Seance 8

4.9K 577 193
                                    


Pekala doktor, tavırlarımı ciddi ciddi sorgulamaya başladım.. Evet, evet, tavırlıyım, bunu biliyorum. Ama tavırlarım yüzünden her şeyi yüzüme gözüme bulaştırmaya başladım. Yani, hayatım gibi şeyleri diyorum. Bu olanlardan önce de öyle her şey harika olan tiplerden değildim. Ama bunun gayet geçerli nedenler vardı: Ölen abim, ölen babam, kendinden bir haber olan annem, salak üvey babam(annemin asla hayır diyemediği zengin erkek) gibi. Ama en azından öfkemi tüm dünyadan çıkarmaya çalışmıyordum. Şimdi mi? Tanrım, beni sinir etmeyen tek bir kişi bile yok. Polisler, postacılar, yolun ortasında duran bir taş. Eskiden insanları severdim. Hatta insanlarla iyi geçinirdim. Ama bugünlerde nasılım? 

Mesela, arkadaşlarım. Arıyorlar veya ziyarete gelmeye çalışıyorlar, hala bir yerlere davet ediyorlar yada çoktan bir müzikalde gösteri sergilemiş ve kutlamasına beni çağırmış oluyorlar, ancak derhal soruşturma (Chanyeol'den haber alamamak deli ediyor olsa da) nasıl gidiyor diye bir şeyler öğrenmek istediklerini veya bu davetleri sadece ay zavallı çocuğu da çağıralım türü bir şey olduğu izlenimine kapılıyorum. Hayır dediğimde, muhtemelen oturup beni konuşuyorlardır.

İşte bu, söylemek şöyle dursun, düşünmesi bile zalimce ve çocukça bir şey, çünkü bu insanların çabalarına bile minnet duymam gerekir, değil mi? Ama hayatımda paylaşmayı istediğim pek bir şey -aslında hiçbir şey- yok. Hem zaten konuştukları şeylerin çoğundan haberim bile yok. 

Luhan'ı bile kendimden uzaklaştırmayı başardım, ama bana çok direndi. Evime tekrar geri döndüğümde, ortalığı düzenlemek, evi temizlemek ve mutfak eşyalarını düzenlemek için resmen ter döktü. Buzdolabını bile tıka basa doldurmuş. Sorumluluk alan tavrı, en sevdiğim yanlarından biriydi. Geçmişte Luhan'ın hayatımı yönlendirmesini bile severdim. 

Aslında size oldukça yakın ama bir o kadar da uzak olan insanlar vardır. Sanki Luhan, hala en yakınım gibi ama bir o kadar da uzak olanım. 

*** 

Otele geri döndüğümüzde Chanyeol beklemediğim her şeyi yaptı. O kadar nazikti ki bir an için gerçekten de balayına çıkmış çiftler olduğumuzu düşündüm ve ardından gelen kusma isteğimi bastırdım.

" Baekhyun, bebeğimiz olsaydı adını ne koymak isterdin. " Beni kollarının arasına aldı ve sıkıca sarıldı. Nefes alamadığımı hissediyordum. 

Cevap vermedim. Veremezdim. " Baekhyun? " Kollarını geri çekti ve yataktan kalktı. 

Onu sinirlendirmek istemiyordum, sinirlenince seri katil gibi oluyordu ve o büyük gözleri daha da büyüyordu.

" Sana soru sorduğumda ikiletmeden cevap versen iyi olur ufaklık. " Dişlerinin arasında konuşarak üzerime yürüdü ve bileğimden tuttuğu gibi beni yataktan çekti. 

Beni diğer tarafa çevirip üzerimde ki tişörtü başımdan sıyırıp yere attı. Elleri bacaklarıma inerken ondan uzaklaşmak istedim fakat beni tek koluyla sıkı sıkı belimden tuttu. Diğer eli kalçalarım da geziniyordu. Gözyaşlarımın suratımı ıslattığını hissettim. Damlalardan biri eline düşünce beni kendisine çevirdi.

Elini dudaklarına götürdü ve ıslak noktaya ağzını dayadı. Bir, iki saniye elini öylece tuttuktan sonra, gülümsedi. " Tuzlu."  

" L-lütfen dur. Korkuyorum. Lütfen. " 

Beni çevirip yatağın kenarına oturttu. Bir kere bile gözlerimin içine bakmadı. Sadece bedenime bakıyordu. Elleri pantolonumun düğmelerine geziyordu. Gözlerimi kapattım. Bir kaç saniye içerisinde tamamen çıplak kaldım. Suratından akan bir damla ter çenesinden bacağıma düştü. Tenimi yaktığını hissettim. Çılgınlar gibi bacağımı silmek istiyordum ama kıpırdamaya korkuyordum. 

Ellerini omuzlarıma koyarak beni yatağa ittirdi ve üzerime çıktı. Yüzüme eğildiği sırada kafamı yana çevirmeye çalışsam da çenemden tutarak başımı sabitledi. Üst dudağı sertçe alt dudağımı kavradığında çığlık atarak geri çekilmeye çalışsam da dudaklarını dudaklarıma daha sert bastırdı. 

Karışılık vermek istemiyordum, kendimi tuttum. Kıpırdamadığımı görünce sinirle geri çekildi. Ellerini saçlarıma geçirdi ve sertçe çekti, inledim. Gülerek boynuma eğildi ve dişlerini geçirdi. 

Gözyaşlarım daha da şiddetlendi. En sonunda boynumu rahat bıraktı. Minnetle içime derin bir nefes çekmiştim ki, ayağa kalkıp kıyafetlerini çıkarmaya başladığını görünce, nefesim boğazıma takıldı. 

" Ch-chanyeol.. Lütfen ya-yapma. " Hıçkırıklarım arasından ona yalvardım, ama dinlemedi. Üzerindeki kıyafetlerinden kurtulduğunda tekrar üzerime çıktı.

" Baekhyun. O kadar güzelsin ki.. Ah, Tanrım. " Ellerini yüzümde gezdirdi. Dokunuşu sert değildi, aksine beni rahatlamak istiyor gibiydi. 

" Canını yakmak istemiyorum, ama sana karşı koymam imkansız. " Seslice yutkundu.

Ellerini bacaklarıma indirdi ve sol bacağımı bileğimden tutup omzuna yerleştirdi. Bedenim gerilmişti ve hıçkırıklarım odada yankılanıyordu. 

" Gözlerini kapat. " Sesi sinirliydi, dediğini yaptım.

Gözlerimi kapattığım anda içime girdi. Nefesim kesilmiş, bedenimde ki acıyı iliklerime kadar hissetmiştim. Çığlık atmak istiyordum, onu üstümden itip kaçmak istiyordum. Tek yapabildiğim dudaklarımı birbirine bastırıp ağlamak, hızlı olup işini bitirmesini beklemekti. 

" Adı Hope olsun. " Beni kendine çekmiş, yanımda uzanıyordu. 

İşini bitirmiş, beni popomda ki ıssız bir acıyla baş başa bırakmıştı. Saçlarımı okşadı, kulağıma güzel sözcükler fısıldadı. Ona olan nefretimi iki katladı. Ağlıyordum, ama onun omzunda. Acı veriyordu, yine de ondan kaçamıyordum.

'Seni bıraksam bile özgür olamayacaksın.'  Söyledikleri kafamda yankılanıyor, gerçek dünyaya dönememe izin vermiyordu. 

" Sence de hoş değil mi? " Hafifçe beni sarstı. 

Sırtımda gezinen parmakları beni ürpertse de kıpırdayamadım. " E-evet. Hope.. " 

***

Bu gün burada bitirdim, kendimi fazla yorgun hissediyorum, doktor. Durup durup bebeğimizin adını düşünüyorum. Gözümde canlanıyor o tablo. Tam karşımdalar, Chanyeol onu elinden tutup yürütüyor ve beraber gülümseyerek bana el sallıyorlar. 

Size de oluyor mu hiç? Etrafınızda milyonlarca insan var ama bir tanesi bile gerçekmiş gibi gelmiyor. Hepsi hayal ürününüz, kafanızda ki karakteri silmek için hepsini kendiniz yarattınız, ama artık size itaat etmiyorlar ve özgürler. Bu sizi canınızı yakıyor, en sonunda tek başınıza kalıyorsunuz. 



- Bu nasıl bir bölümdü böyle? Ben bile idrak edemedim. Yani ben böyle bir smut yazmadım hayatımda, neyse buna da şükür. Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Teşekkürler. ♡

~ Multimedaya da benden sizin için ufak bir şarkı. *-*

Obsesionante // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin