BO- 6

192 4 0
                                    

Multi Çağatay

Bu, bu Çağatay'ın sesiydi. İnşallah yanlış anlamamıştır. Eğer öyleyse yandık.

"Aşkım, ben de seni bekliyordum."

"Doğa iyi misin?"

"Evet aşkım. Neden sordun?"

"Peki aşkım, bak sana simit aldım."

"Saol düşünceli aşkım benim."

"Bu kimdi?"

"Yanıma oturdu birden. Uzaklaşmaya çalıştım ama..."

Birden adam yanıma gelip beni bacaklarımdan tutarak omzuna aldı. Hadi ama, bu ikinci oluyordu. Kusacağım yakında!

"Bu kız ile evleneceğim ve hiç biriniz buna engel olamayacak!"

"Ne diyorsunuz? Bırak sevgilimi kötü olur."

"Ne dediğimi duydun!"

"Ama duymazlıktan geleceğim."

Çağatay birden adamın suratına yumruk çakınca adam sendeledi. Ben de bugün 2. kez etek ile düşecektim, olamaz!

Tam düşecekken beni biri tuttu. Bu da Çağatay'dan başkası olamazdı tabi ki.

"Teşekkürler." dedim sadece. Arkadaki adamı fark etmediğimiz için Çağatay'ı yere düşürmesi kolay olmuştu.

Ben çığlık atarken adam ağzımı kapıyordu. Hadi ama, etrafta yardım edebilecek biri yok muydu?

O sırada çantamdaki biber gazı geldi aklıma. Ne olur ne olmaz diye çantamda saklardım hep. Hemen biber gazını çıkarıp adama sıktım. Adam etkisiz hale gelince hemen Çağatay'ı kendine getirmeye çalıştım. Olamaz, bayılmıştı! Ve daha da kötüsü uyanmıyordu!

*

1 saattir hastanedeydik. Doktor dışarı çıktı.

"Nasıl olduğunu bilmiyoruz ama kafasına darbe almış. Şimdilik baygın kalacak ancak kısa bir süre sonra ayılır, sonra da taburcu ederiz."

"Görebilir miyiz?"

"Tabi ki, ama daha baygın ve lütfen uyanırsa haber verin."

"Tamam, teşekkürler."

Hemen Çağatay'ın odasına koştum. Zaten bu anları hatırlamayacak diye rahat bir şekilde konuştum;

"Çağatay, seni 1 senedir seviyorum. Sen Nilay'ı seviyordun. Onunla sevgiliydin. Açılamadım sana. Konuşamadım bile. Sen de beni içine kapanık ve hiç kimse ile konuşmayan gıcık bir kız sandın. Ama öyle değilim Çağatay. Ben farklıyım. Senin düşündüğünden farklıyım, baya farklıyım. Ben öyle bir kız değilim, sadece seni sevdiğim için hiç bir erkeğe yüz vermedim o kadar. Biliyorum, şu aralar sadece benimle eğleniyorsun ama ben seninle ciddi olmak istiyorum. Ben seni istiyorum."

Ağladığımı titreyen sesim sayesinde ağladım ve o sesle devam ettim.

"Ç-Çağatay, s-seni k-kaybed-demem a-a-anladın mı?"

Biraz susup ağlamamın geçmesini beklerken Çağatay'ın sesini duydum.

"Doğa?"

Hemen ona sarıldım. Kendime geldiğimde konuştum.

"İ- iyi misin Çağatay?"

"Biraz başım ağrıyor ama iyiyim, sen?"

"Biraz başın ağrıyor ama iyiyim."

Gülümsedim ve tekrar sarıldım ona.

"Dediklerimi duydun mu?"

"Hayır. Eğer önemli bir şeyse tekrar söyle."

"Önemli değil Çağatay."

"Bir bayıldık diye niye böyle ağlıyorsun?"

"Boşver. Zaten ağlamıyorum şu anda. Çünkü iyisin."

"Eğer bir anda bana böyle değer vereceğini bilseydim daha önce bir yerden falan atlardım."

"Pislik."

Onun sırıtışı ile benim de yüzüme bir gülümseme geldi. Onunki kadar güzel olmasa da ben de gülüyordum şu anda.

"Çağatay, Nilay'dan neden bu kadar çabuk vazgeçtin?"

"Belki ileride anlatırım."

"Benim de sana söylemek istediğim bir şey var aslında Çağatay."

"Tabi."

"Artık dost olalım."

"Değil miydik zaten Doğa?"

"Yani..."

"Boşver."

"Peki. Gel çıkış işlemlerini yapalım taburcu olacaksın."

"Tamam."

Çağatay ile hastaneden çıktık ve beni eve bırakıp gitti. Seviyorum ben bu adamı ya!

Sonra birden telefonuma bir mesaj geldi.

Çağatay'ımm - şimdi
Bugün fazla sert çık...

Hemen telefon kilidimi açtım.

Çağatay'ımm

Çağatay: Bugün fazla sert çıktıysam özür dilerim.
Siz: Önemli değil.
Çağatay: Doğa lütfen doğru söyle, sen beni seviyor musun?

Benimle OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin