4.Bölüm
''Aynı dili konuşanlar değil,aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir..''
Mevlana
Yurttaki odasında uzanan Sevde tavanı izlerken ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Kendine bir ev bulmalıydı. Okula devam zorunluluğu yoktu. Sadece bir anaokulu bulmalıydı.Çiftliğe dönebilirdi ama kardeşini yalnız bırakmak istemiyordu.İki haftadan fazladır Kerim'den haber alamıyordu. Beklediğinden değildi elbette ama telefonunu o almıştı ve hiç aramamıştı.
Umut etmek istemiyordu Sevde , eğer umut ederse kalbine vurduğu kilidi açmak zorunda kalacaktı. O kilidi hiç açmamıştı ki Sevde. Eğer açarsa ve umut ederse kırılmaktan korkuyordu,incinmekten...
Telefonunu alıp Yağmur'u aradı. Ev konusunda ona yardım edebilecek tek kişiydi. Uzun bir konuşma sonrası akşam yemeğine davet edilince gitmeye karar verdi. Öğleden sonrasını yatarak,uyuyarak ve genel olarak korkaklığına ve kendine kızmakla geçirdi.
Nihayet akşama doğru duşunu alıp üstüne en sevdiği kırmızı elbisesini giyip yine makyaj yapmadan sadece bir rimelle yurttan çıktı.
Taksiye binip bir saatin sonunda yine en huzurlu olduğu yerlerden birine gelmenin rahatlığıyla bahçe kapısına doğru yürüdü. Tam kapıya yönelmişken onu ürperten bir şeyler hissetti. Sanki biri onu izliyordu. Arkasına dönüp baktı. Kimseyi göremedi. Derin bir nefes alıp verdi , evin kapısını çaldı.
Karşısında küçük papyonuyla Melik ona çakmak çakmak gözleriyle bakarken öyle tatlıydı ki ,kıyamadı kollarının altından yukarı kaldırıp öptü.Melik'in hoşnut olmayan sesiyle söyledikleri az kalsın kahkaha attıracaktı.
''Ama sevgiyim ben seni kucayıma alıcam..sen beni deyil..'' Üstüne birde kaşlarını çatıp başını iki yana
sallaması yok muydu? Yemek istedi Sevde Melik'i..
İçeriye girdiklerinde Toprak'ın kucağında saltanatını kurmuş bir Melek,annesinin boynunu koklayan Melih ve tabii sürekli oğluna kaşları çatık bakan Toprak Sevde'yi yine hiç istemediği , hiç bilmediği o sıcak duyguların kucağına attı.
Aile olmak ; nasıl bir şeydi acaba ? Birine koşulsuz bağlanmak , sevmek , korumak ,teslim almak,teslim olmak.
Dolmaya başlayan gözlerini hızla kırpıştırdı. Şimdi ağlamanın sırası değildi.Kollarından tutulup çekilirken kapının zili bir kez daha çaldı. Sevde çantasını asıp kapıyı açmaya yöneldi. Yağmur arkasından bir şeyler söylüyordu ama duyamadı. Kapıya yönelip açtı.
Göz göze geldiği kişiyle kalbi öyle hızlı atmaya başladı ki kendine şaşırdı. Neden hep onu gördüğünde kendini hatırlatıyordu ki kalbi... Sanki sadece o varken var oluyor , o yokken boşlukta sadece yer kaplayan bir şeylere dönüşüyordu. Kerim de ondan farksız şaşkın şaşkın ona bakarken yanlarından bir boğaz temizleme sesi geldi. Sevde istemsizce gerildi.Gözleri Kerim'in yanındaki kızı bulunca nefes alamadı.
Ciğerleri sanki isyan ediyormuşcasına ne nefes alabiliyor ne de verebiliyordu.Kalbi yine ritmini şaşırmış ama bu sefer mutluluktan değilde farklı bir hisle atıyordu. Çok bildiği bir duygu değildi. Hatta hiç bilmediği bir duyguydu bu , ama neydi ?
Kalbinin birinin ellerinde sıkıyorlarmış gibi hissettiren soluğunu kesen bir his... Kızın ona gülümsediğini farkedince elinden olmadan kendinden utandı. Hakkı var mıydı ki Kerim'in yanında durmaya , onun olmaya ? O da gülümsemeye çalıştı.
&&&&&&&&&&
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Masalı (Devlerin Aşkı- II)
Romance& Bir Aşk Masalı & Önce kadın oldu o... Çocuk olmadan , genç bir kız olmadan... Çünkü öyle dediler...öyle istediler... O da kendine biçilen rolünü kavradı hemen.. Çünkü o hiç kimsenin küçük kızı olmadı küçüğü , sevdiği olmadı... Yazıldığını düşündüğ...