Yorgun hevesler,sessiz hisler. Hepsi benimdi. Gittiler fark ettirmeden. Ruhsuz kaldım.
-
Eve dönerken aklımda düşünebiliyor olduğum herhangibir fikir ya da insan yoktu. Bomboş hissettiğim zamanlara geri dönmüş gibiydim. Meriç geri gelmişti ve yine herşeyi mahvetmişti. Hayatımdan çıkmış olması gerekirken tekrar geri dönmüştü.
Elimdeki telefonla Ezgi'yi aradım. Onunla yakın zamanda barışmıştık ve onu affetmeyen ben sonunda insafa gelerek herşeyi yoluna koymuştum. Ve şimdi de onunla konuşmaya ihtiyacım vardı.
"Defniyeee!"
"Allahım Ezgi! Ne bağırıyorsun kızım? "
Ezgi gülmeye başlayınca kendi kendime söylendim. İyice delirmişti bu kız.
"Birileri tersinden kalkmış yine." Gülmeye devam ederek konuştu. "Ne oldu?"
"Elinin körü oldu! Ne olacak Meriç geri döndü."
Bir an da gülmeyi kesince hat mı kesildi diye baktım. Belli ki o da şaşırmıştı.
"Ezgi orda mısın?"
"Burdayım.." Durakladı. "Nerdesin sen?"
"Eve gidiyorum."
"Tamam. Bende geliyorum."
Telefonu kapatarak çantama koydum. Ezgi'nin gelmesi iyi olacaktı. O her zaman kafamı dağıtmanın bir yolunu buluyordu. Meriç'in beni nasıl etkilediğini biliyordu ve beni anlıyordu. Sanırım şu zamana kadar yaptığım en iyi şey kendime Ezgi gibi bir arkadaş seçmek olmuştu.
Elimdeki telefon bir anda tekrar titreyince irkildim. Mesaj gelmişti. Tanımadığım bir numaraydı.
- Nerdesin?
Mesaja tuhaf tuhaf bakıp cevap yazdım. Kim olabilirdi ki?
- Sen kimsin?
Mesajı gönderdikten sonra refleks olarak etrafıma baktım. Ama kimseyi göremeyince yürümeye devam ettim. Umarım sapığın teki değildir? Böyle şeyler hep beni bulurdu sonuçta. Aman aman, bir de sapıkla uğraşmayayım.
Telefon tekrar titreyince heyecanla açtım. Neden heyecanlanıyorsam?
- Meriç.
Sonra daha da heyecanlandım. Ve telefon yine titredi.
- Nerde olduğunu söyle.
Etrafıma kısa bir bakış daha attım. Biraz pimpirikli biriydim galiba. Şimdi Meriç beni takip edip dalga geçiyordur felan, hiç kendimi tehlikeye atamam. O yüzden bana en mantıklı gelen cevabı vererek yürümeye devam ettim.
- Seni ilgilendirmez.
Bir yandan da salak salak sırıtıyordum. Sonra bunu fark edince Berk'e ihanet etmiş gibi hissettim. Ve anında suratım düştü. Benim Meriç'i değil Berk'i düşünüp salak salak sırıtmam gerekiyordu. Benim Berk'i düşünüp heyecanlanmam gerekiyordu. Meriç'i değil. Hele mesaj attığında bu kadar sevinmek de neyin nesiydi?
Off!
Ondan uzak durmam gerekiyordu. Yoksa yine beni etkisi altına alacaktı. Ve tabi bende aptal aşıklar gibi hemen büyüsüne kapılıp teslim olacaktım.
Telefon çalmaya başlayınca sinirle ekrana baktım. Ne diye arıyordu şimdi bu! Bilerek yapıyordu işte. Ona karşı olan eski duygularımı bana karşı kullanmaya çalışıyordu. Ama yok, bu sefer izin vermeyecektim. Sesini bile duymak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERSERİ 2
Teen FictionBu kitap Seseri kitabının devamı olarak yazılmıştır. Kitaba başlamadan önce ilk kitabı okumanızı tavsiye ederim. ****** Her ne kadar Meriç Bartu Taşer kalbimde derin izler bırakarak gitse de geri dönüşü daha beter olmuştu. Bu sefer onu sevsem bile...