5.Bölüm
''Ben 5 yaşındayken , annem her zaman mutluluğun hayatın anahtarı olduğunu anlatırdı.Okula başladığım zaman sınavda büyüyünce bana ne olmak istediğimi sorduklarında 'Mutlu olmak istiyorum' yazdım.Onlar bana soruyu anlamadığımı söylediler, bende onlara hayatı anlamadıklarını söyledim.''
John Lennon
Sevde gözlerine baktı Kerim'in, ne diyeceğini bilemiyordu. Korkuları vardı. Kendine uzanmış ele baktı. Tekrar başını kaldırıp Kerim'e baktığında onunda anlamasını istedi, tereddüdü ona dair değil kendine aitti. Elini uzatmak istiyordu , o eli tutmak ve sonsuza kadar bırakmak istemiyordu.
Peki elini tutarsa ve yarı yolda bırakılırsa ne olacaktı ? Sevde o zaman bile Kerim'e kızamazdı ki. Hakkım yok, dedi içinden,kim benim gibi biriyle ailesinin önüne çıkar gururla 'o benim ' der dedi. Her aklına gelenle daha da omuzları düşerken , Kerim onun gittikçe kararsızlaşmasını anlamış gibi eline uzandı. Parmaklarını tek tek okşayıp her parmağının ucuna öpücük kondurdu.
''Sen ne olmamızı istersen 'o' oluruz balım.. Asla seni incitecek bir şey yapmam. Bana güven ama en çok da kendine güven Sevde..Sen her şeyin en güzelini hak ediyorsun..''
Gözleri dolmak üzereydi , hissediyordu. Boğazında aşağıya gitmeyen , yutamadığı bir şeyler vardı Sevde'nin... Kalbini parçalayan,ciğerlerini havasız bırakan. Bu adam mucizeydi. Bu adam inanılmazdı.
'Herşeyin en güzeline layıksın' .... Ne demekti ki o...Sevde hiçbir zaman bir şeye sahip olmamıştı. Kendi dışında. Herşeyin güzeli ne demek, dedi yine içinden. Sevde içinden çıkamadığı kocaman bir fırtınaya hapsoluyordu gitgide. Evet demek kolaydı bu adama ama ya bir gün pişman olursa, o zaman Sevde kendini asla toparlayamayacağını biliyordu.
Kerim'in mavi gözlerine her baktığında sınırları olmayan masmavi gökyüzünde gibi hissediyordu kendini. Bir daha düşünme fırsatı vermeden kendine, uzattı elini Sevde... Ruhunu, kalbini , her şeyini karşısındaki adamın ellerine bıraktı. Belki yaralayacaktı onu, belki de hiç olmadığı kadar mutlu edecekti. Sevde her ne olursa olsun bu adamdan gelecek her şeye hazır olduğunu hissetti.
Eğer biri yaralayacaksa bile o yaralasın istedi...Onun açtığı yaralara bile razıydı Sevde... Başını kaldırıp tekrar bakarken o engin mavilere gülümsedi. Elini tutan sıcacık elin tutsağı oldu. O sıcaklık elinden sevdayla sardı yüreğini.
Beraber içeri girdiklerinde masadaki herkesin önce gözleri ellerini buldu , sonraysa yüzlerine çevrildi bakışları. Sevde utandı bir an. Başını aşağıya eğecekken Kerim'in kendine söyledikleriyle dudaklarının kıvrılmasına engel olmadı.
'' Balım başını dik tut..Sen bensin unutma..'' Yağmur'la göz göze geldiğinde Sevde onun gözlerinde gördüğü ışıkla ve mutlu parıltılarla rahat bir nefes koyverdi. Toprak'a bakamıyordu zira ondan çok çekiniyordu. Kerim masaya yaklaşıp kuzeniyle tanıştırdı.
''Balım,bu benim deli kuzenim Beste..Beste bu güzellikte benim deli balım..'' Kerim'in kendini sadece deli balım diye tanıtmasına bir an şaşırsada ona baktığında yanaklarında gördüğü gamzelerle oda gülümsemeye başladı. Masanın diğer ucundan gelen kahkaha sesiyle o tarafa başlarını çevirdi.
Yağmur haricinde kime baksa kaşlarını birleştirerek bakan Toprak öyle bir kaptırmış gülüyordu ki Sevde kızararak önüne eğdi başını, yanından gelen homurtulara rağmen de kaldırmadı. Nihayet gülme sesleri azaldığında konuşulanlar Sevde'yi hem rahatlattı hemde korkuttu.
''Kuzen bugünü görmek için ne kadar beklediğimi biliyorsun değil mi? ''Yanındaki adamın homurtuları dahada artarken Sevde başını kaldırıp Toprak'la göz göze geldi. Ve işte o an hiç ummadığı bir şey yaptı Toprak. Yerinden kalkıp Sevde'yi kollarının arasına alıp sevgiyle kucakladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Aşk Masalı (Devlerin Aşkı- II)
Romance& Bir Aşk Masalı & Önce kadın oldu o... Çocuk olmadan , genç bir kız olmadan... Çünkü öyle dediler...öyle istediler... O da kendine biçilen rolünü kavradı hemen.. Çünkü o hiç kimsenin küçük kızı olmadı küçüğü , sevdiği olmadı... Yazıldığını düşündüğ...