Işte bugün benim en güzel günüm acaba bugün ona hissettiklerimi soylesemmi? Bilmiyorum ya onun adını nerde duysam kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. Saat 09:30 napiyorum ben daha giyinmedim bile çabuk Rose çabuk. Hemen lavaboya gidip yüzümü yıkadım ve odama koştum. Ablam da
-Hey Rose bu kadar hızlı olma. Daha yarım saatin var.
-Abla sen ne dediginin farkindamisin acelem var tutma beni.
Direk odama kostüm kapıyı kapadım. Hiç düzgün bir kitafetim yok ne yapıcam şimdi.
Sonra gardırop un en dibinde çok sevdiğim pantolonum ve bluzumu gördüm. Işte budur tamam istediğim gibi sade ve guzel saat tamda 10:00 di. Kapı çaldı. Lysander gelmiş olmalı merdivenlerden nasıl indigimi bilemedim. Kapıyı açtım ve evet Lysander önümde duruyordu.
-Günaydın Rose hazırmisin gidebilirmiyiz? Dedi
-Evet Lysander gidebiliriz.
Lysander bana biraz şehri gezdirmisti. Sonrada beraber parka gittik. Burası çok güzeldi. Parkın tam ortasında bir havuz vardı. Çok güzeldi. Cimenlerin üzerine oturduk ve sohbet etmeye başladık. Sohbetimiz bittikten sonra ben son bir soru sordum.
-Lysander senin bir kız arkadasin varmı? Lysander biraz durgunlasti acaba neden belki de bunu söylememem gerekirdi.
-Şuan yok. Ne oldu Rose neden sordun?
-Ben sadece merak etmiştim. Özür dilerim. Sorun olduysa.
-Yok olmadı. Senin niye yüzün asildi. Ben bugünün çok güzel geçeceğinden emindim. Niye böyle oldun?
-Lysander ben ben ya boşver şimdi huzurumuz kaçacak hadi biz biraz parkta gezelim olmazmi?
-Rose neyin var? Tabiki gezeriz.
-Yooo gerçekten birsey yok. Bi anda birsey hayal ettim ama boşver gezelimmi?
-Tamam olur. Bak Rose ben senin herzaman yanında olucam bunu unutma. Sana kimsenin zarar vermesine izin vermem tamam mı?
-Teşekkür ederim. Lysander bana buzamana kadar hiçbir erkek senin gibi davranmadi. Teşekkürler.
-Önemli değil. Rose sen çok temiz bir kızsın daha iyisini hakediyorsun.
Lysander beni şımartıyordu. Onu çok seviyordum. Ama biraz daha süre geçsin bakalım neler olacak. Ondan birazcık uzak durmalıyım. Ondan korkmuyorum. Sadece onu seviyorum ve daha yeni tanıştık bunu ona yapamam.
-Rose yağmur yağacak galiba. Hadi seni eve bırakıyım.
-Tamam Lysander hadi gidelim.
Lysander benim elimi tuttu.
-Hey Lysander niye elimi tuttun? -Rose görmüyormusun? Bir sürü erkek var. Bizi sevgili sansinlar.
-Tamam peki.
Aslında çok mutlu oldum. Yolda giderken hep sırıttım. Lysander en sonunda
-Hey Rose niye gülüyorsun?
-Yok bişey yarından sonra niye güldüm söylerim.
Eve kadar bıraktı beni.
Ona giderken benim şemsiyemi verdim. Bugün hayalimdekinden daha güzel geçmişti. Yarın pazar ablam ile şehri dolaşırız galiba. Hergün ayrı bir heyecanlı oluyor. Aslında eski okulumu bıraktığım için Üzgünüm ama Lysander'ı tanıdığım içinde çok ama çok mutluyum. Onu çok seviyorum.
