10-Olamaz mı?

46 10 0
                                    

Çok uzun bir süredir yazamıyorum. 11.sınıf olduğum için her şey üst üste geldi bu sene.Gerçekten tüm okurlardan çok özür dilerim :(


*Yorum ve votelerinizi esirgemeyin lütfen :)


Multimedia : Sinan'la Eylül'ün kulaklıkla dinlediği şarkı :) 


''Sinan,gitmek istiyorum.''

''Bu sefer değil Eylül,anladın mı beni bu sefer gidemezsin.''

''Sinan ne olur bak şu anda çok sinirlisin,daha sonra konuşalım.''

''Ben seni beklemekten yoruldum Eylül,şu yüreğime söz geçiremiyorum artık,gözlerimi kapatıyorum seni görüyorum. Bir şey izliyorum sen geliyorsun aklıma,bir söz okuyorum. Ulan keşke be keşke Eylül'e söyleyebilsem bu sözü diyorum.Keşke ulaşabilsem Eylül'e diyorum kendi kendime. Keşke onun duvarlarını yıkabilsem diyorum.Ama yıkamıyorum Eylül, canını acıtmışım gibi kaçıyorsun benden,görmüyorum duymuyorum mu sanıyorsun? Ne yaptım ben sana.Söyle ne yaptım?''

Haklıydı söylediklerinde Sinan. Ama onun hiçbir suçu yoktu. Bu benle alakalı bir problemdi.

''Sinan senin hiçbir suçun yok. Konuşma böyle.Ben olaylar bu noktaya gelsin istemedim.Uzak durabildiğim kadar uzak durdum senden,inkar etmiyorum doğru çünkü. Aradın açmadım,seni gördüğüm halde bile görmemezlikten geldim bazen ama inan bana bu senin suçun değil. Çok zor zamanlar geçiriyorum ben.Her şey üst üste geliyor. Olan olaylar nefes almamı engelliyor artık.Önce Burak.. sonra..''

Sonrasını söyleyemedim. Yaprak'ı anlatmayı da öyle çok isterdim ki ona. Ama Sinan Yaprak'ın kuzeniydi. Sinan'a gerçekten çok güveniyordum ancak olanları ben bile hala kendime anlatmakta zorlanıyordum. Şimdi sırası değildi.

''Burak,Burak,Burak. Yeter artık Eylül yeter ! Görmüyor musun lan gözlerinin önünde ölüyorum görmüyor musun? Hala mı aşıksın lan o çocuğa hala mı?''

Bunu söylerken çimen rengi gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle siliyordu. Burak'ı ilk defa böyle görüyordum ben.İlk defa bu kadar hırçın,ilk defa bu kadar öfkeli,ilk defa bu kadar yenilmiş.. İçimden bir şeyler öylece kopup gitti.İstemsiz bir şekilde elimi Burak'ın yüzüne götürdüm.Gözünden akan yaşı parmaklarımla sildim.Burak bunu hak etmiyordu.Elimi bir anda itti.

''Yapma Eylül! Yaramı sarmıyorsun daha da kanatma. Defol git buradan. Böyle bir şey yapmam bile hataydı belki,içimde tutmalıydım her şeyi. Defol Eylül nolur git!''

Bağırıyordu bunu söylerken. Haklıydı. Çıkmayacaktım bir daha Sinan'ın karşısına görmeyecekti yüzümü.

''Hoşça kal Sinan. '

Cevap vermemişti. Daha fazla durmamın bir anlamı yoktu. Spor salonundan çıkar çıkmaz gözlerimden yaşlar akmaya başladı.Kime ne kötülük yapmıştım da ben bu olanlar başıma geliyordu.Kime sığınacaktım ben şimdi? Kimim vardı ki? Yolu uzata uzata eve geldim. Annem babamla beraber oturmuş televizyon izliyorlardı. Hiçbir şey demeden koltuğa gömüldüm. 

''Eylül?''

''..''

''Eylül kızım?''

''Hı? Efendim anne.''

''İyi olduğuna emin misin? Yüzün bembeyaz olmuş.''

''İyiyim,sadece biraz kötü bir gün geçirdim o kadar.''

''Anlatmak ister misin?''

Başımı hayır anlamında salladım. Annem gille biraz vakit geçirdikten sonra odama attım kendimi.Kendimi biraz olsun huzurlu hissettiğim tek yer burasıydı. Burak'ın ''Defol!'' diye bağırışı kulaklarımda çınlıyordu hala.Az bile söylemişti.Ama ben böyle olmasını asla istememiştim. En başından beri mesafeli davranmaya çalışmıştım ona. Ama aşka söz geçiremiyordun işte. Kendimi anlamsız bir şekilde suçlu hissediyordum.Ne yapacaktım ben? Akıl danışacağım kimse de yoktu. Bir başımaydım. Gerçekten tek başıma kalmıştım artık. Her şeyi tek başıma atlatmak zorundaydım. Düşürmüş olduğum kolyeyi çekmecenin derinliğine doğru ittim. Bir süre  hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Bu olanlar çok fazlaydı. Her zaman yapmış olduğum topuzu yapıp yatağa girdim .Uykuya dalmadan önce gördüğüm son şey Dağhan'la çekmiş olduğumuz fotoğraftı. 

Sahte RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin