Merhaba :) Biliyorum bölüm epey gecikti bunun için çok özür dilerim bu hafta yayınlıycaktım ama bazı sorunlar oldu. Kısa da oldu onun içinde özür dilerim ve diğer bölümü daha uzun yazıcam söz veriyorum. Yavaş yavaş olaylara giriş yapıyorum ilerki bölümlerde bir kaç sürprizler olacak. Arkadaşlar yorumlarınız eksit etmeyin lütfen benim için çok önemli kitap hakkındaki düşünceleriniz. Bolum hakkndaki yorumlarinizi merak ediyorumm
İyi okumalar :)...
~~~~"Kıpırdanmaya başladı abi çözelim mi gözlerini yoksa bizim için iyi olmayacak " deyip kıkırdadı bir erkek.
Neler olduğunu anlamak için kalkmaya çalıştım ama bağlıydım bir sandalyeye ! Sinirle bağırdım:
"Burdan bir kurtulayım hepinizi mahvedeceğim "
"Abi bu kız tekvandodan ayrılmamış mıydı ya "
"Bir saniye bir saniye.." kimse bilmiyodu ki benim tekvandoya gittiğimi sadece...
Bizim grup !
Sessiz kalmamdan huylanmış olacaklar ki adım sesleri yaklaştı, biri eğilip ayaklarımda ki ipi çözdü ellerime uzandığında kokusu çok tanıdık gelmişti ellerimi açtığı anda gözümde ki bandajı çözdüm."Sürpriiiiz!"
Sadece siz diyebildim gözümden akan iki yaşdan önce. BİZİM GRUP TAM TAKIR ÖNÜMDE DURUYORLARDI.
Ne yani oyun mu oynamışlardı bana ?
İlk sarılan Asil olmuştu. Abi gibi kokuyordu yine ."Biraz daha sıkarsan cenazeme gidicez beraber Asil" deyip gülmeye çalıştım.
"Aymira ölürsen nasıl kendi cenazene gideceksin acaba ? " diyen kişi tabi ki Meyraydı.
Asilden ayrılıp Meyraya sarıldım. Ayza ise ağlıyordu hala.
"Sulu gözlü kız seni gel buraya ""Özlemişim seni şebelek " deyip sarıldı Ayzada.
Bir dakika biri eksik.Uğur...
Arkamı döndüm, beni bağladıkları sandalyede oturuyordu onun da gözleri doluydu. Kalktı yavaşca yanıma geldi, her zaman yaptığı gibi önce gözlerimin en içine baktı sonra da sarıldı."Huzur kokuyorsun hala kır çiçeğim."
"Neden birşey söylemedin bana bugün, tanıyamadım seni."
"Ben tanıdım ama, kokundan, bakışlarından, yemeğini yemenden, sana uzun süre bakılınca utanmandan tanıdım seni Aymira." Gülümsedi, gülümsedim, òzlem vardı gözlerinde yılların özlemi. Uğur çocukluğumda hatıra olan bir aşkdı benim için güzel anılarla doluydu. Sadece.
Asilin yalancıktan olan öksürmesiyle ayrıldık.
"Yahu ben acıktım, ve bir Asil olarak yemek yemem gerekiyor."
Ahahaha ah Asil güldürmüştü yine hepimizi.
Hep beraber beni getirdikleri küçük mekândan çıkıp yemek yemeye gittik. Gün boyu Mavi Kafede oturup sohbet ettik
Görüşmediğimiz yılların içinde olanları anlattılar. Asil Meyra ve Ayza aynı okuldalardı. Hepimiz yaşıttık ve bir yıl erken yazılmıştık okula. Sadece ben ve Uğurun bir senesi kayıptı. Babamın vefât ettiği sene okula gitmemiştim ve Uğurda hep benim yanımdaydı. Sonrasındaysa ben Ankaraya halamın yanına gitmiştim. O yüzden sader Uğur ve ben 11. Sınıftaydık diğerleri 12 idi. Asilin espirileri, Meyrayla didişmeleri derken günü bitirmiştik.Ne kadar ısrar etsemde beni kapının önüne kadar bıraktılar gerçi ayni sitedeyik ama neyse.
Annaneme çok yorgun olduğumu bizimkilerle vakit geçirdiğimi ve aç olmadığımi söyleyip odama çıktım. Üzerimi değiştirip direk yatıp uyudum. Yorucu bir gün olmuştu nede olsa...-2 gün sonra
Yeni okuldaki 3 gün çabucak geçmişti. Arada Uğurla takılmış çıkışta da bizimkilerle buluşmuştuk.
Her cumartesi yaptığım gibi ( izmirdeyken yaptığım gibi ) erken kalkıp sahile koşmaya indim. Tabi ki de müziksiz değil Laris- dale papi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Kır Çiçeği" (askıda)
JugendliteraturBir kır çiçeği masalı... Küçük yaşta kendi ayakları üzerinde duran bir kız çocuğu... Her sabah umutla parıldayan bir kız çocuğu... Hayatın gizemiyle tek başına kalan bir genç kız... Kendi kaderlerini kurgulayan iki genç... Yalnız geceleri süzülen gi...