8-Dağhan

95 12 6
                                    

Multimedia : Eylül'ün bilgisayardan açtığı şarkı.:)

''Dağhan'la alakalı olan şeyleri Eylül bilseydi,hâlâ senle dostluğunu devam ettirir miydi?''

Tanımadığım bir numaraydı bu. İsim yazmıyordu.

Okuduğum mesaj karşısında dehşete düşmüştüm.Ne demek oluyordu bu? Dağhan benim kuzenimdi.Bir sene önce trafik kazasında kaybetmiştim onu. Gece tek başına çıkmıştı yola,kırmızı ışıkta durmayı değil de ölüme koşmayı tercih etmişti,karşı geçitten gelen gri arabayla çarpışmıştı. Neler olduğunu öğrenir öğrenmez hastanede bulmuştum kendimi. Dağhan benim sadece kuzenim değildi. Abimdi,dostumdu,canımdı o benim. Masmavi gözlerine baktığım zaman moralim bozuksa bile huzur doluyordu içim. Ne zaman kötü hissetsem kendimi Dağhan'da buluyordum. Benden iki yaş büyüktü. Üniversiteyi yaşadığı şehirde okumayı tercih etmişti.Dağhan benim her şeyimdi. O hiç yaşanmamasını defalarca dilediğim gece tek yaptığım yalvara yakara dua etmek olmuştu. Ama olmamıştı.Benim sadece kuzenim değil,hayatımın tamamı olan insan ölüme yenilmişti. Doktorun ağzından çıkan o sözcükleri duyduğum an bayılmıştım. Uyandığımda Yaprak ve annem vardı yanımda. Annem ağlamaktan perişan olmuştu.Annem böyleyse teyzemi düşünmek bile istemiyordum.Yaprak sımsıkı elimi tutuyordu. O da çok üzülmüştü. Konuşmuşlardı Dağhanla birkaç kere benim aracılığımla. Çok uzun zaman ölü gibiydim.Tek lokma dahi atamıyordum ağzıma.Uyuduğum zaman Dağhan geliyordu rüyalarıma. Çok uzun zaman almıştı kendimi toparlayabilmem.

Ama şimdi Dağhan'ın Yaprakla ne alakası olabilirdi ? Benim bilmediğim ama Yaprakla konuştuğu insan her kimse onun arasında sır olan şey ne olabilirdi ki? Bir şeyler mi saklıyordu Yaprak benden? Öğrenmeliydim. Ne olursa olsun öğrenmeliydim.

Mesajı okur okumaz telefonu yerine bıraktım. Ekrandaki mesaj öylece duruyordu. Ellerim titriyordu. Kendimi toparlamaya çalışarak soğuk çayın olduğu bardağa uzandım. İkinci yudumu alıyordum ki Yaprak gelmişti yanıma.Güçlükle gülümseye çalıştım.

''Işıl Teyze'nin sorgusu bitti mi?''

''Evet,zaten çok uzun sürmedi. Bu arada telefonu yerine koyduktan sonra sana bir bildirim sesi geldi galiba.'' Telefona uzandı eli. Ekranda yazan mesajı gördükten sonra bana baktı.Gözlerinden bir gölge geçmişti bunu fark etmiştim.

''Kimden gelmiş?''

''Nehir'den,bugün yanında olacağımı biliyordu da merak etmiş seni nasıl oldu diye.''

''Anladım,herkesi bu kadar meraklandırdığım yeter galiba,yarından itibaren okuldayım zaten.''

Gülümsedi sadece, inanamıyordum buna. Yaprak bana, en yakın arkadaşına yalan söylemişti. Ne saklıyordu bu kız benden? Kendisine yalan söylettirecek kadar önemli olan şey neydi?Daha fazla buna tahammül edebileceğimi sanmıyordum.

''Kalkalım mı Yaprak,baş ağrım arttı biraz. Eve gidip biraz daha dinlensem iyi olacak gibi.Vapura yetişmemiz gerek hem.''

Mesajı okuyup okumadığımdan şüpheleniyordu bunu anlayabiliyordum.Okumadığıma emin olduktan sonra rahatça konuşmaya başladı.

''Olur,bende Sinan'ın yanına gidecektim zaten.''

Yol boyunca Yaprak'ın konuşmalarına evet hayır şeklinde yanıt verdim. Belki mesajı okuduğumu şu an anlamaması gerekiyordu.Ama daha fazlası gelmiyordu elimden.Yaprak benim tek dostumdu. O da bana yalan söylüyorsa kime güvenebilirdim ki başka? Evime gelmiştik nihayet. Yol o kadar büyümüştü ki gözümde,ilk defa Yaprak'ın yanındayken vaktin geçmediğini hissetmiştim.

''Akşam istersen bize gel.Annem senin çok sevdiğin havuçlu kekten yapar hem.Ben olsam bu fırsatı asla kaçırmazdım.''

''Emel Teyze'yi benim yerime bol bol öp. Ama bugün evde kalıp dinlensem daha iyi gibi.''

Sahte RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin