five days with dad

3 0 0
                                    

Maalesef Ashton'a duyduğum cinsel isteğe karşı koyamamış ve zevklerime yenilerek onu çağırmıştım.

Ve şimdi kahvaltı hazırlıyorum. Ashton'a baba desemde onunla ilişki yaşadığımda hep ben yönetirim. Evet doğru. Onunla iki defa daha yattım o iki hafta boyunca Michael'a karşılıksız aşk ile bakıp boş duramazdım. Bu tarz şeyler zavallılar için.

Masadaki pankekin yanına nutella ve az önce bahçemden topladığım çilekleri koydum. Üzerimde siyah dantel işlemeleri olan mavi bir sabahlık vardı. Sabahlığın iplerini yeniden bağlayıp kahve makinasının düğmesine bastım ve kendime yaptığım sütlü çayı büyük fincanımın içine koydum. Ardından yeniden bahçeye çıkıp köpeklere mamalarını verdim. Annemin ve kız kardeşimin köpekleriydi. Ben daha çok kedi insanıyım. Ve evimde sadece kedilerime ait bir oda var. Kont ve Düşes adında iki kedim var.

Yinede köpekleri severim. Arya -kız kardeşimin yavru sibirya kurdu- koyduğum mamayı yemeyince onu kucağıma almak için eğildim.

"Beni bu manzara ile karşılayacağını bilsem daha çabuk gelirdim."

"Hoşgeldin babacığım"

Bana sırıtınca bende kucağımdaki Arya ile içeri girdim. Beni takip ettiğini anlayabiliyordum. İçeri girince havayı kokladı ve mırıldandı.

"Prenses becerikli çıktı ha. Herneyse kucağındaki tatlı yavrunun adı ne?"

"Arya. Kız kardeşimin. Ben daha çok kedilerle ilgileniyorum."

"Ah evet hala sırtımda olan tırnak izleri bunu onaylıyor."

Kendimi tutamayıp kahkaha attım. Ardından sandalyeye Arya'yı bıraktım. 10 saniye geçmeden sandalyeden atlayıp aşağı inmeye başladı. Kont ve Düşes ile oynamaya bayılırdı. Sahbahlığımın önünü açarken terlemiş gibi ellerimi yüzüme doğru salladım.

"Burası sıcak olmaya başladı. Öyle değilmi baba?"

"Eh bi-"

Konuşmasına izin vermeden soğuk ellerimi tişörtünden içeri soktum. Belirgin kaslarını okşarken o altımda kıvrılıyordu. Tişörtün eteklerinden tutup çıkarttım ardından ise yere attım.

"Böyle daha iyi" boğazımdan kıkırtı yükseldi. "Aslında bunları bir tepsiye koyup odama gitsek iyi olur. Hem orada klima var."

Ash sesini çıkarmadan kafasını salladı. Bende hızla pankek tabağını çilekleri ve nutellayı tepsiye koydum. Ve üzerimdeki sabahlığı çıkarıp mavi iç çamaşırımla kaldım. Ona tepsiyi almasını işaret edip merdivenleri çıkmaya başladım. İlk katın merdivenini yavaşca çıktık benim odama çıkan cam merdivenlere geldiğimizde elinden tepsiyi alıp kulağına

"Ayakkabılarını çıkartmalısın babacım." diye fısıldadım. Bende ayağımdaki terlikleri çıkarıp ilerledim. İçini göstermeyen cam kapıya ulaştığımda ise yine beklentili gözlerle Ashton'a baktım. Kapımdaki "Only Underwear!" yazısını görünce yine sırıttı. O an gamzerine ve içi parlayan gözlerine bakmam gerekirken ben kendini kasmasından dolayı belirginleşen kaslarına ve bana bakarak sertleşmeye başlamış aletine bakıyordum. Çünkü burada benim rolüm Ashton'ı istiyen aşık saf kız değil, Ashton'ın vücudunu arzulayan kirli sürtüktü.

Ash pantolonundanda kurtulurken bende kapıyı iktirip içeriye girdim. Odamdaki bir duvar hariç hepsi camdı. İçeriyi göstermeyen camlardandı. Yuvarlak yatağım fazlasıyla büyüktü ve perdeliydi. Tepsiyi mor örtülü yatağımın üzerine koydum. Ardından hala kapıda bekleyen Ashton'ın boxerından tutup yatağa çektim.

O yatağın başlığına sırtını dayayıp oturumca bende kalçamı şişliğine yasalacak şekilde kucağına oturdum. Ardından tepsiyide kendi kucağıma koydum. Bir pankeki elime alıp üzerine nutella sürdüm ve içine de kesiğim çileklerden koydum. İlk kendim ıssırıp Ashton'ın ağzına yaklaştırdım. O benim burnuma ben ise onun ağzının heryerine bulaşmış nutellaya gülerken yan taraftaki telefonumu alıp bir fotoğrafımızı çektim.

Ash yüzüme doğru eğilirken ona çaktırmadan işaret parmağımı nutellaya soktum. Tam burnumu yalayıp geri çekilmek üzereyken ani bir hareketle yüzüm ona bakacak şekide kucağına oturdum. Yaptığım ani hareketle inledi.

Hafif açılmış ağzına nutella kaplı olan parmağımı soktum. İlk ne olduğunu anlamasada sonrasında parmağımı emmeye başladı. Ve ben ne olduğunu anlamadan beni ilk defa altına aldı.

-----

Ash ile geçirdiğimiz 4. gündü. Yine evin farklı bir yerinde uyanmıştık. Gece ona yaptığım kucak dansını ve iç çamaşırı koleksiyonumla yaptığım defileyi yarım yamalak hatırlayınca kızarmadım aksine sinsice güldüm.

Bunları Ash'e değilde Michael'a yapsaydım kızarırdım ama bu Ashton.

"Hey bahçede fotoğraf çekimi yapmaya ne dersin?"

"Olur."

Beraber arka bahçeye çıktık. Üzerimde toz pembesi kolsuz yarım tişört ve aynı renkte dar kısa bir etek vardı. Şaçlarımı sallayıp mavi gözlerimi kıstım. Oda yaptıklarımı çekiyordu. En son tişörtü yukarı sıyırıp göğüslerimin ortaya çıkmasını sağladım. Zaten südyen giymemiştim.

Ash ilk önce fotoğrafı çekip sonra yanıma geldi.

Sonra ne mi oldu?

Seks yapmadığımız tek yer olan arka bahçemizde de beni becerdi. Ve ardından jakuzide ve hamağın üzerinde de.

****

Ve prensesin babacığıyla geçirdiği 5 günün sonunda evde birlikte olmadıkları yer kalmamış ve Ash artık prensesin bedenini değil kalbini istiyor olmuştu. Prensesin aksine babacık ona aşık oluyordu. Prensesinin en yakın arkadaşına aşık olduğunu ve kendisini sadece yatmak için istediğini bilerek ona aşık oluyordu.

Ama mutluydu onunla bir haftayı sevgili gibi geçirmişti.

"Prenses istediği zaman fazla iyi bir oyuncu olabiliyor." diye düşündü babacık uçaktan inerken. Ve arkadaşının ona bağırmasıyla sonunda düşüncelerinden uzaklaştı...

I'm Not Princess   m.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin