Multi Doğa :)
Bu arada anlamayan okuyucularım için söylüyorum; Multi, multimedia'nın kısaltılmışı.
Neyse bölüme geçelim.
-----------
Çağatay'ımm:
Çağatay: Ne oldu, yakışıklılığım seni çok mu etkiledi?
Siz: Çağatay, benimle ol. Sonsuza dek. Sadece benimle...
Çağatay: Bu gerçek mi? Gerçekse çok mutlu olduğumu söylemek isterim güzelim ;)
Siz: Tabi ki de hayır sadece tepkini merak ettim.Yüzüme o gıcık gülümsememi yerleştirip Çağatay'a baktım. Bana "Ciddi misin?" bakışları atarken Nilay ile yerimizden kalktık ve kantinden çıktık.
Tam biz sınıfa girerken Çağatay benim kolumdan çekip tek hamlede yan sınıfa soktu.
"Derdin ne senin? Beni sevdiğin için sana iyilik yapmaya çalışıyorum, sen ise beni sinir ediyorsun!"
"Seni sevdiğimi nereden biliyorsun?"
Bir kaç saniye durdu ve konuştu,
"Sevmiyor musun?"
"Senin gibi bir ego manyağını neden seveyim?"
"Ego manyağı mı? Ben senin beni sevdiğini..."
"Yeter Çağatay."
"Bak seni sevdiğimi veya peşinden geleceğimi sanıyorsan yanılıyorsun."
"Ben öyle bir şey istiyor muyum sence?"
"Tamam Doğa, sen hiç bir şey isteme. Duydun mu, isteme!"
"Istemiyorum zaten. Ayrıca herkes seni sevmek zorunda değil ego manyağı!"
"Çatıdaki konuşmaların da neydi öyle peki?"
"Hangisi?"
"Bilmiyormuş gibi yapma. 'Evet, lanet olsun ki evet! Seni seviyorum. Senin benimle olmanı istiyorum Çağatay.' Diyen sen değil miydin?"
Duymuş muydu ya?
"Birincisi tek Çağatay sen değilsin. Ikincisi sen nereden duydun?"
"Senden özür dilemek için çatıya çıkarken duydum."
"Çağatay..."
"Doğa, ben kötü biri değilim. Sana yardım etmeye çalışmıştım sadece. Çünkü birini sevip karşılık alamamak nedir çok iyi bilirim. Seni seviyor gibi davranacaktım ve..."
"Ve beni kırıp gidecektin! Karşılık alamamaktan daha kötüsü sahte bir karşılık almaktır, duydun mu?"
"Bana bir daha bağırma!"
"Ne yaparsın?"
"İşte bunu."
Çağatay birden beni öptü. Bu hayatımın en güzel anıydı ama karşılık vermek yerine kaçmaya çalışmam lazımdı. Bir daha gelemeyecek bu fırsatı tepmek benim için çok zor olsa da başardım.
Kendimi zorlukla geriye çektiğimde ona tokat attım.
"Seni sevmediğimi bile bile beni nasıl öpersin?"
"Eğer beni sevmeseydin daha rahat kaçabilirdin."
"Ben olayın şokunu üstümden atamadığım için kaçamadım. Çünkü ilk öpücüğümdü. Diğer kızlar gibi ilk öpücüğe takan biri olmasam da ilkimin senin gibi bir ego manyağı olmamasını tercih ederdim."
"Ego manyağı deme bir daha yoksa yine aynı şeyler olur."
"Bana bak..."
"Bakıyorum."
"Bir daha beni öpersen o tokadın kaç katını alırsın biliyor musun?"
"Bilmiyorum ve merak ediyorum. Hadi deneyelim."
Beni 2. öpüşüydü. Ben ise ikisinde de kaçmaya çalışıyordum. Lanet olsun!
Ondan ayrılmayı başardığımda tam yüzüne tokadı atacakken bileğimi havada yakaladı.
"Şimdi at o tokadı."
Diğer elimi kaldırdığımda onu da havada yakaladı.
"Atabiliyor musun?"
Bacağına tekme attığımda ellerim boşta kaldığı için ona rahatça tokat atabilmiştim. Özür dilerim Çağatay...
*
Ona attığım tokattan sonra sınıftan koşarak çıkıp kendi sınıfıma girip Nilay'ın olduğu tarafa doğru gittim. Ancak Nilay'ın yanında bir erkek vardı. Bu arkadaşı falan da olamaz, öpüşüyorlardı. Arkamdan gelen Çağatay da bu manzarayı görmüş olacak ki, "Bu ne Doğa? Bunlar ne yapıyor burada?" diye bir soru sordu.
"Bilmiyorum."
O sırada Nilay, "Seni seviyorum erkeğim." dedi ve Çağatay omzuma dokunup, "Lütfen öğren şu işi Doğa." dedi. Nilay'ı kıskanmış olmasına bozulmuş olsam da Nilay'a "Nilay bir gelsene." dedim.
Onunla kimsenin olmadığı bir yere geldiğimizde "Neler oluyor?" diye sordum.
"Ben senin Çağatay ile öpüşmene bir şey diyor muyum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Ol
Short Story1 yıldır sevdiğiniz çocuk ile en yakın arkadaşınız sevgili olsa ne yaparsınız? Gidip ona "Benimle Ol." der misiniz? Yoksa arkadaşınız için her şeyden vazgeçip pes mi edersiniz? Pes etmiş bir kızın tüm çabalarına yeniden başlama hikayesi... ** Bölüml...