Huzursuz bir şekilde uyandığımda saat gece 03.00'ı gösteriyordu. Normalde geceleri pek uyanmam aslında uykum da ağırdır hem,ama bu gece sebepsiz bir şekilde uyandım.Boğazımın kuruduğunu hissediyordum,mutfağa gidip kendime su doldurdum.Daha sonra odama girmezden önce,annemle babamın yattığı odanın kapısını araladım,huzurlu bir şekilde uyuyorlardı. Babamı görememiştim bugün hiç,anneme göre daha fazla çalışıyor,daha çok yoruluyor.İçim buruk bir şekilde kendi odama girdim.Yatağa kendimi atıp yeniden uyumaya çalıştım,ama bunu başaramadım.Gözlerimi kapattığım an,Burak'ın gözleri geliyordu aklıma,nasıl güldüğü,güldüğü zaman oluşan minicik gamzesi..Kalkıp kendime kahve yapmaya karar verdim zaten bu saatten sonra istesem de uyuyamazdım,uykum kaçmıştı tamamıyla,telefonumda cevapsız çağrılarda Yaprak vardı.Burak düşündüğüm gibi ne aramıştı ne de mesaj atmıştı.Vakit geçsin diye bilgisayarı açtım,ne zamandır kullanmadığım sosyal medyaya göz gezdirdim ,önceden çok aktif bir şekilde kullanırdım,Burakla hep buradan konuşurduk çünkü,çoğu zamanlar sabahlardık bile,o kadar güzeldi ki her şey.Daha sonra birbirimizin telefon numaralarını alınca buraya hiç gerek kalmamıştı bazen saatlerce telefonda konuşuyorduk. İnternette gezerken bazı arkadaşlarımın ne kadar değiştiğini görünce çok şaşırdım.Görünüşe göre herkes değişmişti,bir ben aynı kalmıştım. Sonra gelen kutusunda bir mesaj belirdi.Ürperdim biraz,gecenin bu saatinde kim neden mesaj atardı ki ? Elimi korkarak mouse'a götürdüm. Mesajı görünce kalbim hızlı hızlı atmaya başladı,ellerim titriyordu.Burak'tı mesaj atan..
''Sana gerçekten hiç kimseye vermediğim kadar değer verdim,hiç kimseyi sevmediğim kadar sevdim ben seni. Ama buradan gitmek zorundayım.Bu benim için o kadar zor ki,keşke başka bir yolu olsaydı..Sana kızgınlıkla söylediklerim için de beni affet yalvarırım,başka çarem yoktu.Yeni bir hayat kur kendine.Geçmiş konuşmaları sürekli okuyupta kendini üzme.Benim gibi bir insan yüzünden o gözlerin dolmasın,sen benim için hep güzel bir anı olarak kalacaksın. Hiçbir zaman kötü bir şekilde hatırlamayacağım seni.Zaten bu mümkün değil. Kafanda ne kadar çok soru olduğunu biliyorum.Bugün gelen adam benim babamdı. O kadar çok problem var ki hayatımda, seni de bu çukura çekemem,sana bu kötülüğü yapamam.Benden nefret edebilirsin,hatta kin besleyebilirsin bana,benim bu yaptığıma istediğin her şeyi diyebilirsin,ama inan bana gitmek zorundayım,kendine iyi bak.Hoşçakal..''
Son kısımları okuyamamıştım bile gözlerim buğulanmaya başlamıştı. Gerçek bir veda etmişti artık bana tam anlamıyla,Burak diye biri bir daha hayatımda asla olmayacaktı. O kadar çok hayal kurmuştuk beraber,hiçbirini gerçekleştiremeyecektik artık hiçbir zaman. Yarım kaldım,eksik kaldım,bir parçam kopup gitti boğazım düğümlendi.Ben hala biz diye bir şeye umut beslerken, o bana gerçek anlamda veda etmişti.Cevap atamadım bile,daralıyordum odada,sanki duvarlar üstüme üstüme geliyordu.Ne acı bir şeydi bu böyle. Acı hissini gerçek anlamda tatmıştım.Üstüme bir şeyler geçirip yavaşça evden çıktım, yürüdüm,yürüdüm. Burak'ın evinin önünden defalarca geçtim.Defalarca basmak istedim o zile, Burak'a son kez sarılmak istedim o bal rengi gözlerine son kez bakayım istedim,son kez gülümsesin istedim bana ama yapamadım. Keşke Yaprak'ın yanına gidebilseydim, ona sarılıp ağlayabilseydim. Bu sokakta o kadar çok anımız vardı ki.Nasıl yapacaktım?Nasıl bitirecektim onu kalbimde? O kadar çok yürüdüm ki saati fark etmemişim bile 6.45'i gösteriyordu saat, eve dönmeye karar verdim.Eve dönüp Burak'a cevap atacaktım,en azından bende ona veda etmek zorundaydım.. Eve gelir gelmez yeniden bilgisayarın başına geçtim. Cevap atacaktım ki hesabını kapattığını gördüm.Bana tek bir söz etme hakkı bile vermemişti.Bu kadar yoktum demek gözünde,telefonunu defalarca aradım,ama kapalıydı.Oturduğum yatakta hareketsiz öylece kalakaldım.Hiç olmadığım kadar kötü hissediyordum kendimi, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Annem kahvaltıya çağırmak için odama geldi.Gözlerim kıpkırmızıydı,beni böyle görmesini hiç istemezdim halbuki, ama görmüştü bir kere.
''Eylül kahvaltı hazır.Gel hadi.''
''Anne yemek istemiyorum,aç değilim ben.''
''Eylül? Ağlıyor musun sen? Daha üstünü değişmemişsin bile? Neyin var senin? Kaç gündür bir tuhafsın da ne babanla ne benle konuşuyorsun, ne oldu anlat bana.''
''Anne şu an anlatacak durumda değilim,tek istediğim biraz yalnız kalmak.Bir arkadaşımdan kötü bir haber aldım hepsi bu.''
''Kim o arkadaş? Eylül bak,bana yalan söyleme. Ben senin annenim.''
''Anne lütfen, o kadar önemli bir şey değil. Ama bugün okula gitmesem daha iyi. Zaten Bülent Hoca ve Güneş Hoca izinliymişte.'' Bunları söylerken gözyaşlarımı tutamıyordum. En kötü özelliğimdi bu.Biri bana ne olduğunu sorunca dayanamayıp daha çok ağlamaya başlıyordum,engelleyemedim kendimi.
''Eylül okula gidemeyecek kadar seni üzen şeyi bilmek benim en doğal hakkım. Kim üzdü seni? Kim bu kadar kırdı?''
''Şu an gerçekten anlatacak durumda değilim anne,söz veriyorum daha sonra anlatacağım.''
''Daha sonra diyerek erteleyebildiğini düşünme.Okula gitmemekte kararlıysan eğer,yalnız kalmanı istemiyorum.Bugün işe gitmeyebilirim.''
''Hayır anne,gerçekten buna gerek yok.Yaprak'ı çağırırım ben buraya.''
Yaprak'ın böyle bir şeye hayır diyeceğini hiç sanmıyordum zaten dün,yarın okula gitmem galiba demişti bana.Yaprak'ı aradım.
''Yaprak, bize gelmek ister misin? Ben bugün okula gidemeyeceğim.''
''Bir dakika,senin sesin neden bu kadar kötü? Bende zaten evdeyim, okula gitmedim.Birazdan orda olurum,gelince neler olduğunu baştan sona kadar anlatacaksın.'' dedi.
''Peki,çabuk olsan iyi edersin,çünkü annem şu an bana,dün senin baktığın gibi bakıyor.'' deyip telefonu kapattım. Daha sonra annemin yastığın kenarına gözlerini diktiğini fark ettim.
''Anne ? Ne var ne oldu neye bakıyorsun sen öyle ?'' Dalgın olduğum için neye baktığını sonradan anladım. Elinde tuttuğu fotoğrafı bana gösterdi. Elinde tuttuğu fotoğraf Burakla benim fotoğrafımdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahte Rüya
Teen Fiction"Sen,benim aşılmaz sandığım duvarlarımı yıktın,sen karanlığıma aydınlık oldun,sen beni yeniden ben yaptın. "