Multimedia: Ada
Odanın duvarında benim resimlerim asılıydı. Odaya girip kapıyı kapattım ve duvara doğru yürümeye başladım. Duvarı tekrar incelemeye başlayıpm, bir yandanda duvardan destek aldım. Rüzgarla olan fotoğraflarımız bile vardı. Okulda derste çekilmiş, evden çıkarken, Rüzgarla öpüşürken, bahçede otururken, geçen seneki baloda, bahçede kitap okurken, alışveriş merkezinde, podyumdayken bunun gibi daha da çok birsürü fotoğraf vardı. Resmen ağzım açık kalmıştı. Beni bunca zamandır takip mi ediyordu? Anlamadığım bir şey vardı. Geçen seneki defiledeki fotoğrafımı nasıl çekmişti. O defile çok pahalıydı.
Nerdeyse 15 dakikadır duvarı inceliyordum, benim bile hatırlamadığım anılarım bu fotoğraflardaydı. Kafam çok karışıktı, beni seviyor muydu yoksa bana zarar vermek isteyen bir piskopatmıydı?
Bunları düşünürken aniden ayağa kalktım ve odadan çıkıp Hatice Hanımın yanına gittim. "Artık geç oldu ben gidiyim." diyip hızlı adımlarla kapının eşiğine gittim. Ayakkabımı hızlıca ayağıma geçirdim ve Hatice Hanım'ı öpüp arabaya bindim.Arabayı yolun müsait bir yerinde durdurup, kafamı arkaya yasladım. Bu hafta kafam allak bullak olmuştu. Kafamdaki soru işaretlerini yeni soru işaretleri dolduruyordu. İnsanoğlu acı çekmek için mi yaratılmıştı? Gözümden yaş gelince hiç aldırmadan gözyaşlarımı serbest bıraktım. Zor nefes almaya başlayınc camı açıp kafamı camdan dışarı çıkardım ve derin derin nefes almaya başladım. Kafamı tekrar içeri sokup camı kapattım. Kafamı direksiyona yaslayıp düşünmeye başladım. Ben Berk'i arkadaş olarak görüyordum. Kimse yanımda yokken o benim yanımda olmuştu. Ona ümit vermek istemiyordum, canını yakmak istemiyordum. Arabadan indim ve karşıdan karşıya geçip sahilin önündeki bir banka oturdum. Deniz kokusu bana huzur veriyordu. En azından bazı insanlara nazaran beni daha mutlu ediyordu. Bugün Berk'in , Rüzgar ile beni öyle görmesi kim bilir aklına neler getirmişti. Evine özür dilemek için gidiyordum ama gördüklerim karşısında geri dönüyordum. Telefonumun çalmaya başladığını duyunca çantamın içinden telefonumu çıkardım. Arayan babamdı. "Efendim baba.." diyip boğazımı sessizce temizledim. "Tatlım iyi misin? Sesin kötü geliyor." deyince içimden kendime sövmeye başladım. Daha yeni ağlamıştım sesim tabiki boğuk çıkacaktı. "İyiyim. Şimdi arabadaydım." dedim. "Tamam. Seni seviyorum." deyince telefonu cevap vermeden kapattım. Ellerimi gözlerimi götürüp, gözlerimi ovuşturmaya başladım. Gözümü açıp önümden geçen insanları izlemeye başladım. El ele tutuşan sevgililer, onlara sinirle bakan yalnız kişiler... Çocuk parkında oynayan çocuklar, sağ tarafımda ise midyeci. Midyeciyi görünce ister istemez yüzümde bir gülümseme oluştu. Ayağa kalkıp çantamla telefonumu elime alıp, midyeciye doğru yürümeye başladım. "Abi bana 1 Tl' liklerden otuz tane poşete atar mısın ?" diyip çantamı açıp cüzdanımı aramaya başladım. Parayı elime alıp cüzdanımı tekrar çantama koydum. Adam hızlı hızlı midyeleri poşete attıktan sonra usta elleriyle limonlarıda kesip poşete koydu ve poşeti bana uzattı. Teşekkür edip parayı ona verdim ve arabaya doğru yürümeye başladım.
Eve geldiğimde Emre ile Babam mutfakta oturuyordu. Emrede benim gibi midyeye bayılıyordu. Midye poşetini görünce eminim çok sevinecekti. "Bak ne aldım sana." diyip poşeti gösterince yerinden sıçrayıp beni öpüp "Bu kız tek ya..." dedi. Poşeti masaya bırakıp Merveyide yanımıza çağırdım. Emre büyük bir sevinç ile hem midyeleri yiğiyor hem de telefonuyla oynuyordu. Midyeleri yedikten sonra Merve kabuklarını toplayıp çöpe attı. "Efendim, bana ihtiyacınız yoksa artık eve gidebilir miyim?" dedi ve ellerini birleştirerek babamın önünde durdu. "Tabiki gidebilirsin. İyi akşamlar." dedi. Bende hemen lafa atlayarak "Görüşürüz" dedikten sonra gülümseyip kapıyı çekti.
***
"Hadi geç oldu yatalım." diye beni dürttü, babam. Kafamı sallayıp ayağa kalktım. "Yarın okula gitmek istemiyorum." dedim. Babam yüzünü asarak "Anlatmak ister misin?" dedi. Bu adama inanamıyordum, resmen içimi okuyordu. Kafamı iki yana sallayıp merdivenlerden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK SEN
Teen FictionEĞER YANLIŞ KAPIYA GİRMİŞ BİR ANAHTARSANIZ ZORLAMAYIN KIRILIRSINIZ.