak.
"Babamdan korktuğunu bilmiyordum "dedim. "Ben kimseden ve hiç birşeyden korkmam küçük "dedi.
"Pekala o zaman neden öyle dedin "dedim şüpheci sesimle.
"Bende Savaş Soylu Kadir Soylu'nun oğlu" ahh evet Kadir amca ben rehabilitasyon merkezindeyken 1 defa ziyaretime gelmişti babamın yakın dostuydu ve bana her zaman"Baban aslında böyle bir insan değil"diyip dururdu.Aynı zamanda babamın ortağıydı tabi dedeminde,Ama iyi bir insandı ayrıca kibar ve mütavaziydi."Sen Kadir amcanın oğlumusun?"dedim ve sesli bir kahkaha attım."İnanmam o çok nazik biri ama sen dağ ayısısın"dedim gülerek.
Muzipçe sırıtarak "Hadi bin "dedi.
"Kusura bakma aa dur yada bak ben dağ ayılarının arabalarına binmem"dedim.
"Sen bilirsin küçük sana hak ettiğinden çok fazla zaman harcadım, görüşürüz"dedi gülerek ukala işte patavatsız
"Mümkünse görüşmeyelim dağ ayısı"dedim ve okulun yolunu tuttum.
Savaş sinirlerimi bozmuştu ama hala anlamıyordum neden bana dokunduğundan salak kalbim o denli ağzımdan çıkıcakmış gibi atıyordu ahh salak Alya,at şu dağ ayısını aklından dedim kendi kendime cırtlak bir sesle irkildim "Alyaa!" Tabiki bu cırtlak sesin sahibi en yakın arkadaşım Gamzenindi.Gamze benim can dostumdu.Çok yakındık onu liseden tanıyordum ben rehabilitasyon merkezine yatırılınca çok üzülmüştü nerdeyse her gün ziyaretime geliyordu.Bende ona "Hey sabah sabah bağrınma "dedim.
O da gülerek "Her zamanki gibi huysuzsun "dedi.Gamzeye burun kıvırdıktan sonra okul kapısında giriş yapan Kaan ile Çınarı gördüm.Biz bir gruptuk dördümüz onlar benim en kötü zamanlarımda yanımdalardı.Ayrıca ikiside abim gibiydi Kaan Gamzeden- Gamzede Kaandan hoşlanıyordu ama işte itiraf edemiyorlardı Kaan ile Çınar 22 yaşındalardı bir sene kalmışlardı.Gamze ile ben ise 21 yaşındaydık.Gamzenin hayran dolu sesiyle irkildim "Alyaa şu Kağanın tipine bak cok tatlıı"dedi cıyaklayarak "İğrençsin Gamze"dedim burun kıvırarak,nihayet Çınarlar yanımıza gelebilmişlerdi.Çınar bana "Oo Kaya hanım efendimiz bugün yine huysuz galiba"dedi gülerek "Sanada günaydın Çınarcığım"dedim huysuzca Kaana dönüp "Günaydın" dedim sevecen halimle "Sanada günaydın fıstık"dedi."Eee hadi sınıflara geçelim"dedim."Olmaz bir arkadaşım gelicek bizim okula kaydını nakil ettirdi o gelsin öyle "dedi."Kim bu arkadaş "dedim."Aah geldi"dedi Çınar okul kapısına bakarak merak ile kafamı o yana çevirdiğimde gördüğüm manzara ile donup kaldım bu oydu.

Evet sizce "o"kim :))
sizin beğenmeniz benim için çok fazla önemli lütfen okuduysanız arkadaşlarınıza rica ediyorum önerin sevgilerle...

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin