Seance 14

4.5K 548 34
                                    


Son bir kaç seansı kaçırdığım için özür dilerim ama iptal ettirdiğim de anlayışla karşıladığınız için size minnettarım. Söylemeden edemeyeceğim. Geçen hafta nasıl olduğumu merak edip beni aramanız, beni çok şaşırttı.. Akıl doktorlarının böyle bir şey yapabileceğini bilmiyordum. 

Son seansımızdan sonra bir süre geri çekilme ihtiyacı hissettim. Sanırım, en sonunda depresyon aşamasına geldim. Daha doğrusu o, bana geldi. Öyle çaktırmadan da gelmedi doğrusu. Hayır, o kaltak birden harekete geçip beni yere devirdi ve üzerime oturdu.

Peki ya şu geri çekilme ihtiyacı? Bunu yapmış olmam iyi bir şeye mi işaret yoksa depresyondan daha ilerisi mi -ki böyle bir şey intihar olmalı- bilmiyorum. Biletleri çekmeceden çıkardım, doktor. En derinlere sakladığım yüzükleri ortaya çıkardım ve parmağıma taktım. Japonya'ya gittim. Kaldığımız otelde kaldım. Gittiğimiz yerlere gittim.

İki kelimeyle yaptıklarımı anlatabiliyorum fakat içim de yaşadığım şeyler, kendimi yiyip bitirdiğim düşünceler.. Belki de artık kelimelerin bittiği yerdeyimdir. Bu kadar karamsar olmak, neyin nesi böyle diyor olmalısınız. Haklısınız.

Geri döndükten sonra bir kaç gün ağlamak dışında pek bir şey yapmadım. Clean'le beraber yürüyüş yaparken öylesine müthiş bir acı hissediyorum ki, iki büklüm oluyorum. Acımı geride bırakabilirmiş gibi eve doğru koşmaya başladım. Ayaklarımın beton yola çarpışı doğru ve güvenli geldi. 

Yanımda koşan Clean'in tasmasının çıngırağının çıkardığı ses, birlikte koştuğumuz zamanları hatırlattı. Eskiden bu da keyif aldığım bir şeydi ama şimdi tamamen vakit öldürmek.. Hatta çoğu zaman acı vermek. Ama bunu kendime bir kural olarak koymadım. Artık her gün koşuyorum, ter içinde kalana dek. Aklımdan geçen tek şey bir sonra ki nefesim oluyor. 



Kris, son seansımızdan sonra beni aradı. Dilediğim takdirde onu arayabileceğimi söyleyen mesajlar bırakmıştı ama onu hiç aramadım. Sonra mesaj bırakmaktan vazgeçti ama yine de haftada bir iki kez arıyordu. Hiçbirine cevap vermedim. Hem ne diyebilirdim ki? Ah, teşekkürler, sen ve yanında ki kız mükemmel yakışıyordunuz şimdi kapatmalıyım falan mı? Anlıyordum onu, yardım etmeye çalışıyordu ama bana kimse yardım edemez, doktor. Siz bile edemiyorsunuz. Geçen her gün daha da karamsar olmayı sevdiğimi falan düşünüyorsanız, düşünmeye devam edin.

Beni en son aradığında mutfakta kendim için bir şeyler hazırlıyordum. Telefon çaldığında koşarak salona geçtim ve ekrana baktım. Kalbim hızla atıyordu ve ne olduğunu bilemeden telefonu açtım. Kris beklemeden "Alo?" dedi. "Baekhyun." diyene dek telefona yanıt vermediğimi fark etmemiştim. 

"Merhaba." diyebildim zorlukla. "Yanıt verdin. Telefona bakmayacağını.." duraksadı. Konuşmanın nereye gideceğini bilmeden atladım, "Ben, yiyecek bir şeyler hazırlıyordum." 

"Bölüyor muyum?" 

"Hayır, yani evet ama biraz daha aç kalabilirim." Söyledikten sonra pişman olmam kaçınılmazdı.

"Markette seni gördüm. Ardından seslenmek istedim, ancak ne tepki vereceğini bilemedim." 

"Beni mi gördün?" O an ne tepki vereceğimi bilemedim. Kendimi bok çukuruna batmış gibi hissediyordum.

"Marketten tam çıkmak üzereydin. Sana yetişmeye çalıştım ama çok hızlı yürüyordun." 

Suratım kızardı. Marketten çıktığımı görmüştü. Kızla ilgili bir şey demesini bekledim ama demedi. Ben de "Sahi mi?" dedim, "Seni göremedim. Bir şey almak için aceleyle markete girmiştim, ama aradığım şey yoktu." 

Obsesionante // ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin