9-Yalan

101 9 3
                                    

Multimedia : Kolpa-Gurur benim neyime. :)

Yorum ve votelerinizi esirgemeyin lütfen :)

Sinem şaşkın gözlerle bana bakıyordu.Allah'ım nasıl açıklayacaktım ben bu yaptığımı? Açıklanabilir bir yanı var mıydı sanki?

"Eylül sen ne yapıyorsun burda?"

"Sinem beni yanlış anlama,yani ben. Öyle düşündüğün gibi değil benim kötü bir amacım yoktu. Ben.. ben sadece."

"Evet? Sen sadece?"

Olanı biteni anlatmaktan başka çarem yoktu hem belki anlatmam çok daha iyi olurdu.Ulaşmak istediğim gerçeklere çok daha kolay ulaşabilirdim. Yaprak'ı, gördüğüm mesajı eksiksiz anlattım Sinem'e. Çok şaşırmışa benzemiyordu.

"Bende bir şeyler bulabilirim ümidiyle buraya gelmeye ikna ettim annemle babamı. Kimsenin haberi olmadan Dağhan'ın odasına girer çıkarım diye düşündüm. Ama hiçte düşündüğüm gibi olmadı."

"Eylül ben galiba bazı şeyleri biliyorum."

"Nasıl yani? Ne gibi?"

"Abimi kaza geçirmezden bir süre önce çok durgun görmeye başlamıştım. Her zaman okuldan geldiğinde bana sataşan,komiklik yapan insan gitmiş yerine bambaşka biri gelmişti sanki. Konuşmak için çok uğraştım kendisiyle, ama her seferinde beni sert bir şekilde geri çevirdi.Eski Dağhan yoktu.Çok daha hırçındı, çok daha öfkeli, bir ara okulda kaydını dondurmayı bile düşünmüştü.Ama anneme söylediği an kıyametler koptuğu için bunu gerçekleştiremedi. Zorunlu derslere gitmeye başladı sadece,bir kere onu bahçede bağırırken gördüm telefonla konuşuyordu. Telefonu kapattıktan sonra ellerini yumruk şeklinde sıkmış telefonu da yere atmıştı o kadar öfkeliydi ki gidip soramamıştım bile ne olduğunu."

"Ben Dağhan'a buluşalım dediğim zamanlar sesinde bir durgunluk vardı. Nedenini sorduğumda sınavlara hazırlanıyorum bu sıralar buluşmasak daha iyi demişti."

"Baksana sana bile yalan söylemiş. Sınavlar umrunda bile değildi. Sabah evden kimseye haber etmeden çıkıp gecenin bir vakti geri geliyordu. Çok kısa bir zaman sonra da zaten .."

Cümlesini tamamlayamadı, ağlamaya başlamıştı.

"Sinem,lütfen ağlama hepsi benim suçum.Bu odaya hiç girmemeliydim. Ama düşündüm ki belki ele avuca gelir bir şeyler bulurum."

"Hayır,hayır.Kendini suçlama. Abim zaten benim her an, her saniye aklımda."

Defteri gösterdim,içindekileri gerçekten merak ediyordum.

"Peki bu defter bunun hakkında bir fikrin var mı?"

Defteri eline alıp incelemeye başladı.

"Hayır, ilk defa görüyorum bu defteri ben. Nerde buldun?"

En alt çekmeceyi işaret ettim.

"Dibe doğru itilmişti. Parmağım değmeseydi eğer belki de hiç fark etmeyecektim."

Defterin siyah tozlanmış kapağını açtı. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. İlk sayfalar bomboştu. Sinem daha hızlı çevirmeye başlamıştı sayfaları. İçinde hiçbir şey yazmıyordu. En son defteri aşağı doğru salladı. İçinden bir mektup düştü. Hemen alıp okumaya başladık.

"O kadar güzel başlamıştı ki her şey keşke bu kadar kötü bitmeseydi. Gerçek sanmıştım. Sana hissettiğim duyguların gerçekliğine inanmıştım. Ama değilmiş, bunu söylemek benim için çok zor. Bir anlık hevesmiş sadece.Bana o kadar güzel şeyler yaşattın ki. Bunları hiçbir zaman unutacağımı sanmıyorum. Ama bunu daha fazla sürdüremem ben. Sevmediğim bir adamın yanında kalamam daha fazla. Beni affetmeni istemiyorum senden. Sadece bu yaşadıklarımızı unut. Kimsenin haberi yoktu böyle bir şeye başlarken. Bitişinde de hiç kimsenin haberi olmasın ve lütfen her şeyi daha da zor hale getirme. Beni arama bir daha. Her şey için teşekkür ederim. Hoşçakal Dağhan.."
Bu Yaprak'ın yazısıydı. Nerde görürsem göreyim tanırdım bu yazıyı. Ağzımı açıp tek kelime edemedim. Nasıl fark edememiştim en yakınımda olanları? Benden neden saklama gereği duymuşlardı ? Ya neden !

Sahte RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin