perfect

The only thing l should be doing

              Darren müthiş bir baş ağrısıyla uyandı. Gece olanlardan sonra bir süre chris'in kalkmasını beklemiş ve konuşmaya devam etmek istemişti. Tabi ki kalkmamıştı chris. Darren gerginliğini azaltmak ve konuşulanları sindirmek için birkaç bira içmişti. 'Belki de birkaç'dan fazlaydı' diye düşündü çünkü başı çatlamak üzereydi. Üstelik salonda uyuyakalmıştı. Kalkıp duş almak için odasına yöneldi zaten saat erkendi ve chris henüz kalkmamıştı. Duşunu alırken söyleyeceklerinin provasını yapıyordu. tüm gece konuşulanları düşününce aslında çok ta kötü gitmemişti. Sonuçta artık chris'in kalbindeki kişinin kendisi olduğunu biliyordu ve tabi ki chris'in onunla olmayacağını kesin bir dille söylediğini de hatırlıyordu. Yüzünü ekşitti darren. Her şeyden önce chris onun için bir heyecan ya da macera arayışıyla ilgilendiği biri olarak bahsetmişti ve bu kesinlikle doğru değildi. Darren hislerinin ne olduğunu geç anlamış olabilirdi ama asla yanlış anlamamıştı.

             Chris'i seviyordu ve bunu ne pahasına olursa olsun ona ispatlayacaktı. 'istediğin kadar kaç benden, sonsuza kadar kaçamazsın' diye fısıldadı darren kendi kendine. Bugün boş günleriydi ve darren birlikte birşeyler yapmayı teklif edecekti. Hazırlandı ve odasından çıktı. Evde derin bir sessizlik vardı. Chris'in uyanıp uyanmadığını kontrol etmek için hafifçe kapıyı dinledi darren ama hiç ses yoktu. Yavaşça kapıyı tıklatacaktı ki kapının aralık olduğunu farketti ve kapıyı yavaşça geriye doğru itti. Oda boştu. Uyandığını düşünüp içeri gitti ama yoktu chris evde değildi. Tam onu arayacakken buzdolabındaki notu gördü. "günaydın, biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var akşama dönmüş olurum" yazmıştı chris. Darren nota bir kez daha baktı ve tezgaha bırakıp masanın etrafındaki bar taburelerinden birine oturdu. Chris işi zora sokmakta kararlıydı anlaşılan öyle ki karşılaşmak bile istememişti. Bu düşünce darren'ın kalbini kırsa da azimliydi ve chris'in bunu kırmasına izin vermeyecekti. Telefonunu eline aldı ve hızlıca lea'ya msj attı:

_ Lea? Müsaitsen bize gelebilir misin?_ D.

_ Tabi ki dare sorun mu var chris? _ L.

_ Evet chris evde değil uyandığımda gitmişti, akşam geleceğine dair not bırakmış.. Biraz konuşabilir miyiz? _ D.

_ Bir saate sende olurum, sıkma canını. _ L.

              Darren kendine bir fincan kahve koymuş ve ne yapacağını bilmez halde salonun ortasında koltukta tek başına oturuyordu. Yaklaşık 45 dakikadır bu şekilde karşısında ki kapalı televizyona bakıyordu. Hayatının en güzel ve en stresli günlerini geçirdiği evin üzerine sinen, sahibinin kokusunu derin derin soluyordu. Her şeyin ne kadar imkansız göründüğünü biliyordu ama kendisine sürekli hatırlatıyordu ' birkaç ay öncesine kadar takıntılı şekilde yabancı olduğu chrisle birlikte yaşıyordu ve henüz neredeyse 30 saat önce hayatının en ateşli öpüşmesini yaşamışlardı. Şuansa bir koltukta tek başına onu seven ama ona inanmayan, aşık olduğu o muhteşem adamın nerede olduğunu bilmeden, ne yapacağını bilmez bir halde evlerinin salonunda yalnız başına oturuyordu.' Her şeyin bu kadar karmaşık olmasına anlam veremiyordu.

            Daha önce onlarca ilişkisi olmuştu ama hiç biri umurunda olmamıştı. Hatta kısa bir süre öncesine kadar mia ile yaşadıklarının hayatında başına gelecek en kötü şey olduğunu düşünüyordu. Ama şuan dışarıdan çok ta basit görünen bir şey hayatını cehenneme çevirmeye yetiyordu. Daha önce kimseye hissetmediği duygulara sahipti ve hayatında en çok önemsediği insana aşıktı. Üstelik onun bir erkek olması ya da bunu birilerinin duyması, kariyeri, ailesi, arkadaşları kimse umurunda değildi. Sanki yeryüzünde başka kimse yoktu ve o yalnızca chris'i istiyordu. Çaresiz olmaktan nefret ediyordu. Chris'e yakın olmaya çalıştıkça ondan uzaklaşması fikrinden de.. birkaç gün önce chris'in hissettiklerini şuan o hissediyordu sonucu ne olursa olsun her şeye razıydı gerekirse sessiz kalacaktı ama chris'in yanında kalacaktı. Bunun içinde elinden gelen tüm şansları kullanacaktı ve gerekirse chris'in de bunu anlamasını sağlayacak bir dizi olay yaşanacaktı.